Tüylerinizi Ürperteceğinden Emin Olduğumuz İnsanlık Tarihini Değiştiren 10 Kraliyet Cinayeti

Kraliyet cinayetlerinin arkasındaki motivasyon ve beraberinde gelen entrikalar, her zaman tarihe önemli ve çarpıcı izler bırakmıştır. Aynı zamanda da insanlık tarihini kökünden değiştiren olaylar olarak anılırlar. Sizin için tarihin en şoke edici ve tüyler ürpertici 10 kraliyet cinayetini derledik!

Günümüzde, kraliyet aileleriyle ilgili en ufak haber koca bir bomba etkisi bırakıyor ve uzun süre de gündemi meşgul ediyor. Ama bu sefer bambaşka bir şeyden bahsediyoruz.

Uzun zamandır tarihte benzeri yaşanmamış olmasına rağmen kraliyet aileleri var olduğu sürece kraliyet cinayetleri de hep var olmuş ve büyük tartışmalara yol açmış.  

Şimdi bahsedeceğimiz kraliyet cinayetleri zamanında sadece büyük siyasi kargaşalara sebep olmadı, zaman zaman büyük savaşlara da yol açtı:

1. Jül Sezar

O zamanlar öyle kral veya kraliçe statüleri olmamasına rağmen, Jül Sezar milattan önce birinci yüzyılın Roma’sında kral olarak adlandırılmaya en yakın kişiydi. Sezar, M.Ö 44 yılında kendisini diktatör ilan etti. Bununla birlikte, mutlak iktidar için yaptığı haçlı seferleri birçok Romalı politikacının ve seçkinin hiç ama hiç hoşuna gitmedi. 15 Mart, M.Ö 44 yılında, 'Mart'ın İdeleri', özetle Gaius Cassius Longinus, Decimus Junius Brutus Albinus ve Marcus Junius Brutus’un liderliğiyle yönetilen bir grup senatör, Sezar'ı Senato'da 23 kez bıçaklayarak hayatına son verdi. Sezar’a yapılan suikast, bizim Augustus olarak bildiğimiz, Sezar’ın evlatlık oğlu olan Octavian'ın Roma'nın ilk imparatoru olmasına yol açan bir dizi iç savaşın başlamasına sebep oldu.

2. Navarre’li II. Blanche

II. Blanche, 1424 yılında, modern Fransa ve İspanya arasında küçük bir krallık olan Navarre’de doğdu. Tahtın birinci varisiydi ve babası ile kız kardeşi hiç istemediği halde 1461-1464 yılları arasında Navarre Kraliçesi unvanını aldı. II. Blanche’nin aşkla yapmadığı evliliği boşanmayla sonuçlanınca, kendisi babası ve kız kardeşi tarafından ciddi ciddi hapsedildi. Şansa bakın ki, 1464 yılında II. Blanche hapsedildiği yerde ölü bulundu. Ölümü, kız kardeşi Eleanor’un yeni kraliçe olarak tahta çıkmasına, babasının da krallık üzerinde çok daha fazla güç sahibi olmasına yol açtı. Günümüzde, ailesinin onu bile isteye zehirlediği için öldüğüne inanılıyor.

3. Kuledeki Prensler

IV. Edward ve Elizabeth Woodville’in oğulları, 1455-1485 yılları arasında ‘Güller Savaşı’ olarak adlandırılan iç savaş döneminde, büyük bir kaosun içine doğdular. Üstüne babaları, IV. Edward vefat edince bu sefer de siyasi bir belirsizliğin içine sürüklendiler. IV. Edward’ın 1483’teki ölümü üzerine, kardeşi Gloucester Dükü, 12 yaşındaki prenslerin koruyucusu olarak hükümetin başına geçti. Gloucester Dükü, hükümetin başına geçtiği yıl, yeğenlerini koruma altına alma vaadiyle Londra Kulesi’ne yerleştirdi. Oldukça iyi niyetli gözüken bu hamle sonrasında, prensleri bir daha hiç kimse görmedi. Ne tesadüf ki, 1674 yılında bir grup işçi Londra Kulesi’ndeki merdivenlerin altında, bir ahşap sandığın içinde prenslerin yaşında iki erkek çocuğunun cesedine ulaştılar.

4. Tabinshwehti

Tabinshwehti’nin ölümü tarihin en büyük dönüm noktalarından biri olarak tanımlanıyor. 16. yüzyılda Burma Kralı olan Tabinshwehti, Toungoo İmparatorluğunu kurmak ve krallığı büyütmek gibi önemli başarılara imza attı. Fakat şaraba olan düşkünlüğü her zaman ön plandaydı ve bu da ondan pek hoşlanmayan insanların onu zayıf ve oltaya getirilebilir görmesine sebep oldu. 30 Nisan 1550 yılının sabahında iki kılıç ustası, planlanmış bir şekilde kraliyet çadırına girerek Tabinshwehti’yi idam etti ve hayatına son verdi. Ölümünden sonra onun 15 yılda emek harcayarak kurduğu imparatorluk paramparça oldu ve her bölgenin valisinin kendi bağımsızlığını ilan etmesi üzerine büyük savaşlar çıktı.

5. I. Mary

Kral VII. Henry’nin torunu, İskoç Kraliçesi I. Mary, İngiliz tahtına geçmekte büyük iddiaları olan, güçlü bir kadındı. İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth, ilk önce I. Mary’i sarayında memnuniyetle karşılasa da I. Mary, kraliçeyi tahtından etmek için planlanan çeşitli Katolik ve İspanyol komplolarına dahil oldu. Ve işler değişti. Kısa bir süre içerisinde I. Elizabeth, I.Mary’i ev hapsine mahkum etme kararı aldı. I. Mary tam 19 yıl ev hapsinde kaldı. 1586 yılında, saraya Elizabeth’i öldürmek için büyük bir komplo kurulduğunun haberi geldi. 19 yıl süren bir ev hapsinin içerisinde olmasına rağmen, I. Mary’nin mahkemeye çıkarılmasına karar verildi. Mahkeme sonucunda, suç ortaklığından hüküm giydi ve ölüm cezasına çarptırıldı.

6. I. Charles

Avrupa’daki en ünlü ve en önemli siyasi cinayet eylemlerinden biri, İngiliz İç Savaşları sırasında Kral I. Charles’ın idama mahkûm edilmesiydi. Charles, hükümdarlığı boyunca, hep düzen bozan kral olarak anıldı ve parlamento ile sık sık tartıştı. İngiltere bir noktada monarşi ve parlamento yanlıları olarak ikiye ayrıldı ve bu durum da açık bir isyana dönüştü. Soylu kesimin askeri üstünlük sahibi olduğu sistemi kırmaya çalışan parlamento yanlıları, liderleri Cromwell öncülüğünde iç savaş sırasında bir dizi zafer kazanınca, bir kralı öldürmeyi haklı çıkarmanın yollarını aramaya başladılar. 1648 yılında parlamento, Charles’ın iç savaşlardaki başarısızlığı ve yanlış taktikleri sebebiyle vatana ihanetten yargılanmasına karar verdi. Özellikle Cromwell’in artan baskısıyla 27 Ocak 1649’da tarihe imza atan bir olay gerçekleşti ve I. Charles idam edildi.

7. XVI. Louis ve Kraliçe Marie Antoinette

Kararsız bir yapıya sahip olan ve kral unvanını nasıl yöneteceğine dair sıkıntılar çeken XVI. Louis, hükümdarlığı boyunca ülkeyi daha fazla borca sürükledi ve Fransız Devrimi’ni körükleyecek uluslararası krediler aldı. 1780’li yıllarda ülke, çoktan iflasın eşiğine gelmişti ve bu da kralın radikal mali reformları doğru olmadığı halde desteklemesine sebep oldu. Ülkedeki tüm kaos ve ekonomik sıkıntıya rağmen Kral Louis ve eşi, Kraliçe Marie Antoniette, müsrif ve hiçbir şeyden etkilenmiyormuş gibi gözüken zengin bir hayat tarzında yaşamaya devam ettiler. Bu durum Fransa halkının sorunlara hiçbir çözüm bulmaya çalışmadan bencil bir hayat yaşadıklarını düşünmesine yol açtı ve Ağustos 1792’de monarşi devrildikten hemen bir yıl sonra kral ve kraliçe, vatana ihanetten giyotinle idam edildi.

8. Avusturya İmparatoriçesi Sisi

Orijinal adıyla Elisabeth, daha çok bilinen adıyla Avusturya İmparatoriçesi Sisi, güzelliği ve gözlerden uzak olma arzusuyla meşhurdu. Gösterişten hiç hoşlanmayan Sisi, İşviçre’nin Cenevre kentinde kaldığı süre boyunca takma bir isimle seyahat etmeyi tercih etti. Bir gün kaldığı otellerden birinde gerçek kimliğini ifşa etmesinin ardından, ziyaretinin haberi hızla yayıldı. 10 Eylül 1898 yılının sabahında yanında kimse olmadan yürüyüşe çıktı ve o gün, 25 yaşındaki İtalyan anarşist Luigi Lucheni tarafından 4 inç uzunluğunda bir iğne törpüsüyle bıçaklandı. Sisi’nin korsesi kanamayı bir süreliğine yavaşlatmayı başardı fakat sonuç değişmedi ve Avusturya’nın çok sevilen, hayırsever imparatoriçesi Sisi vefat etti. Ölümünün ardından büyük bir şok ve yas hali Viyana’yı kasıp kavurdu, ülkeyi de büyük bir huzursuzluk kapladı.

9. Franz Ferdinand

Tüm zamanların belki de en ciddi etki bırakan kraliyet suikastı Avusturya Arşidükü ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun varisi Franz Ferdinand’ın öldürülmesiydi. 1914 yılında imparatorluk zaten birbirine karışmış çeşitli etnik ve ulusal gruplardan oluşuyordu. Komşu Sırbistan’ın karşı çıkışına rağmen, Bosna, imparatorluğun kararıyla 1908 yılında ilhak edildi. Dolayısıyla, Franz Ferdinand 28 Haziran 1914’te Bosna’yı ziyaret ettiğinde gerilim hala oldukça yüksekti. Ferdinand ve eşi Sophie ziyaretleri sırasında arabalarıyla dolaşırken 19 yaşındaki Slav milliyetçi Gavrilo Princip çifti vurarak öldürdü. Çiftin cinayeti Birinci Dünya Savaşı’nı tetikledi ve Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya, Fransa ve İngiltere’yi de yanına çekerek Sırbistan’a savaş ilan etti.

10. Romanov Ailesi

Birinci Dünya Savaşı sırasındaki askeri başarısızlıkların yanı sıra yaygın enflasyon ve gıda kıtlığı, 1917-1923 Rus Devrimi'ni kışkırtan faktörler arasındaydı. Çar II. Nikolay’ın beş çocuklu yedi kişilik ailesi iktidardan uzaklaştırıldı ve Rusya'daki Yekaterinburg'a sürüldü. Ama sürgün kimilerine yeterli gelmedi ve Beyaz Ordu'nun monarşiyi yeniden kurmaya çalışacağından korkan Bolşevikler, Romanov ailesinin öldürülmesine karar verdi. 17 Temmuz 1918’de Romanov ailesi kaldıkları evin bodrum katına götürülerek kurşuna dizildi. Romanov hanedanının büyük bir kısmının ölümüne sebebiyet veren bu cinayet, 20. yüzyılın en kanlı siyasi eylemlerinden biri olarak anılıyor. Aynı zamanda da emperyalist Rusya'nın sonunu ve Sovyet rejiminin başlangıcını simgeliyor.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Öğrenince Büyük Bir Aydınlanma Yaşayacağınızı İddia Ettiğimiz Birbirinden İlginç Bilgiler
Okullarda Bizlere Asla Öğretilmediği İçin Şoke Olacağınız Her Biri Birbirinden Şaşırtıcı 15 Tarihi Gerçek
Antik Dönemlere Ait Bu Kadar da Olamaz Diyeceğiniz Birbirinden Korkunç 10 İşkence Türü

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
YORUMLAR
02.03.2023

Keşke Osmanlı imparatorluğundaki Cinayetleri de Yazsaydınız

02.03.2023

entrika

Cok yararli ve keyifli bilgiler super olmus!

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ