Birçok insan uçmaktan korkar, kimileri hiç uçağa binemez kimileri ise korkudan titreyerek de olsa mecburen yolculuğu yaparlar!
Siz uçmaktan korkan biri olmayabilirsiniz fakat uçuş sırasında tedirginlik hissettiğiniz durumlar oluyordur? Sizler için türbülanslardan, kanatların eğilmesine kadar gerçek tehlikeleri ve boş korkuları derledik.
Türbülans, yükselen ve inen hava sıcaklıkları, özellikle su, dağlar veya farklı bir düzlemden gelen hava akışı arasındaki farktan kaynaklanır (bu genellikle havaalanlarının yakınında olur). Ancak, uçağın düşeceğinden korkmanız için hiçbir sebep yok: uçaklar bu tür hava koşulları için tasarlanmıştır.
Kuşkusuz pilotlar fırtına bulutlarından kaçmaya çalışırlar ve her zaman yaklaşan türbülans hakkında yolcuları uyarırlar, böylece herkesin koltuklarına geri dönmesi ve emniyet kemerlerini bağlaması için yeterli zamanı olur. Ancak bazen türbülansın beklenmedik şekilde başladığı durumlar vardır.
İlerleyen maddelerde bunun hakkında bilgiler var!
Bu ışıklar aslında korkulacak bir durum değildir, çünkü kanat uçlarında uçağın görünürlüğünü sağlayan lambalardan gelen yansımalardır. Bu ışıklar genellikle bulutlardan yansır ve uçak bir fırtınanın içine girmiş yanılgısı yaratır.
Uçağın tüm parçaları birbirine sağlamca monte edilmiştir, uçuş sistemini bakır ızgaralar korur, yakıt depolarında yanmayı önleyici gazlar vardır ve kanatlarda anti-static salan mekanizmalar vardır.
Fakat yine de pilotunuz fırtınalı bir havanın içine girmemek için gerekli rotayı uygular.
Hayır! Uçakta böyle bir sorun yok! İnişten önce havada dönmeniz, uçağın teknik sorunları olduğu anlamına gelmez. Havalimanının çok meşgul olması, uçuş yörüngesinde bir engel (örneğin, bir kuş sürüsü) ya da sert bir rüzgarın ya da güvenli bir inişin başka nedenlerden dolayı imkansız olması durumu olabilir.
Uçaktan gelen “şüpheli” sesler, genellikle yaklaşmakta olan bir tehlikenin işareti değil inişten önce açılan kapaklardan kaynaklanır. Özellikle iniş sırasında uçağın hidrolik sisteminden oldukça fazla ses duyulabilir.
Kalkıştan sonra ve inişten önceki gıcırdama, iniş takımının içeri alınması veya dışa çıkarılmasından kaynaklanır. İniş sırasında hissettiğiniz titreşim, kaymayı önleyen bir cihazdan gelir. Bu arada, eğer uçak yağmurda, hızlı ve sert bir iniş yaparsa bu normal kabul edilir çünkü bu şekilde uçağın kontrolü daha kolay olacaktır.
Uçağın tüm parçaları gibi, iniş takımı ve tekerlekleri de muazzam yükler dikkate alınarak yapılır. Soldaki fotoğrafta sert bir inişin sonucunda tekerleği görebilirsiniz. Burada hiçbir sıkıntı yok!
Fakat yer ekibi bu gibi durumlarda, uçuş öncesi uçağı özel bir sıvı ile kaplar. Eğer uçuşta buzlanma yaşanırsa, uçuş ekibi bunun üstesinden gelebilir. Ekip buzlanma koruyucu sistemi devreye sokar, ve soğuk hava dalgasını derhal terk ederler.
Bu tür durumların her biri için, uçuş ekibinin bir aksiyon planı bulunmaktadır. Ayrıca uçakta bulunan radar fırtına bulutlarını öngörebilir.
Bu durumlarda uçuş ekibi önceden planlanan rotayı değiştirebilir.
Yani uçak hiç beklenmedik bir anda türbülansa girebilir. Öte yandan bu korkulacak bir durum değil, çünkü bu uçağınız yere çakılacak anlamına gelmez.
Hatta uçaklar uzun yıllardır açık hava türbülanslarından sağlam çıkmaktadır, örneğin 1964 yılında bir Boeing B-52 açık hava türbülansına girmiş ve hiç sorun yaşamadan Arkansas'a inmişti.
Açık hava türbülansında gerçek tehlike yaratan tek şey, o anda koltuğunda olmayan, tuvalette olan ya da emniyet kemeri bağlı olmayan yolcuların uçak içinde savrulma tehlikesidir.
Örneğin Moskova - Bangkok uçuşu, Bangkok - Moskova uçuşundan 50 dakika daha kısa sürer. Bunun sebeb ise jet akımlarıdır.
Jet akımlarının yüksek irtifalarda hızı saatte 125 ile 300 mildir. Dünya batıdan doğuya doğru döndüğü için, uçak o yünde giderken bu jet akımlarından bir bakıma faydalanır. Fakat uçak ters yöne doğru yolculuk yapıyorsa, bu akımlar karşısında biraz daha yavaş hareket eder.
Çok anlaşılır bir dilde anlatmışsınız elinize emeğinize sağlık
Güzel içerik teşekkürler editör..