Türkiye'nin İklim Kuşağı Değişiyor: Gidişat Tropikal Ancak 'Mini Buzul Çağı' Kapımızda

Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Köse, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarının geçtiğimiz yaz İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye'de görüldüğünü belirterek Türkiye'nin ikliminin 'tropikal iklim'e doğru gittiğini açıkladı. Küresel iklim değişikliğinin ilerleyen süreçlerde Karadeniz'in büyük bölümüne yayılacağını söyleyen Köse, İstanbul'da da deniz mevsiminin 4-5 ay süreceğini ve narenciye bile yetişebileceğini aktardı. 

'Küresel ısınma artıyor, sıcaklık 1960'a göre 2 derece yükseldi'

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Köse, Anadolu Ajansı muhabirinin sorularını yanıtladı. Doğayı kirleten sera gazlarının küresel ısınmayı artırdığını söyleyen Köse, 1960 öncesine göre hava sıcaklıklarının dünya çapınca 2 derece yükseldiğini ve bu durumun buzulları erittiğini belirtti.

Küresel ısınmanın sonuçlarının İstanbul'da ve tüm Türkiye'de görüldüğünü söyleyen Köse, yazın yurt genelinde de yaşandığını, çok şiddetli yağmur, kısa süreli dolu yağışı ve fırtınaların afetleri tetiklediğini, rüzgar hızının artmasıyla çatıların uçtuğunu, ağaçların devrildiğini anlattı.

Köse, dünyada meteorolojik kaynaklı afetlerden yaklaşık her yıl ortalama 410 milyon insanın etkilendiğini, 7 bin 600 civarında insanın yaşamını yitirdiğini, ayrıca doğal kaynaklı afetlerin yüzde 6'sının can kaybına, yüzde 16'sının ise yaralanmalara neden olduğunu aktararak, dünyanın dört bir yanında şiddetli yağışlar sonucu sel ve taşkınlar yaşandığını, tayfunların sık sık görüldüğünü kaydetti.

'Küresel ısınmanın en önemli nedeni; tüketim çılgınlığı'

Küresel iklim değişikliğinin yol açtığı bu tür afetlerin devam edeceğini belirten Köse, küresel ısınmanın sebebinin insanlar ve tüketim çılgınlığı olduğunu belirterek şöyle devam etti: 

''Bunların devam etmesini de biz insanlar tetikliyoruz. Sera gazına neden olan karbondioksit. Karbondioksite neden olan enerji tüketimi, ulaşım. Milyonlarca araç trafikte seyrediyor, milyonlarca ev ısınıyor. En önemlisi de tüketim çılgınlığı. Geçmişte birkaç kıyafetimiz varken şimdi dolaplara sığmıyor. Bir takım elbise yaklaşık 17 ton sudan meydana geliyor.''

'Tropikal iklime doğru bir gidişat yaşanıyor'

Türkiye'nin iklim kuşağının da değişmeye başladığına işaret eden Köse, tropikal iklime doğru gidişat yaşandığını, İstanbul'da bile hortumların sıklığının arttığına dikkati çekti. Köse, son yıllarda da meteorolojik afetlerin şiddetindeki artışlar nedeniyle artık Türkiye'nin birçok yerinde özellikle Anamur ve Antalya arasında, Ege ve Karadeniz kıyılarında, İstanbul çevresinde hortum hadiselerinde artış yaşandığını vurguladı.

Küresel iklim değişikliğinin, gelecek yıllarda beklenen "mini buzul çağı" ile yavaşlaması öngörülüyor.

İngiltere'deki Northumbria Üniversitesi matematik profesörü Valentina Zharkova'nın oluşturduğu modele göre güneşin manyetik dalgalarının azalmasıyla 2021-2050 yılları arasında hava sıcaklıkları düşecek ve küçük buzul çağına benzer bir dönem yaşanacak.

Dünyada beklendiği öne sürülen 'mini buzul çağı'na ilişkin soruları yanıtlayan Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Köse 2020 ile 2030 yılları arasında mini buzul çağının yaşanabileceğini ifade etti ve şöyle devam etti:

'1500'lü yıllarda insanoğlu güneş patlamalarını fark ederek, bunu gözlemleyip kayıt altına almaya başlıyor. O yıllardan bugüne tutulan kayıtlara göre, geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir makalede, önümüzdeki 2020 ile 2030 yılları arasında, 1645 ile 1715'teki gibi mini buzul çağına benzer güneş lekelerinde azalmanın olduğu tespit ediliyor. Bunun tutarlılığı da yüzde 93. İngiltere'de bir üniversitedeki model çalışması da bunu destekliyor. Bu şekilde devam ederse 2020 ile 2030 yılları arasında dünyanın büyük bir bölümünde yeniden mini bir buzul çağı yaşanabilir.'

Mini buzul çağı döneminde insanların sıcak bölgelere göç edebileceğini söyleyen Köse, hastalıkların tipi ve şiddetinde de artış olabileceğini ekledi.

Mini buzul çağında insanların değil de nesli tükenmekte olan hayvanların, bazı bitki türlerinin uyum sağlayamayacağını ifade eden Köse, şöyle devam etti: 

'Küresel ısınmayla ilerleyen süreçte Karadeniz'in büyük bölümünde, İstanbul'da da deniz sezonu 4-5 ay sürecek, hatta narenciye yetişecek belki de. Buzul çağıyla beraber ise bitki örtüsü gerilemeye başlayacak. Konya'da belki buğday yetişemeyecek. Son 15-20 yılda sonbahar ve ilkbaharda 25 güne varan düşüşler görülüyor. Yaz mevsimi geçmiş yıllara göre uzadı. Mini buzul çağında bunun tersini düşünmek gerekir. İstanbul'da kış mevsimi aralık ayında başlıyor, mart sonunda da bitiyor. Mini buzul çağında ise kış mevsimi daha erken, kasımda başlayacak, nisan ortasına sarkacak. İstanbul'un ortalama kar yağışlı gün sayısı 15 iken o dönemde bu sayı 30 güne çıkabilir. Kışla mücadeleye harcanan emek ve zaman, hatta harcanan maddiyat daha da artabilir. Doğu Anadolu Bölgesi, Karadeniz'in yüksek kesimlerinde, Toros Dağları'nın yüksek bölgelerinde kar yıl boyunca hiç erimeyebilir.'

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
151 Gündür Oğlu Fatih'i Arayan Baba Esra Erol'a "Bulamıyorsan Müge Anlı'ya Çıkalım" Deyince Ortalık Karıştı
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
16.01.2018

Yine iş nüfusa bağlanır. Nüfus çok dünyada. Özellikle Çin, Hindistan gibi manyakça rakamlarda insan barındıran ülkelerin nüfusunun yarısından da aza düşmesi gerek. Tüm ülkelerin nüfusu ciddi şekilde kontrol ederek, bu kapitalist tüketim çılgınlığını da azaltarak devam etmesi gerek ama nerede o günler. En azından tek çocuğu geçmeme kuralı olabilir. Herkes gelirine göre çocuk yapabilir vs. pek çok düzenleme lazım. İnsanlar çok cahil dolayısıyla müdahale lazım. Nüfus artışı ve hatta çokluğu herşeyin başı maalesef.

16.01.2018

nufusu bir kontrol altina almazsak eninde sonunda bunu doga yapacak. su anki nufus bile dunyadaki kaynaklari yenilenebileceginden cok daha hizli tuketiyor. surdurulebilir bir yasam seklimiz yok. gelecek nesiller arkamizdan cok agir konusacak.

16.01.2018

Doğayı mahvetmek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Bu yaptıklarımızın da bir sonucu olacak muhakkak.

16.01.2018

dünyanın anasını siktik

TÜM YORUMLARI OKU (19)