2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde HDP'nin adayı olan Selahattin Demirtaş yüzde 9,76 oy oranına ulaşarak HDP'nin seçimlere parti olarak girmesi halinde barajı aşabileceği yönünde güçlü bir veri ortaya çıkardı.
Ocak ayında HDP tarafından yapılan değerlendirmelerde HDP'nin bağımsız adaylarla girerek anti demokratik seçim barajını aşmaya yönelik 'palyatif' bir çözümle yetinmemesi gerektiği, baraj altında kalarak TBMM'de temsil kabiliyetini kaybetme pahasına seçime parti olarak girerek mücadele etme gerekliliği yönünde bir karar alındı. Bu karar 5 Şubat 2015 tarihinde Abdullah Öcalan tarafından desteklenirken, 6 Şubat tarihinde yapılan HDP Parti Meclisi toplantısında da perçinlendi.
HDP seçim barajını aşarken kabaca şöyle bir hesap yapıyordu:
1- HDP Türkiye partisi olma yolunda merkeze doğru ilerlemektedir. Özellikle sol, sosyalist ve diğer grupların çatı partisi olma yolundadır. Bu kesimlerden gelecek oylar HDP'nin barajı aşmasını sağlayabilir.
2- AKP'ye oy veren muhafazakar Kürt seçmen yerine CHP'ye oy veren sol, sosyal demokrat kesimlerle, alevi kesimlerin hedeflenmesi halinde buralardan HDP'ye belli bir miktar oy gelebilir.
3- HDP'nin seçimi aşması halinde AKP, seçim barajı nedeniyle sahip olduğu ekstra 40 milletvekiline sahip olamayacaktır. Bu durumda AKP 'Başkanlık Sistemini' de getiremeyecektir. Yani otoriterleşen AKP'ye karşı seçmen HDP'ye oy vermeye ikna edilebilir.
Siyaseten ortaya çıkan bu avantajlı atmosfer HDP'nin parti olarak seçimlere girme kararını kolaylaştırdı.