Bu araba gerçekten çok ayrı! İşte Türkiye'nin ilk seri üretim yerli otomobili Anadol ve detayları...
Kaynak: Nasıl Başardılar?
Bu araba gerçekten çok ayrı! İşte Türkiye'nin ilk seri üretim yerli otomobili Anadol ve detayları...
Kaynak: Nasıl Başardılar?
Vehbi Koç Türkiye'nin yerli bir otomobili olması fikrine her geçen gün daha da bağlanmaya ve inanmaya başlar. Bunun üzerine Ford temsilcileri ile görüşmeye başlar.
Ford Otosan fabrikasında Ford minibüslerinin montajı yapılmaya başlanır. O sırada Vehbi Koç ise hala aynı şeyi düşünmektedir: Türkiye'nin yerli otomobilini üretmek!
1960-70 arasında Türkiye'de sadece 100 bin otomobil bulunuyordu. Böyle bir piyasaya girmek oldukça riskliydi çünkü yılda sadece 3 bin yeni otomobil satılabiliyordu.
Aracın sacdan yapılması işi daha da maliyetli yapıyordu. Daha uyguna bir şey bulmak şarttı.
Rahmi Koç fabrikanın önünde otururken oraya gelen bir arabaya bakar ve arabanın gövdesinin sacdan yapılmadığını fark eder. Gövde saca göre çok daha ucuz olan fiberglass malzemesinden yapılmıştı.
Reliant Motor Company motoru, şanzımanı ve diğer parçaları Ford'dan alırken gövdeyi fiberglass'tan yapıyor ve araçları da İsrail'e ihraç ediyordu. Rahmi Koç'un fark ettiği bu malzeme Vehbi Koç'un yıllardır hayalini kurduğu şeyi gerçekleştirmesini sağladı.
Daha sonrasında Otosan bu firmadan alınan lisansla kendi yerli otomobilini üretecekti, motor ve şanzıman Ford'tan temin edilecekti ama bürokrasi işleri yokuşa sürer fakat o dönem hükümetin değişmesi ile otomobil üretimi onaylanır.
Ve böylece 1966'da İngiltere'de hazırlanan ilk prototip Türkiye'ye yola çıktı ve 1966'da İstanbul'daki fabrikada üretilmeye başlandı.
Ve gazetede en uygun ismi bulana ödül verileceğine dair ilan yayınlandı. Bu ilandan sonra 20 bine yakın isim önerisi geldi.
Ve ilk Anadol sonunda satışa çıkarıldı. Fiyatı ise 26 bin 800 liraydı. Kalorifer ve radyo taktırmak için biner lira daha ekstra ödemek gerekiyordu.
Çünkü 1968 yılında Trakya'da rallide birincilik elde etti ve daha sonra da çeşitli rallilere katıldı.
A1 sekiz yıl boyunca 19 bin 725 adet üretildi.
Hatta gövdesinin dayanıklılığını test etmek için çarpışma testine dahi girdi.
Yani asgari ücret alan birinin 74 ay boyunca çalışması gerekiyordu. Tabii başka hiçbir şey almadan... Yine de rağbet oldukça fazlaydı herkes Anadol almak istiyordu ve bundan dolayı da Anadolu'nun pek çok noktasına satış ofisleri kuruldu ve uzun kuyruklar oluştu.
Fabrikadakiler eşya taşımak için A1'i kamyonete çevirmişti ve bu şekilde kullanılıyordu. A1'in bu yeni hali yöneticiler tarafından çok beğenilince bu modelin de seri üretimine başlandı ve Anadol'un en fazla satan modeli oldu.
STC-16 Türkiye'de dizayn edilen ilk yerli otomobil unvanını aldı. STC-16 daha üst segmente hitap ediyordu ve ralli için de özel olarak tasarlanmıştı. Hatta üretildiği dönemde İngiltere'ye test edilmek üzere gönderildi ve büyük ilgi ile karşılandı.
Fiyatı yüksek olduğu için genellikle ralliciler tarafından tercih ediliyordu. 3 yılda sadece 176 adet satıldı. Yine de STC-16 dünya rallilerine en fazla katılan yerli otomobil unvanını da aldı.
Modelin otel gibi yerlerde de misafirler için kullanılacağı düşünülüyordu ama model oldukça çağın ilerisindeydi ve o dönemde değeri bilinmedi. Bu yüzden de beklenen satışı yakalayamadı. Toplamda sadece 203 Böcek üretildi...
Hatta öyle ki aracın gövdesi tamamen fiberglass'tan yapıldığı için inekler tarafından yendiği bile söyleniyordu. Yine de karalama kampanyalarına göre Anadol iyi bir seyirde de ilerliyordu.
Yine o dönemde ithal arabaların da pazara daha fazla dahil olması ile birlikte Anadol çok fazla tercih edilmemeye başlandı.
Zorlu şartlara karşı mücadele veren Anadol Türkiye'nin ilk yerli otomobil girişiminin öncüsü oldu. Sevenler için de keşke devam etseydi dedirten bir marka olarak tarihe karıştı...
sorularım şunlar 1.neden devam etmedi 2.neden devletimiz buna sahip çıkmadı 3.hangi gerizekalı inek yiyor dedi 4.neden aradan geçen 50 yılda 1 tek otomobil tekrar üretilmedi (bu ülkeye ait olan) 5.bu ülke neden hep elalemin eline bakıyor 6.neden ben bu ülkede başarılı biri olduğumda bana almanyadan amerikadan teklif gelince arkama bakmadan kaçabiliyorum 7.neden bu ülkede ben vatandaş olarak mülteci gibi yaşıyorken mülteciler vatandaştan daha iyi şartlarda yaşayabiliyor soru çok cevap yok
Güzel başlayan okuma, öfkeyle bitti. Bu ülkede güzel olan ne varsa sonu yine öfkeyle bitiyor. Ulan ... diyorsun, elinden de bir şey gelmiyor.
STC veya Böcek. Binmeden ölürsem gözüm açık gidecek.