Türkiye'nin En Büyük Para Vurgununu Yapan Banker Kastelli'nin İnanılmaz Hikayesinin Detaylı Anatomisi

Günümüzdeki dolandırıcıların ağa babası Kastelli'nin inanılmaz hikayesi!

Şimdi sizi biraz yakın tarihimizdeki en büyük dolandırıcılık skandallardan birine götüreceğiz. Ama önce Süleyman Demirel Başbakanlığındaki 43. Hükümetin uygulamaya koyduğu 24 Ocak kararlarını kısa cümlelerle özet geçmemiz lazım. Çünkü bazı kararlar, bazı kaosların da başlangıcıdır çoğu zaman.

Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Turgut Özal'a ekonomik yapısal dönüşümleri sağlayacak yeni bir yol haritası belirlemesi gerektiğini salık veriyor.

Turgut Özal'ın üzerinde bir müddet çalıştıktan sonra 24 Ocak 1980'de açıkladığı ekonomik istikrar paketinde, yıllar sonra ekonomik literatüre girecek cinsten hedefler bulunuyor. Bu noktalar da kısaca şöyle:

Ekonomik olarak yaşanan istikrarsızlığı gidermek amacıyla, üretimin azalması ve karaborsacılığın oluşması gibi nedenlerin ortadan kaldırılması için kamu harcamalarının sınırlandırılması, ücretlerin düşürülmesi, serbest döviz kuru gibi ekonomik önlemler alınması kararlaştırılmıştır. 24 Ocak kararları ile 1980 öncesi dönemde uygulanan ithal ikameci büyüme stratejisi terk edilerek, dışa açık büyüme stratejisi uygulamaya konulmuş ve büyüme stratejisi, temel olarak, verimlilikte artış sağlamayı ve iktisadın rekabet gücünü artırmayı amaçlamıştır. Bu çerçevede, piyasa ekonomisinin kurumsallaşması yönünde adımlar atılmıştır.

kaynak

1961 yılında memur maaşlarının bir kısmı olarak verilen bonoları paraya çevirmesiyle adı duyulmaya başlayan Cevher Özden için bu yeni oluşan serbest piyasa stratejisi ise bulunmaz nimetlerden biri oluyor bir anda.

Trabzon'un Sürmene İlçesi'nin Kastel köyünden arkadaşı Öztürk Serengil'le İstanbul'a geldiğinde tarihler 1949'u göstermektedir Cevher Özden'in. Parayla ilgili pratik zekası 60'larda başlamış, 80'lerde en yüksek noktasına ulaşmıştır.

Hükümetin sıcak para akışına verdiği desteği arkasına aldıktan sonra bankaların pazarlama aracılık hizmetlerini yapmaya başlamıştır. Yani önde gelen bankaların yüksek faizli tahvil ve mevduat sertifikasını alıp satıyor ve bunun karşılığında yatırımcısına kısa sürede fazla ve kolay para kazanmayı vadediyor.

"Banker Kastelli" olarak reklam çalışmalarına ise büyük özen gösteriyor. Cüneyt Arkın'dan Fikret Hakan'a, Selma Güneri'den İzzet Günay'a kadar en ünlüleri reklamlarında oynatıyor.

Gazetelerde çarşaf çarşaf basılı reklamları dönerken orta sınıf halkın güvenini iyiden iyiye kazanmaya başlıyor. Elinde en ufak bir birikimi olan standart bir aile derhal Banker Kastelli'nin kapısını çalmaya başlıyor.

Bu güven ortamı ve şöhret, 1980'in sonunda 550 bin kişinin Kastelli'nin kontrolüne yaklaşık 2,5 milyar dolar emanet etmesini sağlıyor.

Sosyal sorumluluk projelerinden Fenerbahçe Spor Kulübünün başkan adaylığına kadar her tür sosyal faaliyette bulunmayı da asla ihmal etmiyor. Askeri ve sivil her tür törenin baş davetlisi kabul edilip Meclis başkanı tarafından resmi plakalı araçlarla ziyaret ediliyor.

Ancak Kastelli'nin devlet politikası sayesinde kurduğu sistem 1982 yılında çıkmaza giriyor. Bankalar mevduat ödemelerini gerçekleştirmiyor, Kastelli orta sınıf halktan topladığı paraları alıp Cenevre'ye kaçıyor.

İktisat Yazarları Kastelli'nin kaçtığı zaman diliminde İsviçre bankalarında "en azından 5 milyon İsviçre Frangı" olması gerektiğini hesaplıyor.

Bu büyük vurgunun ardından dönemin Maliye Bakanı Kaya Erdem "halkın kumar oynayıp kaybettiğini" söylüyor. Dış basında "Türk Mucizesi" olarak lanse edilen Başbakan yardımcısı Turgut Özal bu büyük olaydan sonra istifa etmek zorunda kalıyor.

Kaçtıktan kısa bir süre sonra yakalanan Kastelli 37,5 yıl hapis istemiyle yargılandığı davada 255 gün hapis yattıktan sonra tahliye ediliyor ve ardından suçsuz bulunup beraat ediyor.

Yakalanmadan önce yaptığı işle ilgili şu benzetme ise üstünde düşünülecek cinsten. Kendisini Lüks Nermin'e (dönemin genelev işletmecisi) benzeten Kastelli şöyle demiş: "Ben aracıyım. Komisyon alıyorum. Zampara [yani bankalar] ile orospu [yani halk, tasarruf sahibi] birleşiyor. Ben parsayı topluyorum."

Banker Kastelli olarak bilinen Cevher Özden, 2008 yılında Kadıköy'deki ofisinde başına silah dayayarak intihar ediyor. Kastelli, arkasında 6 kişiye not bırakıp bu dünyadan ayrılıyor; eşine, avukatına, çocuklarına, savcıya, hizmetçisine ve Yıldırım Demirören'e...

80'li yılların bu en büyük vurgunlarından biri dönemin filmlerinde çok fazla işlendi ama çoğu kişi Banker Yakup'un Banker Kastelli olduğunu bilmeyebilir. O günden bugüne yanlış devlet politikaları, dolandırılmış bir orta sınıf ve istifa eden devlet yöneticilerinin adı tarihteki yerini aldı...

Ayrıca bakınız 👇

Dolandırıcılık Olduğu İddia Edilen Thodex Olayından Sonra Yeniden Gündem Oldu: Banker Kastelli Reklamı

Popüler İçerikler

Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Trabzonspor Derbisi Öncesi Kritik Açıklamalar!
CHP'li Belediye Başkanı Burcu Köksal Canlı Yayında Atatürk İlkelerini Sayamadı
Güldür Güldür Show'dan Duygulandıran 29 Ekim Skeci Geldi
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
22.04.2021

''İnsanları (...) hayali oluşumlara inandırmak istiyorsanız kıymetli bir şeyler feda etmelerini sağlamanız gerekir. Bu fedakarlık ne kadar acı verirse hayali oluşumun varlığı da o denli inandırıcı olur. Roma tanrısı Jüpiter'e bir Boğa kurban eden yoksul bir köylü, Jüpiter'in varlığına iyice kani olur, aksi takdirde bu aptallığına nasıl bir açıklama getirebilir? Sonrasında boğalarını kurban etmeye devam eder ki önceki tüm hayvanlarını boşa öldürdüğünü itiraf etmek zorunda kalmasın. [...] Çok az insanın bunu itiraf edebilecek yüreği vardır.''

Pasif Kullanıcı
22.04.2021

Homo Deus kitabından alıntıdır. Siz bunu güncel olaya uyarlayın.

22.04.2021

“Komiserim,bu memlekette Galata Kulesi’ni satın alacak eşek olduğu sürece ben bu kuleyi satarım,hiç kusura bakmayın” (Sülün Osman)

23.04.2021

Bu gün zaman makinesi ile geçmişe gidip RTE'nin siyasete girmesini engelleseydik bile hiç bir şey değişmeyecekti. Değişen tek şey şahıslar ve parti ismi olacaktı, çünkü ülkenin uzun zamandır var olan bir bugı var. Cehaletten beslenen "aptallık"... ben peygamberim, ben Allah'ım diyenlere parasını kaptıranlara "seçme ve seçilme" hakkı verirseniz, yıllardır ülkenin yarayan kanası olan ve kabak gibi ortada duran bu bugı (açığı) birilerinin dikkatini çekip bunu fırsat olarak kullanması kaçınılmazdır!

Pasif Kullanıcı
23.04.2021

Ülkenin karması var karması. Linç olan yerde, kul hakkı olan yerde ve de savaş geçiren yerdeki toprak ebedi billah temizlenmez. Biz savaşı kan dökerek biraz temizledik ama hak ve linç karması duruyor. Ülkenin bulunduğu konuma ve toprak altındaki tarihe göre Anadolu toprakları en hızlı tekamülün yaşandığı yerlerdir aslında. Ama insanlar dogmacı. En yüksek enerji frekansı bile mühürlenmiş bir beyne nüfuz edemez. O yüzden her gelen gideni aratıyor, sebep bu. Patern yani bu tekrar edip duruyor. Yoksa çoktan Atatürk'ün hedeflerine ulaşılmış olunurdu. Atamızın erken vefatı da bu yüzden. Daha fazla karma almasın diye. Çünkü bizler daha atalarımızın karmasını ödemedik, DNA'mıdan temizlemedik. Jenerasyon karması denir buna.

TÜM YORUMLARI OKU (15)