Başkent Ankara'da savunma sanayinin kalbi TUSAŞ'a yapılan terör saldırısının ardından, tüm gözler Ankara'ya çevrildi. Ülkemizi yasa boğan olayların ardından her gelişme yakından takip ediliyor. Şehit ve yaralılarımızın olduğu korkunç saldırının failleri merak ediliyor. Peki, TUSAŞ'ta neler oldu? TUSAŞ'a kim saldırdı? Saldırıyı kim üstlendi?
İşte, detaylar...
Ankara'nın Kahramankazan ilçesinde bulunan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii Anonim Şirketine (TUSAŞ) Tesisi'ne ait binada, 23 Ekim Çarşamba günü saat 15.26 sıralarında terör saldırısı gerçekleşti.
Biri kadın biri erkek teröristlerin taksi şoförünü de katlettiği öğrenildi. Saldırganlar, uzun namlulu silahlarla sivillere ateş ettiler. Patlama sesleri de duyulan bölgeye teröristlerin sırt çantalarında patlayıcı madde taşıyarak geldikleri kaydedildi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, tarafından yapılan ilk açıklamada 3 kişinin şehit olduğu ve 14 yaralı bulunduğunu duyurulmuştu. Saldırının gerçekleştiği 23 Ekim akşamı saat 21.00 sularında şehit sayısının 5'e yükseldiği açıklandı. Bakan Yerlikaya, operasyon sırasında 7 özel hareket mensubunun yaralandığını ifade etti.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, saldırının kim tarafından yapıldığını araştırdıklarını, bunun için 2 teröristin kimliklerinin berlilenmeye çalıştığını açıklamıştı. Daha sonra teröristlerin etkisiz hale getirildiğini duyuran Bakan Yerlikaya, açıklamasında 'Büyük ihtimal PKK yaptı' ifadelerini kullandı.
Güler, basın mensuplarına yaptığı açıklamada; “Bu PKK'lı şerefsizlere hak ettikleri cezayı her seferinde veriyoruz, akıllanmıyorlar. Her zaman söylediğimi tekrar ediyorum, en son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar bunların peşini bırakmayacağız.” ifadelerini kullandı.
'Ankara’daki saldırıyı kınıyoruz, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyoruz. Yaralılara da geçmiş olsun dileklerimizle birlikte acil şifalar temenni ediyoruz.
Sorunlarımızın konuşarak, diyalogla, siyaset yoluyla çözülmesi arayışlarını kanla kesmeye çalışan anlayış bilmeli ki eğer Öcalan bir inisiyatif alır ve siyasetin önünü açmak isterse tüm gücümüzle arkasında olacağız.
Demokratik siyaseti ve barış arayışlarını itibarsızlaştırmaya, iradesiz kılmaya yönelik hiçbir yaklaşımı kabul etmeyecegiz. Herkes hesabını kitabını buna göre yapmalıdır. Barış isteyenlerin sesinin, kimden gelirse gelsin bu defa bastırılmasına asla izin vermeyeceğiz.'