Kaslowski, enflasyonla mücadelede en önemli konunun enflasyonun yapısını anlamak olduğunu da kaydederek, şunları söyledi:
Zannediyoruz ki tek sebep kur. Bu tam böyle değil. Kur etkili ama Türkiye’de sadece maliyet enflasyonu yok. Aşırı talebin yarattığı bir enflasyon da var. Örneğin aynı hataya Fed de düştü, ‘‘Geçici, arz yanlı' dedi, fakat ardından gördü ki talep yanlı bir enflasyon da mevcut. Sandıkları kadar geçici de değil. Para politikasındaki gidişatı hızla değiştirdi. Biz ise Türkiye’de enflasyonun tek kaynağının maliyet tarafı olduğunu varsayıyoruz. Oysa aşırı talep de çok etkili. Para politikasını da bu kapsamda kullanmadığımız için enflasyon da yıllardır yükseliyor.
Fiyat istikrarının olmadığı yerde ekonominin tüm aktörlerinin ve toplumun tüm kesimlerinin zarar göreceğini anlatan Kaslowski, “Enflasyonist bir ortamın kazananı yoktur; sabit gelirlinin aldığı ücret hızla erir, işletmelerin öz sermayesi zayıflar. Neticede ülke olarak fakirleşiriz, mutsuzluk artar, işte ve toplumda huzur kalmaz. Bu sarmaldan çıkmanın yolu, enflasyonla doğru politikalar izleyerek mücadele etmekten geçer. Ayrıca vergi politikası ve sosyal transferler ile gelir adaletinin iyileştirilmesi, sosyal hizmetler ile asgari yaşamsal ihtiyaçlara erişimin geliştirilmesi önemli. Bu krizden toplumun hiçbir kesiminin zarar görmeden çıkmasını sağlamalıyız” şeklinde konuştu ve şöyle devam etti:
2021’de yüzde 11’lik bir büyüme olduğunu tahmin ediyoruz. 2022’de yüzde 3 ile çalışıyoruz ama 2021’den farklı bir kompozisyon var. Daha çok tüketim ve ihracatla devam ediyoruz. Yatırımlarda ise belirsizliğin yarattığı yatırımları yavaşlatan bir süreç içerisindeyiz. İhracatımız da Avrupa’da yavaşlayan taleple beraber yavaşlıyor. KGF gibi desteklerin etkilerini izleyip göreceğiz. 2022’de turizm gelirlerinden umutluyuz. Risk ise Ukrayna ve Rusya’nın durumu. Kovid-19 pandemisi sonrasında Avrupa ve ABD hızlı toparlandı. Üç alanda önemli teşvikler veriliyor: Sürdürülebilirlik, dijitalleşme ve inovasyon. Bu toparlanma tüm dünyadan yetkin insanları da kendilerine çekti. Dijital dönüşümü sağlayabilecek kişiler şu anda uzaktan çalışmayla tüm dünyaya oturdukları yerden transfer olabiliyorlar. Bu durum artık ekstrem bir şey değil, normalleşmeye başladı.