Psikiyatri Merkezilerinde her zaman şimdilerde olduğu gibi modern yöntemler uygulanmıyordu. İnsanlık dışı yöntemlerin uygulandığı bu korkutucu tesisleri sizin için listeledik!
Psikiyatri Merkezilerinde her zaman şimdilerde olduğu gibi modern yöntemler uygulanmıyordu. İnsanlık dışı yöntemlerin uygulandığı bu korkutucu tesisleri sizin için listeledik!
İngiltere'de 2013 yılında metro hattı için yapılan çalışmalar sırasında yerin altından 3000'in üzerinde insan iskeletiyle karşılaşıldı. Yapılan incelemelere göre buradaki iskeletlerin büyük bir kısmı asıl adı Bethlam Royal Hospital olan ancak kötü namı nedeniyle Bedlam (tımarhane, karışıklık) Hastanesi olarak anılan yapıya aitti. Kaynaklara göre burada hastalar aç bırakılıp zincirleniyordu. Açlıktan ölen hastalar hastanenin tüyler ürpertici bir üne kavuşmasına sebep oldu.
Guatemala'daki hastane bazı kişiler tarafında dünyanın en tehlikeli akıl sağlığı kurumu olarak kabul ediliyor. Hastalardan bazıları uyuşturulmuş haldeyken tecavüze uğradığını söylüyor. Dahası, bazı cinsel istismar görüntüleri kamerayla da kayıt altına alınmış. Hala hizmete açık olan hastanede, ziyaretçilerin söylediklerine göre hastalar yoğun şekilde uyuşturulmuş, paçavralar giydirilmiş ve temizlenmelerine bile izin verilmiyormuş.
1869 yılında New York'ta faaliyetlerine başlayan hastane 19. yüzyıl mimarisinden izler taşıyor. Buraya tedavi görmek için gelen hastalar zincirlenerek veya bağlanarak kontrol altına alınıyordu. Üstelik hastalara zaman zaman elektroşok da uygulanıyordu. 1995 yılında, hastanenin çatı katında eski hastalara ait onlarca bavul bulundu. Terk edilmiş ve çürümeye bırakılmış binanın yakınındaki mezarlıkta ise isimsiz mezarlar bulunuyor. O yıllarda mezar taşında akıl hastası birinin soyadının görünmesi, aile için utanç kaynağı kabul ediliyordu. Bu nedenle buradaki mezarların kime ait olduğu da henüz bilinmiyor.
1915 yılında Amerika'nın ilk özel ruhsatlı psikiyatri hastanesi bir zamanların ikonik caz sanatçısı Zelda Fitzgerald ve 8 diğer kadına mezar oldu. 1948 senesinin Mart ayında Zelda hastanenin bir odasına kilitlenmiş elektroşok tedavisini bekliyordu. O sırada çıkan yangın ahşap binada hızlıca yayıldı ve kadınların trajik sonunu hazırladı. Zelda'nın bedeni ise terlikleri sayesinde teşhis edilebildi.
Güney Kore'de bulunan ve medyaya çokça çılgın doktorlar ve cani hastalar ile konu olsa da hastanenin terk edilme sebebi kanalizasyon sistemindeki bozukluk ve sağlık koşulları olarak kayıt edilmiş. Pek çok turist bölgeye hayalet avlamak için de geliyor. Hatta 2008 yılında hastane hakkında ''Gonjiam: Haunted Asylum'' isimli bir korku filmi çekildi.
1924 yılında kapılarını hastalara açan günümüzde terk edilen merkez, New York'ta bulunuyor. Yıllar boyunca burada hastalar üzerinde pek çok deneysel yöntem uygulandı. Zaman içinde merkezi ziyaret eden hasta sayısı kademeli olarak azaldı. Binada sadece bekçiler ve vandallar kaldı. Mülk hakkında hayalet hikayeleri kulaktan kulağa yayılmaya başlandı.
Zamanından oldukça ilerici uygulamalara sahip olan tesis ''uğursuz'' olarak anılıyordu. Tesis çok kalabalıktı ve üstelik hastaların çoğu çocuktu. Tesisin kalabalık olması ve fonların yetersiz gelmesi personel eksikliğine yol açtı ve kurum, insan haklarını ihlal eden, hastalarını taciz eden bir yere dönüştü. En sonunda Letchwoth huysuz çocuklarıyla uğraşmak istemeyenlerin ailelerin çocuklarını gönderdiği ve çoğu zaman unuttuğu bir yer oldu. Tesis buradaki çocukları klinik deneylerde kobay olarak kullandı.
1925 yılında açılan Forest Haven, başlangıçta çocuklara hizmet veren kaliteli bir merkez olarak tanınıyordu. Çocuklara temel eğitim veren ve duygusal olarak güçlendiren uygulamaları mevcuttu. 1960'lardan sonra finansal olarak zorluk çeken hastane bazı programlarını durdurdu ve personellerini azalttı. Sonunda burada tedavi gören insanlar ihmallerden kaynaklı olarak ölmeye başladı ve burada can veren yüzlerce insan yakındaki işaretsiz bir alana gömüldü. Raporlara göre burada ölen bazı mahkumların cesetleri tıbbi deneylere konu oldu.
İtalya'da bulunan terk edilmiş hastane birçok insanlık dışı muameleye ev sahipliği yaptı. Hastalara elektroşok tedavisi ve insülinle koma indüksiyonu gibi uygulamalar yaygındı. Test amaçlı verilen haplar çoğu zaman burada tedavi gören insanları zehirliyordu. Bazı ilaçların geri dönülemez etkileri göz ardı edilmişti. Mahkumlar sürekli sakinleştiriliyordu, hatta buz dolu tanklara yerleştiriliyordu. Odaların parmaklıklı görüntüsü hapishaneyi andırıyordu. Dahası, iç yönetmeliğe göre hastaların aileleriyle iletişim kurması, mektuplaşması da yasaklanmıştı.
1912 yılında açılan bu psikiyatri merkezinin tarihi de oldukça iç karartıcı ve tüyler ürpertici. 1970'lerde suç adeta merkezi esir almış ve 20 ay arayla üç tecavüz, 52 yangın, 130 hırsızlık, 6 intihar, 1 silahlı saldırı ve 1 isyan meydana gelmişti. Sonrasında ise bina terk edilmiş. Hastane şimdilerde çürümeye bırakıldı.
mutlak sonumuza hazırlıyorlar hadi hayırlısı
Hastaneler korkulacak yerler değil ailemden çok giren çıkan oldu ama emin olun mum gibi oluyorlar