Aslında önemsiz görünen en küçük detay bile hayati önem taşıyor.
Aslında önemsiz görünen en küçük detay bile hayati önem taşıyor.
Aslında pencerelerin köşesiz bir şekli olması güvenliğimiz içindir. Hava basıncından dolayı pencerelerin köşelerinde çatlaklar oluşabilir. Yuvarlatılmış köşeler, basıncı dağıtarak camların kırılma riskini azaltır. Dairesel şekiller, basınç farklılıklarından kaynaklanan deformasyona daha iyi direnç gösterir.
Bu pencerelerde üç katman vardır. Orta ve dış katmanlar kabin basıncını dengelediği için iç bölmeden nispeten daha önemlidir. Orta katmanda bulunan 'havalandırma deliği', orta ve dış katmanlar arasındaki havanın basıncıyla kabin basıncını dengeler. Ayrıca, bu delik hava boşluğundaki nemi serbest bırakarak pencerede sis ve don oluşumunu engeller.
Bu ışıklar navigasyon için kullanılır. Sol kanatta bulunan kırmızı ışık ve sağ kanatta bulunan yeşil ışık, uçağı geceleri daha görünür kılar. Bunun yanında, ışıklar diğer pilotlara ve trafik kontrol kulesine uçağın nerede olduğunu ve nasıl hareket ettiğini gösterir. Yeşil ve kırmızı kombinasyonu, uçağın drone veya balon gibi diğer uçaklarla karıştırılmasını da azaltır.
Bu sizin ve diğer yolcuların güvenliği için önemlidir. Koltuğunuzun yatık olması, acil bir durumda arkanızda oturan yolcunun tahliyesini zorlaştırır. Dahası, arkanızdaki yolcunun destek/çarpışma poziyonunu almasını zorlaşır. Üstüne, koltuğunuz dik poziyonda değilse, iniş ve kalkış sırasında kafa travması geçirmeniz daha olasıdır.
Böyle hissetmenizin nedeni uçak havalandığında ivme oranın azalmasıdır ve bu kendinizi sanki düşüyormuş gibi hissetmenize neden olabilir. Uçak yükselmeyi bırakıp düzleştikten ve tırmanma hızı düştükten sonra atalet nedeniyle vücudunuz hala yukarı doğru hareket etmeye devam eder.
Hayır, açılamaz. Yani şöyle, kapının açılıp kapanması pilot tarafından kontrol edilir. Kapı manuel olarak açılabilir fakat bunun için pilotun kontrolü devre dışı bırakması gerekir. Ayrıca kapı havadayken açılamaz çünkü uçak irtifa kazandıkça dışarıdaki basınç azalır ve uçağın kapıları kabinden dışarıya doğru iyice yapışır. İster Herkül olsun, bir insan uçak uçarken kapıları açamaz.
Omuz askılarının çalışması için araba çerçevesi veya araba koltuğu gibi sağlam bir şeye bağlanması gerekir. Uçak duvarları ve koltukları yeterince sağlam değil demiyoruz, sadece uçaklar omuz askılıkları için donatılmıyor. Bunun nedeni, omuz askılıkları için yapılacak modifikasyonların uçağı daha ağırlaştıracağı ve daha çok yakıt harcayacağı anlamına geliyor.
Ayrıca bu kemerlerde itme tokaları olduğunu fark etmişsinizdir. Bu tokalar, kemerleri daha güçlü hale getirir ve kemerinizin yanlışlıkla açılmasını engeller. Bu sizi korkutmasın çünkü yolcu istediğinde açması kolaydır.
Uçakların soğuk olmasının altındaki neden, vücudunuzun yeterince oksijen almadığında ortaya çıkabilen hipoksi adı verilen tıbbi bir durumla ilgilidir. Bu durum sıcak hava ile birleştiğinde bayılma riskini artırabilir. Tabii düşük nemden dolayı daha çok üşümeniz de normaldir.
Yemeğin kurumasını önlemek için tadını bozabilecek bir sürü sıvı eklenmesinin yanında, kuru hava koku alma duyumuzu bastırır. Düşük kabin basıncı nedeniyle tatlı-tuzlu fark etmezsizin, yemeğin tadının yoğunluğu bize az gelir. Bu açıklamaya bakıldığında, bize havada kuru gelen uçak yemeklerinin aslında yerde gayet güzel olabileceği anlamına gelir.
Bir çok havayolu firması, müşterilerine domates suyu ikram ediyor. Bunun nedeni yine önceki maddede bahsettiğimiz tat alma duyumuzdaki değişikliktir. Tat alma duyusu hava basıncı ve yüksek uğultu sesinden etkilenince, ekşi, tatlı ve tuzlu gibi aromalı içecekler yolcular tarafından daha az ve daha meyvemsi bir tadı olan domates suyu daha çok tercih edilmekte.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...
9. Neden yemeklerin tadı kötü?!!!! Bunu diyen kisi hayatinda hic ucmamistir....belki bir iki kisi boyle dusunebilir ama tam aksinedir olay!!! hatta hangi ulke oldugunu suan hatirlamiyorum ama ucak yemekleri lokantasi bile acilmistir...