Türkiye, Kanal İstanbul Projesi ile Birlikte İstanbul'u Bir Adaya mı Dönüştürüyor?

İstanbul'un yüzyıllardır coğrafi konumunun önemi konuşulurken Türkiye'nin tarihte yaptığı stratejik hatalardan veya zorunluluklardan dolayı bu durumu verimli şekilde kullanamamasının çözümü Kanal İstanbul Projesi mi olacak? İstanbul'un bir adaya dönüştürülmesi ne kadar mantıklı? Bu süreçte planlanan projenin doğaya zararı olacak mı? gibi bir çok soruya cevap bulacaksınız...

İki kıtada en büyük toprak parçasına sahip olan İstanbul'u gerek tarihi gerek coğrafi konumuyla birlikte eşsiz bir şehir olduğunu hepimiz biliyoruz.

15 milyon nüfusa sahip olan İstanbul, dünya ekonomisinde de Boğaz Köprüsü ile birlikte büyük bir rol oynuyor.

Ege ve Karadeniz arasında geçiş görevi üstlenen şehir; Bulgaristan, Gürcistan, Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerin sıcak denizlere inmesi için kullanabileceği bir geçit görevi görüyor.

Uluslararası ticarette özellikle dünyanın ikinci en büyük doğal gaz ihracatını yapan Rusya için İstanbul Boğaz'ı büyük önem taşıyor.

Bununla birlikte, 1992 yılından beri Tuna Nehri de Karadeniz için önemli bir konumda bulunuyor.

Zaman zaman Asya'dan çıkan bir ürünün Avrupa'ya ulaşması için kullanılan rotada Süveyş Kanalı, İstanbul Boğazı ve Tuna Nehri şeklinde tercih edilebiliyor.

1923 yılında, Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'nın ardından Türkiye Cumhuriyeti, İstanbul Boğazı'ndaki Türk boğazlarını askerden arındıran ve sınırsız sivil deniz trafiğine açan Lozan Antlaşması'nı imzaladı.

1930'lara gelindiğinde ise Lozan'ın şartları değiştirilmeye çalışıldı. Ardından Türkiye'ye, kendisini İtalya'da yükselen hareketlerden korumak için boğazları korumasına izin verildi. Ancak yeni anlaşma Türkiye'nin, boğazlardan geçiş için herhangi bir ücret talep etmesini de engelledi.

İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana geçen yıllar boyunca boğazlara erişim konusunda tartışmalar gündeme gelmeye başladı.

Örneğin Sovyetler, boğazlarla ilgili Türkiye ile ortak kontrol talep etti. Türkiye bu talepleri reddetti ve bu durum da Sovyetler'e karşı Türkiye'nin kendini güvence altına alması için NATO üyesi olmasında büyük rol oynadı. Ancak en güçlü ülkeler arasında yer alan Rusya'dan ve anlaşmalardan dolayı NATO üyesi ülkelerin savaş gemileri İstanbul Boğazı'ndan hareket edemiyor.

Kanal İstanbul Projesi ile birlikte boğazlardan geçemeyen savaş denizaltı ve gemilerin geçmesinin planlandığı tahmin ediliyor.

Bununla birlikte, boğazlardan gelir etme planı ve her yıl artan gemi trafiğini azaltma düşüncesi de Kanal İstanbul Projesi'nin hayata geçirilmesinde büyük rol oynuyor.

Türkiye'nin, kanal kullanımında daha çabuk ulaşım sağlanacağını ve boğazdaki gemilere yapılan uygunluk kontrollerinin sıkılaştırılacağı iddia ediliyor.

Süveyş Kanalı'ndan daha yüksek meblağda geçiş ücreti talep edecek Türkiye'nin diğer ülkeleri ikna etmesi ne kadar başarılı olacak merakla bekliyoruz ve kanalın yapım sürecinde doğanın zarar görmesiyle birlikte bozulacak altyapısal düzenin ve dengenin hayatımızda nelere mal olacağı konusunda endişeleniyoruz...

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım...

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

İstanbul'da Gezilecek Yerler ve Ölmeden Önce Yapılması Gereken 105 Aktivite
Eyvah Eyvah! Kanal İstanbul'a da Geçiş Garantisi Verilecekmiş...
İstanbul'un Seslerinin Enstrüman Olarak Kullanıldığı Müzik Parçası

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
YORUMLAR
29.06.2021

baslıktan icerige kadar real life lore’un videosunun aynısı olmus bruh

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ