Fotoğraf: Coşan Göksel
Rakı hayatımızın önemli bir parçası. Yaş, sosyoekonomik düzey, cinsiyet, konum fark etmeden herkesi bir sofrada bir muhabbetin çevresinde toplayabilen çok özel bir içki. Bildiğiniz gibi rakı 2004’e kadar TEKEL tarafından üretilen bir içkiydi ve Türkiye’de sadece dört rakı markası vardı. 2024’e geldik; 2004’ten sonra özel sektör de rakı üretebilmeye başlayınca sayısız rakı markası doldurdu rafları.
Kimi meşede bekliyor, kimi beklemiyor, kimine şeker ilave ediliyor kimine edilmiyor, kimi iki kere distile, kimi dört kere. Tüm bu teknik özellikler rakıların lezzetlerinin de çeşitlenmesini sağladı ve kalitede büyük bir artış görüyoruz. Ancak rakı kadeh kadeh satın alınan bir içki değil, bu nedenle genellikle bir masada bir marka rakı içiliyor ve tüketiciler firmaların hızına yetişemediği için 50 rakı markasından çok azının tadını biliyor. Viski rakıya göre çok daha yeni bir içki ülkemizde ama gerek tadım farkları gerek üretim farkları gibi konularda yani “kültürü” anlamında inanın rakının çok önünde. Bunun değişmesi gerekiyor. Lezzet farklarının anlaşılmasıyla hangi rakının yanında ne yenir gibi içki kültürünün ve gastronominin üst basamaklarına da atlayabiliriz.
Rakı tüketimi de beklentilerin altında maalesef. Rakı arzına baktığımızda 20 yıl önce nüfusumuz 68 milyon kişiyken 44.2 milyon litre, 2023’te nüfus 85 milyon olmuşken 41.9 milyon litre görmemiz de arzın ve tüketimin beklendiği oranda artmamasının bir göstergesi. Diğer içkilere ve kokteyllere olan ilgi, nüfus dinamikleri, ekonomik koşullar gibi pek çok konunun da bu dinamiklere büyük etkisi var elbette. Kitabımda bir bölümü de bu konulara ayırdım.
- Rakı denince herkesin aklına ilk olarak baskın anason kokusu geliyor, rakılarda da viski ve diğer içkilerde olduğu gibi büyük farklar var mı?
Elbette var ancak bu farkları ayırt edebilmek için farklı rakıları yan yana koyup duyusal değerlendirme yapmak gerekiyor. Sadece yaş üzümden elde edilen bir rakıyla, üzümün yanı sıra etil alkol de eklenen bir rakının koku ve tadım profili tamamen farklı. Son 10 senede viskide tadım notu alma kültürünü oturttuğum için gururluyum ama rakıda alacak çok yolumuz var. Rakıseverler içtikleri bir rakı markasını “rahat içimli”, “kayıp gidiyor” gibi sıfatların çok ötesinde sıfatlarla tanımlayabilmeli. Şu anda bir meyhaneye gidildiğinde daha ne yeneceğine karar verilmeden rakı seçiliyor. Sadece zeytinyağlı mezelerin yeneceği bir rakı sofrasıyla kızartmaların hatta kebapların bulunduğu bir sofranın rakısı aynı olmamalı. Hayalim masaya oturulduğunda herkesin hangi marka rakı içeceğini söyleyebildiği, tek şişe ve markayla sınırlanmayan bir rakı kültürü.