Evladını kaybeden Ebru Şallı'yı artık biraz rahat bıraksak nasıl olur?
Evladını kaybeden Ebru Şallı'yı artık biraz rahat bıraksak nasıl olur?
Doğurmanın, anneliğin, bir evlada sahip olmanın ne demek olduğunu bunu ancak yaşayanlar bilir. Bir anne olarak Ebru Şallı'nın evladına duyduğu sevgiyi anlasam da, yaşadığı acıyı tahayyül edemiyorum.
Anneler Günü'nde Ayşe Arman'a röportaj veren ve zor günlerini nasıl geçirdiğini, bu acıyla nasıl başa çıktığını anlatan Ebru Şallı ateşin düştüğü yeri yaktığını şu sözlerle anlatmıştı: 'Üzerinde alevler olan bir top. Oradan oraya çarpıyor içimde. Dönüyor dönüyor, tüm vücudumu sarıyor. Sonra kora dönüyor, o koru da hissediyorum. 'Bitti mi yoksa?' derken, yangın tekrar başlıyor. İlacın ya da herhangi bir şeyin fayda edeceğini düşünmüyorum. Belki mental olarak bir süre edecektir. Ama sürekli ilaçla da yaşanmaz. Yapacak bir şey yok, ateş düştüğü yeri yakıyor. Ömür boyu da yakacak.'
Sosyal medya bu, ağzı olanın konuşabildiği ve dilediği gibi yorum yapabildiği bir yer en nihayetinde ama evladını henüz kaybetmiş bir anneye de yapılmaz diye düşünüyorsunuz. Evet, yapılmaz ama yapılıyor ve bunun da sebepleri var; birazdan anlatacağız. Önce Ebru Şallı'ya gelen diğer çirkin yorumlara bakalım.
Ve ahlak bekçileri ile insanların acısıyla nasıl başa çıktığını sorgulayanlar yeniden ortaya çıktı: Ebru Şallı tatile çıkamazmış, çıksa bile mayo giyemezmiş, giyse bile bunu paylaşamazmış. Her koşul için öne sürdükleri en az bir saçmalık olan bu topluluğun asıl derdi elbette Ebru Şallı değil, kadınların kendisi...
Ataerkilliğin kadınları toplumda etkisiz hale getirmeye yönelik en büyük adımlarından biri olan ve bir çocuğun tüm sorumluluklarını kadına yükleyen bu kutsallık safsatası tabii ki bir yalan üzerine kurulu.
Anne olmayan kadınlar mutsuz gösteriliyor, her annenin iyi olduğu varsayılıyor, kadın kimliğinin yaşanmasının sadece annelikle ilgili olmadığı kabul edilmiyor. Kadınlığın anneliğe, anneliğin de kutsallığa işaret ettiğine inanılıyor.
Eğitiminden, toplumsal konumundan, kariyerinden bağımsız bir şekilde sistematik olarak her kadın buna maruz kalıyor.
Ebru Şallı'yı da rahat bırakın artık...
Bence annelik kutsaldır. Bir çocuğun anneliği, bir kedinin-köpeğin anneliği kutsaldır. Bulaşık yıkamaktan aciz yetiştirilen kocanın yemesinden içmesine kadar her şeyini sağlayan kadının yaptıkları da annelik sayılır, o da kutsaldır. Annesi olmayan çocuklarına kol kanat geren babanın yaptıkları da anneliktir, o da kutsaldır. Liste uzaaar gider benim nezdimde. Çünkü bence annelik kutsaldır; anneler değil.
'' Nihayet insanlık da öldü! Haber aldığımıza göre, uzun zamandır amansız bir hastalıkla pençeleşen insanlık, dün hayata gözlerini yummuştur. '' -OĞUZ ATAY
Cok cok afedersiniz ama o yorumlari yazanlarin elinin bagini s***ym. SIZE NE LAN SI-ZE-NEEEE???? Herkes her seyin hesabini size mi vermek zorunda? Kadin acisini istedigi gibi yasar. Sana , ona, buna garip gelebilir bunu anlarim, ama taa kadina kadar ulasip fikir belirtmek nedir ya? Yeter ya yeter.