Mini buzul çağında insanların değil de nesli tükenmekte olan hayvanların, bazı bitki türlerinin uyum sağlayamayacağını ifade eden Köse, şöyle devam etti:
'Küresel ısınmayla ilerleyen süreçte Karadeniz'in büyük bölümünde, İstanbul'da da deniz sezonu 4-5 ay sürecek, hatta narenciye yetişecek belki de. Buzul çağıyla beraber ise bitki örtüsü gerilemeye başlayacak. Konya'da belki buğday yetişemeyecek. Son 15-20 yılda sonbahar ve ilkbaharda 25 güne varan düşüşler görülüyor. Yaz mevsimi geçmiş yıllara göre uzadı. Mini buzul çağında bunun tersini düşünmek gerekir. İstanbul'da kış mevsimi aralık ayında başlıyor, mart sonunda da bitiyor. Mini buzul çağında ise kış mevsimi daha erken, kasımda başlayacak, nisan ortasına sarkacak. İstanbul'un ortalama kar yağışlı gün sayısı 15 iken o dönemde bu sayı 30 güne çıkabilir. Kışla mücadeleye harcanan emek ve zaman, hatta harcanan maddiyat daha da artabilir. Doğu Anadolu Bölgesi, Karadeniz'in yüksek kesimlerinde, Toros Dağları'nın yüksek bölgelerinde kar yıl boyunca hiç erimeyebilir.'
Yine iş nüfusa bağlanır. Nüfus çok dünyada. Özellikle Çin, Hindistan gibi manyakça rakamlarda insan barındıran ülkelerin nüfusunun yarısından da aza düşmesi gerek. Tüm ülkelerin nüfusu ciddi şekilde kontrol ederek, bu kapitalist tüketim çılgınlığını da azaltarak devam etmesi gerek ama nerede o günler. En azından tek çocuğu geçmeme kuralı olabilir. Herkes gelirine göre çocuk yapabilir vs. pek çok düzenleme lazım. İnsanlar çok cahil dolayısıyla müdahale lazım. Nüfus artışı ve hatta çokluğu herşeyin başı maalesef.
Doğayı mahvetmek için elimizden geleni ardımıza koymuyoruz. Bu yaptıklarımızın da bir sonucu olacak muhakkak.
dünyanın anasını siktik