Twitter'ın ve dünyaca ünlü şirketlerin avukatı, başarısıyla paralel renkli kişiliğiyle gönüllerde taht kuran Gönenç Gürkaynak'ın Twitter hesabında paylaştığı listeyi, genç hukukçuların başucunda olması gereken kitapları derledik.
Öyle bildiğiniz hukuk kitaplarından değil bu kitaplar, tıpkı Gürkaynak'ın kişiliği gibi kitaplar da sıra dışı, her biri ayrı bir bilgi kapınsıın anahtarı.
Bu listenin bildiğiniz hukuk kitaplarından oluşmadığını söylemiştik, Pessoa'nın kitabı da bunun ilk örneği. Bir denemeler antolojisi olarak düşünebilirsiniz Huzursuzluğun Kitabını, yazarıyla sık sık aynı kavşaklarda buluşan kurmaca bir karakterin hayatını, dünyanın ve yaşamanın önündeki perdeyi aralayarak okuyacaksınız.
Resimi bırakmış bir ressam olan Emin ve öyküler yazan Yasemin'in talihsizliklerden kurtulamayarak sonlanan aşklarının hikâyesini okuyacaksınız. Orman kokusu arasına birbirini takip etmeyen olayların karıştığı kitabı bir hukukçunun başucuna yerleştiren özelliği belki de tanıtım yazısında da geçen 'Latife Tekin kadın ve erkek arasındaki algı, duygu ve düşünce farklılıklarının bir haritasını çıkarıyor. ' cümlesiyle özetlenebilir.
Fikirlerinden ve özgürlükçü duruşundan hiçbir koşulda ödün vermeyen Server Tanilli, yer yer karşısında yer yer yanında bulduğu devlet mekanizmalarını anlamayı hukukun dinamiklerini anlayabilmek için şart koşar, onun sözleriyle kitabının önemini not edelim:
'Toplum yaşamımızda en çok duyduğumuz kurumdur devlet. Her yönden kuşatmıştır bizi, her şeyiyle etkiler. Ve karışmadığı da yoktur. Düşüncemizden aşımıza ekmeğimize dek.
Ama en az tanıdığımız da odur. Devletin ne olduğunu bilmeyiz pek. Niçin vardır? Aslında kimin adına ne yapar? Bize bir şeyler anlatmışlardır ve onlarla yetinmemiz istenir. İşin gerçeğini biraz kurcalamaya kalksak, engel çıkarırlar, yasaklarla karşılaşırız, olmadık şeyler gelir başımıza.”
16. yüzyılda Yeni Dünya'ya atanan ilk papaz las Casas, onu onurlandırmak amacıyla sunulan toprak ve köleleri bırakarak yurduna, İspanya'ya döndü. Tabii burada yaşanan zulüm ve soykırımı da utançla üstleriyle paylaştı. 1520 yılında uzun uğraşlar sonucu İspanya kralı V. Carlos’u ikna etti ve köleliği yasaklayan bir yasa hazırlandı. Uygulaması için büyük uğraşlar verdi, Yerlilerin Gözyaşları'nı kaleme aldı.
Kitap, keşfin ardından yaşanan sömürgeciliği, yeni bir düzen kurulmasını ve tüm bu süreçte yaşananların 'tek' kaynağı olarak görülüyor.
M.Ö. 106'da doğan devlet adamı Cicero, ömrünü çalışmaya adamış iyi bir felsefe ve hukuk adamıydı da.
Temel bir felsefi problemi, yararlı olan ile ahlaken doğru olanın çatışmasını, probleme bireyin ve devletin yükümlülüklerini de dâhil ederek derinlemesine inceler. Oğluna hitaben, mektup olarak kaleme aldığı eserde, tüm Roma vatandaşlarına yükümlülüğün ne olduğunu ve niçin önem taşıdığını tecrübelerine dayanarak aktarır.
Kitabın vaadini, yazarı hukukçu Akal'dan dinleyelim. ViraVerita platformunun yaptığı bir söyleşide, şöyle anlatıyor:
Kısaca, önce hukuk eğitimi aldığım dönem, sonra da eğitimcilerin safına katıldığım dönem boyunca hukukçuların çoğunun hukuk kuramına ilgi duymadıklarını gördüm. Bunun disiplinin sınırlarını da aşarak kuramsal olandan uzaklaştıran birçok nedeni var, ama sanırım radikal bir kuram reddi yalnızca hukuk alanında yaygın kabul görüyor. Bu da hukukçuların çoğunu hukukî sorunları tartışırken dayanaksız bırakıyor; zemin kayganlaşıyor ve onları oradan oraya savuruyor.
Oysa her hukukî sorunun hukukun kuramsal tarihinde tartışılmış olduğunu bilenler, hangi görüşü savunurlarsa savunsunlar, savlarını üstüne oturtabilecekleri tutarlı dayanaklar bulacaklarını bilirler. Hukuk Nedir?de sorunun, kuramı toptan ihmâl eden yüzeysel “bir” hukuk tanımı ve algısına bağlı olduğunu anlatmaya çalıştım.
Sokrates'in gerçekte yaşayıp yaşamadığına dair tartışmalar süredursun, Platon'un evreninde yaşayan Sokrates'in hikmeti bugün bile bizlere yol gösterici nitelikte. İşte Devlet eserinde Platon, Sokrates'in diyaloglarının da yardımıyla idealindeki devleti, bu devletin felsefi, hukuki, askeri ve diğer tüm yönlerini ortaya seriyor.
Fransız düşünür Montesquieu'nün yazdığı dönemde yasaklılar listesinde yer alan kitabı sadece bir geleneğin değil, tükm dünyanın ihtiyacı olan hukuku, yönetim şeklini araştırıyor. Öyle ki bu ilişkisel sorgulama yönetim şekillerinin hukuka olan etkileri araştırılırken iklim ve ticaretin toplum yapısına olan etkisine de değiniliyor.
Neredeyse 300 yıl öncesinden, güncelliğini eksiltmeden koruyan bir eser.
Sadece Platon ve Xenophon'un görgü tanığı olduğu Sokrates'in yargılanışı o dönem yaşanan sorunların müsebbibi olarak onu ve ahlak dengelerini bozan sözlerini hedef alır.
Şayet bugüne dek gerçekleşmiş tüm duruşmaların kayıtları bir yerde tutuluyor olsaydı tüm bunlar arasından Sokrates'in kendisine yöneltilen suçlamaları yanıtladığı, sorular sorduğu ve alternatif bir yargılama önerdiği bu metin kadar ilginç olanını bulamazdık.
Almanya'dan ayrılarak geldiği Türkiye'de İstanbul ve Ankara Hukuk Fakültesi'nde görev alan, sonraları Türk vatandaşlığına da geçen Hirsch çalışmalarını sürdürdüğü yıllarda Medeni Kanun başta olmak üzere birçok kanunun ortaya çıkışında pay sahibiydi.
Almanya'da başlayan ve Türkiye'nin kuruluş yıllarının ardından şahit olduğu ekonomik ve siyasi gelişmeleri kaleme aldığı Anılarım kitabı 30'lu yıllardan 50'li yıllara dek yaşananların önemli bir kaydı olarak kabul edilir.
İlk kitap bana hediye edildi bir kaç sayfasını okudum çok sıkıldım yeniden deneyeyim bari
Kitap, keşfin ardından yaşanan sömürgeciliği, yeni bir düzen kurulmasını ve tüm bu süreçte yaşananların 'tek' kaynağı olarak görülüyor.NEDEN TEK KAYNAK ?