Avustralya'ya gitmeyi planlayanınız var mı? Eğer bu koca kıtada diğer insanların ziyaret etmeye cesaret edemediği yerlere gitmeyi göze alabilecek olanlar varsa doğru yerdesiniz. İşte sınırlarını zorlamak isteyenler için Avustralya'da ziyaret edilebilecek en ürkütücü yerler! 👇
'Yıllar boyunca Kırsal Yangın Servisi'nde çalıştığım için hayatımda çok fazla yangınla karşılaştım. Çoğu zaman yangın söndürmek yerine etraftaki mülkü korumamız isteniyor. Bu yüzden peş peşe topraklı ve çamurlu yollardan geçiyoruz.'
'Ev sahipleriyle tanıştığınızda birçoğu size garip bir his veriyor. Evlerinin bahçelerinde enteresan eşyaları oluyor, bazıları size gözlerini dikip bakıyor, hiç ağzını açmıyor... 'Kimse buraya gelmez' diyenler de var. Bilmiyorum, bazen evlerin yakınındayken bodrum katından birilerinin çığlıklar duyuyor gibi hissediyorum.'
'Bu mahalleye gelince bir grup yaşlı insan karanlıklardan çıkıp ruhunuzu emeceklermiş hissine kapılıyorsunuz. Arkadaşlarımla buradan geçerken arabamız bozulur da bir geceyi burada geçirmek zorunda kalırız diye şaka yapmıştık. Korku filmlerinin giriş sahneleri gibi bir şey yaşanır herhalde.'
'Queenstown'ı çoğu insan bilir ama asıl görülmesi gereken yer Rossarden. Eskiden madencilik yapılan bu bölge Ben Lomond'un güneylerinde bulunuyor. Burada yaşayan insanlar ise suçlular, çaresiz insanlar ve madencilik aletlerinin üzerinde oynayan çocuklar.'
'Bu dağ insanlara iri granit kayalardan oluşan devasa bir sarayı anımsatıyor ve çok ürkütücü. Gittiğimizde kayaların üzerinden atlayarak dağın eteklerine ulaştık ve yanımızda bir grup çocuk vardı. Aileleri de onları uzaktan izliyordu. Biraz ilerledikten sonra daha fazla gitmek istemediğimize karar verdik, bu kadar çok kömürleşmiş kayayı bir arada görmek insanı rahatsız ediyor.'
'Sanki eski zamanlarda takılı kalmış bir mağara gibi. Galiba eskiden turistlerin ilgisini çekeceği düşünülerek yatırım yapılmış ama biz gittiğimizde çoğu işyerinin kapandığını gördük.'
'Ben gece turuna katıldım ve karşılaştığım manzara yüzünden tur otobüsüne adeta kaçarak döndüm! Tüm mekan rahatsız edici.'
'Ben bu bataklığı gece ziyaret ettim ve oldukça enteresan olan ağaçlarda yüzler gördüğüme yemin edebilirim.'
'Buraya birkaç arkadaşımla ev kiralayıp gittik. Ev sahipleri nazik ama tuhaf insanlardı. Ev ilk bakışta hoş görünse de etrafta yersiz duran sanat eserleri bulunuyordu. Kasabadaki tek kafeye öğle yemeği yemeye gittik. 20'nin üzerinde çalışanları vardı, çoğu 20'li yaşlarda görünen Avrupalı kadınlar ve birkaç yaşlı adamdan oluşuyordu.'
'Bomboş bir kafede neden bu kadar çalışan var ve neden herkes 1903 yılında yaşıyormuş gibi giyinmiş acaba diye düşündük. Sonra kasaba boyunca yürümeye başladık ve her yer aynı hissi yayıyordu. İnternette aradığımızda ise buranın bir tarikat kasabası olduğunu, bir sürü kayıp insan haberi ve suçluların arandığını gördük. Anında terk ettik mekanı tabii.'
'Sidney'in The Rocks bölgesini hayatım boyunca enteresan bulmuştum. Sanırım okul döneminde duyduğum veba haberleri yüzünden. Bu civarda sık sık ziyaret ettiğim bir apartmanda bir tuhaflık sezdim. Bir keresinde hayalete benzeyen bir figür önümde belirip havaya doğru kaybolmaya başladı. O zaman yanımda iki köpek vardı, birisi hayalete doğru havlamaya başladı. Bir defasında da apartmana geri döndüğümüzde, ikinci kattaki cam tırabzanların kırılıp yerlerin cam parçası olduğunu gördüm.'
'Bir sene boyunca Junee'de yaşadım ve tüm kasabanın insanı ürperttiğini söyleyebilirim. Burada bir hapishane, suçlular, perili bir çiftlik evi, eskiden bölgede otopsilerin yapıldığın tek yer olan ter edilmiş bir hastane var. Ayrıca diğer yerlere kıyasla hava daha soğuk oluyor. Perili evin yanındaki oyuncak bebek müzesi de cabası...'
'Çam ormanları gerçekten hayatınızda görüp görebileceğiniz en berbat ve korkunç şeylerle dolu. Bir keresinde arkadaşlarımla ormanın derinliklerine inmeye karar verdik ve açık bir alanda bulduk kendimizi. Etrafta küçük çam ağaçları vardı, bazıları halatla bağlanmıştı. Bir çadır kurulmuştu, yeşil sandalye, anlamsız bazı eşyalar, mavi bir kutu, kürek ve çukura atılmış çocuk kıyafetleri vardı. Birisi beni izliyormuş gibi geldi. Arkadaşımla koşarak kaçmaya karar verdik ama ben bir kemiğin üzerine basıp düştüm. Etrafa baktığımda yüzlerce kemik olduğunu gördüm. Kulağa bir korku filmi sahnesi gibi gelebilir ama yaşadığım şey gerçekten böyleydi!'
'İnsanı hem klostrofobik hem de gözler önünde hissettiriyor, sanki birisi sizi sürekli izliyormuş gibi. Bin türlü kemiğin üzerine bastım ve aralarında hiç insan kemiği bulunup bulunmadığını merak ettim. Bir daha asla ziyaret etmem.'