Ankara’da Anıtkabir’de tam bir duygu seli yaşandı. Cumhuriyet döneminin ilk kuşaklarının, artık adım atmakta zorlanan ayaklarıyla, ellerinde bayraklarıyla Ata’mıza gelmesi ne büyük gurur. Gözyaşlarımızı içimize akıttık.
İstanbul’da şanlı ordumuzun boğazdan şanlı geçişi ne büyük gurur. Dosta düşmana gücümüzü göstermenin barışçıl ve gururlu bir ifadesiydi. Gözyaşlarımızı daha fazla tutamadık.
Büyüklerine andımızı haykırarak okutan minik bir evlat,
Ülkenin dört bir yanında minik ayaklarıyla, bayraklarıyla yürüyen tüm kırmızı beyazlar, en büyük servetimiz,
Köyde çocuk kalmayınca, çocukken ezberledikleri şiirleri okuyarak bayramı kutlayan koca yürekli kadınlar, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layık olan tüm kadınlar,
Cumhuriyeti, bir yönetim biçiminden çok fazlasıdır, imkansıza inanmaktır diye anlatan öğretmenimiz, öğretmenlerimiz,
Ata’mızın bütün ümidi olan gençlerimiz,
Hepimiz oradaydık. Cumhuriyet’te!
Cumhuriyet’in anlamını değerlerinde, fikirlerinde değil, şeklinde şemalinde bulanlar dahi, bizi bir arada tutan şeyin bu değerler olduğunu hissetti. Sonuç olarak birlikte yürüdük, birlikte ağladık, marşlarımızı birlikte söyledik ve birlikte gururlandık.
Biz bu günlere birlikte geldik.
Vatan uğruna kanlarını dökmüş atalarımızdan ve hala bu uğurda verdiğimiz şehitlerimizden büyük bir mirası devraldık. 100. yılımızda hissettiğimiz, bedene sığmayan kalp ağırlığı buydu.
Eşitlik, adalet, özgürlük, bilim, sanat gibi birçok ulvi değer üzerine kurulu Cumhuriyet’in yeni yüzyılında bize düşenler bellidir. Hepimiz hemfikiriz ki; Cumhuriyet değerlerinin anlamını idrak etmek, uygulamak ve yeni nesillere öğretmek, bu vatana yapabileceğimiz en büyük hizmettir.
Birlikte olduğumuzda Cumhuriyet’in sözü yankılanıyor her yerde;
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.”
Instagram1
Instagram2
X
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio