Türkiye'nin Notunu Düşüren Fitch'in Kararının Perde Arkası: Dolar ve Enflasyon İçin Ne Dendi?

Türkiye'nin günün ikinci yarısında bayram tatiline girdiği gece, Fitch kredi notunu düşürdü. Not açıklamasında görünüm negatif kalmaya devam ederken, Türkiye'nin risklerine dair yapılan açıklama metni çok anlaşılır görünmüyordu. Fitch'in kararının perde arkasında neler vardı?

Kredi notunun düşürülmesinde detaylar ve açıklama burada👇

Fitch, Türkiye'nin Kredi Notunu Düşürdü

Gazeteci Barış Soydan, kararın perde arkasını yazdı. Sonrasında da biz de metne bir göz gezdirdik.

Özetle Soydan, not düşürmenin hikayesini şöyle anlatmış:

Notu kırmasının nedeni “Yörüngenin oldukça belirsizliğini koruması” filan değil. Fitch özetle, “Türkiye ağır bir kriz riskiyle karşı karşıya. Şansı yaver giderse krize girmekten kurtulabilir ama şansının yaver gideceğinin garantisi yok” diyor.

Gelin o zaman birlikte göz atalım ne demiş bu Fitch ama önce Türkiye'nin karnesine bir göz atalım👇Türkiye'

Kredi notundaki düşüş ve görünümün sebepleri şu şekilde açıklanıyor👇

  • Enflasyon sarmalı

  • Makro politikalar ve artan dış riskler

  • Müdahaleci politikalarda artış

  • Finansman ihtiyacında artış, sınırlı girişler

  • Baskı altındaki rezervler

  • Yüksek finansal dolarizasyon

Kaynak: Fitch

Enflasyon sarmalı

Enflasyonun 2022'de ortalama %71,4 gerçeklemesi tahmin edilirken, bu da önümüzdeki aylarda da enflasyon düşüş olmaması anlamına geliyor. Döviz kuru geçişkenliğinin hem hız hem de büyüklük olarak arttığına dikkat çekilirken, artan geriye dönük endeksleme riskleri, artan beklentiler ve liradaki ek değer kaybı belirsizlikleri koruyor. Enflasyonun seneye de ortalama %57 olması bekleniyor.

Makro politikalar ve artan dış riskler

Merkez Bankası'nın siyasi kaygılar eşliğinde enflasyondaki hızlı yükselişe ve Ukrayna'daki savaşın özellikle enerji emtia piyasaları üzerindeki etkisi ile gelişmiş ekonomilerdeki sıkılaşan para politikalarına rağmen politika faizini Aralık 2021'den bu yana %14'te tuttuğu hatırlatılıyor. Hükümetin yüksek büyümeyi sürdürmeye odaklanması ile döviz talebinin canlı kaldığını ve TL üzerinde baskının sürdüğü belirtiliyor. Rezervlerdeki düşüş ve enflasyonun, yüksek cari açık finansmanında ihtiyaç duyulan sermaye girişlerini engellediğine de dikkat çekiliyor.

Müdahaleci politikalarda artış

Hızlı kredi büyümesinin hızını azaltmak için alınan açıklanan makroihtiyati politikaların ve sermaye akışında sıkılaşan önlemlerin riskleri azaltmadığı düşünülüyor. Şirketlerin döviz varlıkları üzerinden TL kredilere getirilen düzenlemenin de müdahaleci ve öngörülemez olduğu söyleniyor. 

Mevduatlarda ya da banka ve şirketlerin finansman erişiminin bozulması halinde ise rezervleri baskı altına alınması riski bulunduğuna dikkat çekiliyor.

Finansman ihtiyacında artış, sınırlı girişler

Enerji fiyatlarındaki yükseliş ile dış talepteki zayıflama, turizmde görülen toparlanmaya karşın 2022'de GSYİH'nın %5,1'i oranında cari açık beklentisi bulunurken, son yıllarda ödemeler dengesinde desteklenen görünümün rezervler üzerinde riskini sürdürdüğü belirtiliyor. 

Önümüzdeki 12 ayda (Nisan sonu) vadesi dolacak dış borcun 182 milyar  dolar olduğu hatırlatılırken, dış finansmana erişim daha sıkı küresel finansman koşullar ile artan finansman maliyetleri de göz önüne alınarak savunmasız kalıyor.

Baskı altındaki rezervler

Rezervlerin 101 milyar dolar, net rezervlerin de 7,5 milyar dolara gerilediği belirtilirken, Merkez Bankası net döviz varlık pozisyonunun Haziran ayında bir miktar negatife döndüğünü ve eksi 64 milyar dolara düştüğün tahmin ediliyor. Rezervlerin 2022 sonunda 94 milyar, 2023'te ise 88 milyar dolara gerileyeceği tahmin edilirken, mevcut dış ödemelerin rezerv kapsamında 2,7 ay dönüş süresi olduğuna bunun Türkiye ile aynı notta olan ülkelerde 3,8 ay olduğuna dikkat çekiliyor.

Yüksek finansal dolarizasyon

Yabancı para cinsinden ve yabancı paraya odaklı mevduatların toplam mevduat içinde %71 oranında pay aldığına dikkat çekilirken, döviz oynaklığına karşı hassasiyetin altı çiziliyor. KKM'nin maliyeti dışında dönüşlerdeki azalışın döviz talebini de artırabileceği belirtiliyor.

Büyümenin getirdiği açıklara dikkat çekilirken, yıl sonu dolar 20 TL olacak deniliyor.

Merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH'nın %3,3'üne ulaşacağı ve 2022 bütçe hedefinin %3,5'ini aşacağı tahmin ediliyor. Yüksek enflasyon ile maaşlardaki artış, artan borçlanma faizleri ve KİT'lere, özellikle BOTAŞ'a yapılan transferlerin etkisi olduğu söyleniyor. Bütçeye giderek daha fazla bağımlı hale gelen ekonominin enflasyon etkisini hafifletmeye yönelik tedbirlerinin maliyetinin artacağı ve doların yıl sonunda 20 lira olması öngörülüyor.

Seçimlere kadar büyüme odaklı politika beklentisi yanında diplomatik risklere dikkat çekiliyor.

Kamu borcunda düşüş yabancı para cinsinden borçlanmanın 2017'deki yüzde 39'dan yüzde 67'ye çıkması ile kur riskine karşı savunmasız kılıyor. 

Enflasyon ile tüketimde yavaşlamanın, AB'nin büyümesindeki görünümde düşüşün Türkiye büyümesine de etki edeceği ve yavaşlatacağı belirtiliyor.

Popüler İçerikler

"Bana Bilmediğim Bir Şey Söyle" Akımına Gelen Tıkanan Muhabbeti Açmalık Bilgiler
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Galatasaray'ın Yıldızı Osimhen İçin Fenerbahçe Napoli ile Temasa Geçti
YORUMLAR
13.07.2022

Kısaca siki tuttunuz diyor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ