Kış aylarıyla birlikte özellikle nüfus yoğunluğunun olduğu yerleşim yerlerinde hava kalitesinde düşüş ve hava kirliliği gözlenmeye başlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 81 ilde 195 noktada hava kalitesi ölçümü yapıyor. Bu sayı önümüzdeki yıl 330 noktaya çıkarılacak. Ölçümlerde partikül, azot oksit ve karbonmonoksit gibi değerlere bakılıyor.
Habertürk Gazetesi'nden Deniz Çiçek'in haberine göre, Türkiye genelinde hava kalitesi “iyi-orta” düzeyde. Hava kirliliğinde en riskli yer ise Edirne’nin Keşan ilçesi. Keşan’ın havası “tehlikeli” sınıfında yer alıyor. Bakanlık, ilçede acilen doğalgaza geçilmesi uyarısında bulundu.
Türkiye genelinde havası “sağlıksız” olan diğer bölgeler ise Düzce, Manisa Soma ve Burdur. Düzce’nin sanayi tesisleri, Burdur ve Soma’nın da ısınma kaynakları nedeniyle hava kirliliği sorunu yaşadığı belirtildi.
Ankara’nın 8 ayrı noktada ölçülen havası da “orta” düzeyde bulundu. İzmir’de de 8 ayrı noktada hava ölçümü yapılırken, kimi ilçelerin havası “orta”, kimisi ise “hassas” düzeyde çıktı. Güzelyalı ve Alsancak’ın havası ise “temiz”. Yetkililer, “Belediyeler ve valilikler hava kalitesi verilerini takip etsin ve kirlilik görünce gereken önlemleri alsın. Vatandaşın temiz hava hakkı korunmalı. Çukur bölgelerde doğalgaza geçiş sağlansın” dedi.
Çevre Sorunları Araştırma Merkezi Başkanı Baran Bozoğlu, “Çevre Bakanlığı, sonuçları şeffaf şekilde paylaşıyor. Çözüm yerel yönetimlere düşüyor. Ankara ve İstanbul’un havasında trafik kaynaklı bir kirlilik artışı var. Belediyeler tarafından dağıtılan kömürler de kaliteli olmalı. Sıcaklık farkı ve hava akımını kesen devasa binalar nedeniyle kirlilik dağılmıyor” dedi.
İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr Hüseyin Toros ise “Son aylarda İstanbul’da sanayi, trafik ve ısınma kaynaklı kirlilik etkili oluyor. Hafriyattan kaynaklı kirlilik de var. Ama kirliliğin yoğun hissedilmesinin sebebi, Türkiye genelindeki yüksek hava basıncı. Yüksek basınç olunca, hava kirliliği birikiyor. Rüzgâr olmayınca ve sıcaklık artınca hava hareket edemiyor” yorumunda bulundu.