Türkiye'nin En Rahat Döneminde Yaşamamış Gibi Bugün Sürekli Gençleri Eleştiren Nesil, Gençlerin Önünü Açın!

'Yeni nesil iş beğenmiyor, varsa yoksa Instagram' diyerek durmadan ve sadece eleştirenler, gençlerin önünü ne zaman açacaksınız?

Son zamanlarda bir kuşak çatışması var biliyorsunuz, biz bu içerikte bu çatışmanın gençleri ilgilendiren yüzünü onların fikirleriyle özetlemeye çalışıyoruz.

Nasıl bir çatışmadan bahsettiğimizi bilmeyenler varsa biraz çevrelerine baksınlar. Bilmem farkında mısınız, sürekli gençleri eleştiren bir nesil var.  

İş beğenmiyorlar, sabretmiyorlar, saygısızlar... Bu eleştirilerin bir noktada haklılık payı olsa da artık bir ezber haline geldi. Belli bir yaşın üstündeki herkes yeni neslin varsayılan özelliklerini bu üç sıfatla özetliyor, onlarla yüz yüze geldiklerinde de kendi üstünlüklerini verdikleri öğütlerle göstermeye çalışıyor. Anlaşılan iş biraz çığırından çıkmış durumda, bir de bizlerin yani genç neslin tarafından bakalım mı?

Olayın bu seviyeye neden geldiğini anlamakla başlayalım. Arada sadece bir nesil farkı yok, bir zihniyet farkı var.

40'ı yılların sonundan 60'lara dek doğan nesil, ABD'de savaş sonrası artan doğum oranları sebebiyle baby-boomer olarak adlandırılıyor ve bu kavram neredeyse tüm dünyada kabul görüyor. Bu neslin en temel özelliği şu an yaşadığımız sistemin yeni yeni doğduğu ve hiçbir alanda yoğun rekabetin olmadığı bir dönemde dünyayla tanışmaları.

Örneğin, yaşadıkları dönemde internet yok, üniversite mezunu olmayı geçtik lise mezunu olmak bile iyi bir kariyer için yeterli.

Hal böyle olunca iyi bir işe girmek ya da ortalamanın üstü fikirleri gerçekleştirmek, bugün gücünü ispatlamış şirketlerin temelini atmak hiç de zor olmamış. Türkiye o yıllarda Batı’dan bu kadar büyük teknoloji transferinde bulunmadığı için iş gücü ihtiyacı da hat safhadaydı, bunu da unutmamak gerek. Fırsatlarla dolu bir dünyada tek gerekenin biraz okumuş olmak ve bir şeyleri yapmak istemeyle sınırlı olması bu neslin kolayca yükselmesine sebep oldu.

Fırsatlar sadece iş bulmayla ilgili miydi? Yıllar sonra değil, 21-22 yaşında iyi bir iş bulmaktan bahsediyoruz.

Rekabetin az, okumuş insanın yok seviyesinde olduğu sektörde sıkı çalışıp birkaç yıl içerisinde müdür olan nesil arabasını, evini, yazlığını kolayca aldı. Piyasa şartları bugüne kıyasla konforlu olduğundan işten kovulma stresi de olmadığı için emekliliğine dek işine baktı. 

Yani 'Sizin yaşınızdayken evimi almıştım...' diyerek tembelliğinizi eleştiren ebeveyne pek kulak asmayın.

Bir de emeklilik sisteminden bahsedelim. 60 öncesi neslin hemen hepsi 50 yaşlarında emekli oldu, ikramiyesiyle de çocuğunun evini aldı. Son on yılda işe giren herhangi biri için 60 yaşında emeklilik bile hayal!

Günümüze dönelim ve bugünün emekli statüsündeki nesille sürekli eleştirilen yeni nesli karşılaştıralım.

90 ve sonrası doğan nesil bir veya birkaç üniversite bitirip birkaç sınava girip onlarca mülakata dahil olduktan sonra asgari ücretin biraz fazlasıyla işe başlıyor ve yükselmesi için de uzun bir zaman gerekiyor. Çünkü işler 40 yıl öncesinde olduğu gibi değil, rekabet çok fazla ve daha az paraya aynı işi yapacak insanların varlığı şirketleri bu politikaya itiyor. 

İş beğenmemek ya da tembellik yok. Bir yanda çok az çalışıp servet yapmış bir nesil öte yanda çok çalışsa bile ancak ucu ucuna geçinebilecek bir nesil var.

Bugün girişimler, yeni fikirler internet üzerinde yeşeriyor ve şirketlerin sömürüsündense genç nesil internet üzerinden gelir elde etmek istiyor.

'Facebook'ta gezmeyi bırak da iş ara oradaki arkadaşların sana fayda etmez!' diyen nesil bunun pek farkında değil. Kendi dönemlerinde bu teknoloji olmadığı için geleneksel işler dışındaki her iş onlar için aslında işsizlikle aynı anlama geliyor. YouTuber olup ayda yüz binler kazanmaktansa memur olup beş bin lira kazanıyor olmak her nedense daha kıymetli, bunun sebebi kendi sistemlerinin doğruluğuna fazla inanmalar ve yeni nesili küçümsemeleri.

Bu engelleri aşabilmek için yeni nesil sürekli eğitime devam ediyor, yüksek lisans, doktora derken on binler arasından sıyrılmaya çalışıyor.

www.lebow.drexel.edu

Bu onların iş hayatına katılma yaşını, özgür bir hayat kurabilmelerini geciktiriyor fakat bunu yapmaya da mecburlar. 'İş beğenmiyorlar' meselesi de bununla ilgili, onlarca yıl eğitim almış kişiler açlık sınırında yaşamak istemiyor.

40 yıl önce aynı eğitim ve entelektüel birikime sahip birinin sahip olduğu kariyer ve bugün aynı birikime sahip kişinin kariyeri...

Bu fark iki nesli ayıran çizgi ve yeni nesil kendi yolunu çizerken geçmişin rahatlığından doğan öğütleri duymaktan sıkılmış durumda. Elbette tembel, iş beğenmeyen insanlar var ama bu insanlar 40 yıl önce de vardı. Bugün dünyayı değiştiren, güzelleştiren fikirler yine eleştirilen yeni nesilden çıkıyor.

Gelin artık barışalım ve anlaşalım, bu dünyayı sizlerden emanet aldık ama gençler şekillendirecek.

Popüler İçerikler

TSK'dan Atatürkçü Teğmenlerin Kılıçlı Yemini İçin Açıklama: "Mesele Kılıç Değil, Emre Uyulmaması"
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
YORUMLAR
17.12.2019

babam teknik lise mezunu, türkiyenin en büyük şirketlerinden birinde 48 yaşında emekli oldu, geçenlerde bu karşılıklı atışmalar yaşanırken sen nasıl işe girdin orada dedim, ne nasıl girdim diye sinirlendi ve dedi ki gittim iş başvurusu yaptım ertesi gün gel başla dediler... peki şimdi gitsen sana ne derler dedim.. sustu ve münakaşa bitti..

16.12.2019

Onedioda güzel içerikler görmek gözlerimi yaşartıyor doğrusu. Fakat bu boomer tayfa kendilerince hep haklı ya, ne kadar anlatırsan anlat protez dişlerinin ardından tüküre tüküre yargı dağıtmaya devam edecekler. Evet, bütün yaşlılar böyle değil ama ben bu insanların gerek davranışlarıyla gerekse oylarıyla bizim çocukluğumuzu gençliğimizi ve geleceğimizi yaktığını düşündükçe sinirleniyorum işte

17.12.2019

Şimdi bu 50'li yıllarda doğan abi ve de ablalar benim de büyüğüm. Ben 70'li olunca haliyle böyle. Bu ekibe pek laf anlatamazsınız. Evet şimdilerde bik bik eleştiriyorlar. Ben de bunlara genç nesli ezdirmiyorum. Diyorum ki sizin zamanınız "sülalem rahat" dönemiydi. Bugünkü gibi "durursam düşerim" kaygınız yoktu. Öncelikler farklıydı. Yıllar ilerledikçe öncelikler de ilerledi ve değişti. Her genç nesil için hayat her zaman bir önceki kuşaktan daha zor olmuştur. Gençliğe saygı duymak gerek...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ