Onedio Logo

Türkiye'nin İlk Uçan Pilotunun Oğluydu: Yeşilçam’ın Sert Yüzlü Adamı Ekrem Bora’nın İlham Veren Hayat Hikayesi

Kapak Görseli

Yeşilçam denince akla sadece nostalji değil, gerçek anlamda oyunculuk gelir. Ayhan Işık’tan Türkan Şoray’a, Cüneyt Arkın’dan Hülya Koçyiğit’e kadar birçok isim bir dönemin kalbinde taht kurdu. Ama bir yüz vardı ki her rolüyle izleyiciyi mest etti: Ekrem Bora… Babasını daha kundaktayken kaybeden, zorluklarla büyüyen bir çocukken, sinemanın en karizmatik oyuncularından biri olmayı başardı. O, hem ‘sert adam’dı hem de sahnelerde şarkı söyleyen zarif bir beyefendi…

İşte Türk sinemasının unutulmaz yıldızlarından Ekrem Bora’nın hayat öyküsü…

Türk sinemasının altın yıllarına damgasını vuran Yeşilçam, sadece filmleriyle değil, yetiştirdiği efsane oyuncularla da kalplere dokundu.

Türk sinemasının altın yıllarına damgasını vuran Yeşilçam, sadece filmleriyle değil, yetiştirdiği efsane oyuncularla da kalplere dokundu. Görseli

O dönemde çekilen filmler hâlâ tekrar tekrar izleniyor, o yılların yıldızları hâlâ özlemle anılıyor. İşte bu yıldızlardan biri de hiç şüphesiz Ekrem Bora’ydı. Hem karizması hem de oyunculuk yeteneğiyle bir döneme damga vurdu. Ayhan Işık, Türkan Şoray, Hülya Koçyiğit gibi yıldızlarla birçok projede yer aldı. Onu izleyenler sadece bir karakteri değil, adeta bir sinema dersi izlerdi.

Ekrem Bora, 7 Mart 1932’de Ankara’da dünyaya geldi.

Ekrem Bora, 7 Mart 1932’de Ankara’da dünyaya geldi. Görseli

Asıl adı Ekrem Şerif Uçak’tı. Babası Mazhar Uçak, Türkiye’nin ilk uçan asker pilotlarından biriydi ve henüz Ekrem 40 günlükken, Eskişehir’de şehit oldu. Bir röportajında soyadının nasıl değiştiğini şu sözlerle anlatmıştı:

'Önyüzbaşı Mazhar Bey. Babam ilk uçan pilotmuş. Babam uçtuğu zaman Zeki Paşa diye bir paşa varmış, 'Mazhar sen ilk uçan pilotsun, Yazıcıoğlu soyadını bırak Uçak koy soyadını' demiş. Soyadımız öyle kalmış.'

Annesi Ayşe Nuriye Hanım’la birlikte zorlu bir hayat mücadelesine girişen küçük Ekrem, ilkokul yıllarında ailesiyle İstanbul’a taşındı.

Daha ortaokuldayken sinemaya büyük bir ilgisi vardı. Bu tutkusu, 1953 yılında Yıldız dergisinin düzenlediği artist yarışmasına gizlice katılmasıyla taçlandı. Yarışmayı birinci tamamladı ve böylece sinemaya adım attı.

Bu yarışmadan sonra soyadını da kariyeri için 'Bora' olarak değiştirmeye karar verdi.

1955 yılında ilk filmi “Alın Yazısı” ile kamera karşısına geçen Bora, kısa süreli bir sinema molasından sonra 1958 yılında “Mavi Boncuk”, “Tilki Leman”, “Bir Kadın Tuzağı” gibi filmlerle yeniden parladı.

1960’lı yıllarda “Yeşil Köşkün Lambası”, “Divane”, “Kahraman Üçler” ve “İnleyen Dağlar” gibi yapımlarda yer aldı. 1962’de Ayhan Işık ve Türkan Şoray ile başrolü paylaştığı “Acı Hayat” filmi ise kariyerinin zirve noktalarından biri oldu. Bu filmle Yeşilçam’ın “sert bakışlı adamı” haline geldi.

Sinemanın yanı sıra sahnelere de adım attı.

1970’li yıllarda Yeşilçam’daki duraklamayla birlikte, o da birçok meslektaşı gibi gazino sahnelerine yöneldi. Fecri Ebcioğlu’ndan şan dersleri aldı, sahnede şarkılar söyledi. Sahne serüveni yaklaşık 5 yıl sürdü ve maddi olarak da ona önemli katkılar sağladı.

1966 yılında Halit Refiğ’in yönettiği “Şafak Bekçileri” filminde bir jet pilotunu canlandırarak, küçük yaşta kaybettiği babasına bir nevi selam gönderdi. Aynı yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Erkek Oyuncu” ödülünü kazandı. 1990 yılında ise “Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu” adlı filmdeki performansıyla ikinci kez Altın Portakal aldı.

Ekrem Bora özel hayatında da oldukça merak edilen bir isim oldu her zaman.

İlk evliliğini sinema kariyerine başladığı yıllarda yaptı ve bu evlilikten bir kızı oldu. 1966 yılında Gül Pamukçu ile evlenerek ikinci evliliğini yaptı. Bu evlilikten iki kız çocuğu dünyaya geldi.

Mesleğine duyduğu saygı, onu bir ustaya dönüştürdü.

Bir programda Türkan Şoray’a “Ben hep gençlere söylüyorum, 'İşini seveceksin, işine aşık olacaksın, saygı duyacaksın.' Sinemanın bir terbiyesi vardır. Sabah erken de olsa, kaçta çağırıyorlarsa, yarım saat erken gideceksin ya da buna benzer birtakım sistemler. Biz bunu gördük, buna alıştık. Sinemanın terbiyesidir bu benim için.” diyerek, gençlere disiplini ve çalışkanlığı aşılamıştı.

Kariyeri boyunca 200’den fazla filmde rol alan Bora, 2008 yılında İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından “Yaşam Boyu Onur Ödülü”ne layık görüldü.

2009’da çekilen “Makber” filmiyle sinemaya veda etti. 1 Nisan 2012’de, 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilen Ekrem Bora, arkasında onlarca unutulmaz karakter, bir dolu anı ve koca bir sinema kültürü bıraktı.

O artık aramızda değil…

Ama her yeniden izlenen filminde, her siyah-beyaz karede, sinemanın o tertemiz yüzünde hep yaşamaya devam edecek.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Civan Canova ile Olan Bağını Biliyor muydunuz? Yeşilçam’ın Jönü Kartal Tibet’in Az Bilinen Hayat Hikayesi
"Donarak Öldü" Denmişti, Gerçek Bambaşka Çıktı: Yeşilçam Oyuncusu Adnan Ayberk'in Dramatik Hayat Hikayesi
Babası Yüzünden Baba Olmak İstememiş: 51 Yaşında Hayatını Kaybeden Vural Çelik'in İç Burkan Hayat Hikayesi

Popüler İçerikler

Yeni Akit'in Elektrik Akımına Kapılan Ferdi Zeyrek İçin Kullandığı Kelimeler Tepki Çekti
Yeni Akit'in Elektrik Akımına Kapılan Ferdi Zeyrek İçin Kullandığı Kelimeler Tepki Çekti
Vedat Milor Türkiye'nin En İyi Simidinin Hangi İlden Olduğunu Açıkladı
Vedat Milor Türkiye'nin En İyi Simidinin Hangi İlden Olduğunu Açıkladı
Okan Yalabık'ın Son Hali "Bir Zamanların En Yakışıklı Erkek Oyuncusu" Yorumuyla Paylaşılınca X Karıştı!
Okan Yalabık'ın Son Hali "Bir Zamanların En Yakışıklı Erkek Oyuncusu" Yorumuyla Paylaşılınca X Karıştı!
YORUMLAR
20.05.2025

uçan pilot ne demek be

20.05.2025

hikayede bir tutarsızlık var,eğer babası Ekrem Bora 40 günlükken şehit düşmüşse soyadı nasıl oluyor.ekrem boranın doğduğu tarihte daha soyadı kanunu yasada yok iki yıl sonra ilan ediliyor.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ