Mesela vasat; binayla, köprüyle, yolla övünmeyi çok sever. Parasını verip, Japona, Fransız’a, Amerikan’a yaptırdığı şeyleri başarı gibi sunmaya bayılır. Mesela asgari ücretle kıt kanaat geçinen birini duble yollara sevinecek noktaya getirmesini iyi bilir vasat. Gözünün açılmasını istemez, yola, köprüye, tünele, vs. sevinsin, idare etsin ister. Bu yüzden eğitim seviyesi arttıkça oy oranı düşer vasatın, çünkü vasat olmayanın, vasata kendini yakın hissetmesi mümkün değildir. Onun içindir ki uzun zamandır Türkiye’de vasatların çoğunluk olması için çaba gösteriliyor. Vasatların en çok sevdiği şey olan din konusu üzerinden yaratılan düşmanlarla vasatlar bir araya getiriliyor, saflar sıkılaştırılıyor. Ülkede ne Türk-Kürt, ne sağ-sol, ne sünni-alevi, vs. çatışması var, Türkiye vasat ile vasat olmayan arasındaki savaşa sahne oluyor. Vasatların sayısı her gün arttığı içindir ki, vasat olmayanlar, düşünenler, boş hayaller peşinde sürüklenmeyenler, Osmanlı geliyor gibi acayip takıntıları olmayanlar uzun zamandır kaybediyor. Çünkü vasat kazandığını düşündükçe vasatlığına aşık oluyor, vasatları gördükçe seviniyor.