'Türkiye İstese Güneş Enerjisinde Dünya Lideri Olabilecek Konumda'

Lübnan'dan yola çıkarak 6 Eylül'de Bodrum'a varan Greenpeace'in meşhur gemisi 'Rainbow Warrior' (Gökkuşağı Savaşçısı) ‘Güneşe Yelken Aç’ kampanyası kapsamında Türkiye’deki güneş enerjisi potansiyeline dikkat çekmeyi amaçlıyor. Türkiye, Avrupa’da Kıbrıs’tan sonra güneş enerjisi potansiyeli en yüksek olan ikinci ülke. Halihazırda Türkiye’de 733 güneş enerjisi santrali bulunuyor. Greenpeace’in hedefi ise Türkiye’de farkındalık yaratarak güneş paneli olan 1 milyon çatı kurulmasına ön ayak olmak...

Diken'den Burcu Karataş'a konuşan İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Duygu Kutluay’a göre Türkiye, istese güneş enerjisinde dünya lideri olabilecek konumda...

Yerel yönetimlerin inisiyatif almasının son derece önemli olduğuna vurgu yapan Greenpeace kampanya sorumlusu, yakıt ihtiyacı olmamasının ve yerinde üretimin avantajlarına dikkat çekiyor.

Güneş enerjisinin ‘demokratik enerji’ olduğunu söyleyen Kutluay, doğru bilinen bazı yanlışları ise şöyle sıralıyor:

İklim ve Enerji Kampanya Sorumlusu Duygu Kutluay

  • 'Güneş enerjisi pahalıdır”: 'Hayır değil, teknoloji artık çok gelişti. Güneş panelleri pahalı değil'.

  • Depolama sıkıntısı oluyor”: 'Hayır, ürettiğiniz enerjiyi depolayabiliyorsunuz. Depolama kesinlikle zor değil'.

  • Paralar yabancıya gidiyor”: 'Hayır, yerel panel üreticileri de var'.

  • Bakım maliyeti yüksek”: 'Aksine, maliyeti yok denecek kadar az. Panellerin kullanım süresi ise 30 yıl varıyor'.

Greenpeace, kampanya için Türkiye çapında güneş enerjisi kullanan vatandaşların hikayelerini ilham olmaları için derledi. 

‘Güneş Kahramanları’ndan bazılarının hikayeleri şöyle:

Yüzünü ‘güneş enerjisine dönen’ imam: 'Gökte bulunduğu müddetçe faydalanacağız'

Cemil Sancar (Bursa, İmam): 

“Bursa’nın Yıldırım ilçesinde bulunan Mevlana Camisi’nin imamıyım. Caminin elektrik faturaları yılda 12 bin lirayı bulunca cami vakfı kolları sıvadı. Cami ve Kuran kursumuz olarak enerji maliyetlerini nasıl düşürebiliriz diye bir proje düşünmeye başladık. Bulduğumuz sistem 40 panelden oluşmaktadır. Bize yılda ortalama 15 bin kilowatt civarında elektrik üretimi sağlamaktadır. Bir kere yapıldıktan sonra bütün elektrik ihtiyacımızı tamamen karşılamaktadır.'

İlgili twit silinmiş ya da sahibi tarafından gizlenmiş.

Sancar, şöyle devam etti:

'Ürettiğimiz ve kullandığımız arasındaki fark, UEDAŞ (Uludağ Elektrik Yatırım A.Ş.) tarafından camimize ve derneğimize ödenek olarak gelmektedir. Güneş, Allah’ın izniyle gökyüzünde bulunduğu müddetçe bizler bu enerji kaynağından sürekli faydalanacağız.'

'Bitmeyen hazine... Dumanı yok, isi yok, pisi yok'

Kezban Karaman (Sinop, Ev Hanımı):

“Biz bunlardan elektrik üretiyor, ihtiyacımızı kullanıyor, fazlasını da devlete satıyoruz. Bugün yarın değil, bitmeyen hazine bu. Değerini bilelim güneşin. Torun torbamızın geleceği için dumanı yok, isi yok, pisi yok. Ben başarabildiğime göre herkes başarır. Devlet de millet de dışarıya bağımlı olmasın. El ele verip bu memleketi kalkındıralım. Önceden tarhanayı, bulguru, tütünü kurutuyorduk, şimdi de güneşten elektrik üretiyoruz.”

'Doğal nimet bu'

Mustafa Kahya Güzelbahçe (Çoban): 

“Dağın başındayız elektrik yok, su yok, cereyan getirme imkanı yok. Bizim için en iyi güneş paneli. Güneş bitmeyen enerji, kışın havada bulut olsa dahi elektrik üretebiliyoruz. Doğal nimet bu, bitmeyen bir bereket. Bunun değerini bilmek lazım. Bir sefer yaparken para veriyorsun, sonra güneş bedava. Bir sefer yaparken para veriyorsun, sonra güneş bedava!”

25 Eylül’de Türkiye’den dönüş yoluna düşecek olan Gökkuşağı Savaşçısı'nın son durağı, İklim Zirvesi’nin gerçekleşeceği Fas olacak...

Balıkçı teknesinden Rainbow 3’e: Rainbow’un hikâyesi aslında Greenpeace’in hikayesi...

Gemiyi Türkiye'deki ilk durağı olan Bodrum'da ziyaret eden Bianet'ten Nilay Vardar geminin hikâyesini şöyle aktarıyor:

'1971 yılında Kanada'nın Vancouver şehrinde, küçük bir grup, Amerika Birleşik Devletleri donanmasının yaptığı atmosferdeki nükleer denemeleri durdurmak için balıkçı teknesiyle denize açılırlar. Bu grup, Greenpace fikrini ortaya çıkartır.  

1978’de suya inen ilk Rainbow, 1985’te Fransa’nın Yeni Zelanda’da nükleer denemesini protesto ettiği sırada iki Fransalı ajan tarafından bomba konarak batırılıyor. Bir fotoğrafçı hayatını kaybediyor.

Ardından ikinci Rainbow Warrior, 20 yıl boyunca Arctic Sunrise ve Esperanza gemisiyle birlikte dünyanın her yerindeki çevre suçlarını protesto ediyor. Ancak ikinci Rainbow 2010 yılında emekliye ayrılıyor. Bagladeş’te bir hastaneye dönüştürülüyor.

Artık tamamen iklim dostu bir gemi yapmanın zamanı geldiği düşünülüp Rainbow 3 yelkenli gemisi  2011’de suya iniyor.'

Bilanço Ortada: Dünyamızın 22,000 Yıllık Küresel Isınma Geçmişi ve Beklenen Ürkütücü Tablo

Rainbow yelkenli bir gemi ve tüm yıl boyunca yaptığı yolculuklarının yüzde 80’inini rüzgarı önüne katarak yapıyor

Rainbow, hava şartları el vermediğinde ise motora geçiyor. 

Tamamı ekolojik dengeleri gözeterek planlanmış... Temizlik için çevre dostu malzemeler kullanılıyor. Sirke baş tacı, çünkü en ekolojik temizleme malzemesi. Bulaşıklar deterjanlı suda çalkalanıp, su tasarrufu için buharlı makinede yıkanıyor. Tüm atıklar geri dönüşüyor, yemek atıkları kompost oluyor. Ardından yeşillik üretmek üzere saksılara konuyor. Hava koşulları el vermediğinde çalışan motorlardan gelen ısıyla su ve kabinler de ısınıyor.

Popüler İçerikler

Sosyal Medyada Dikkat Çeken 10-3-2-1-0 Uyku Metodu Nedir ve Neden Bu Kadar Konuşuluyor?
Babalık Davası Negatif Sonuçlanmıştı: İftiralara Maruz Kalıp Sabrı Taşan Uğur Dündar Hesap Soracak!
Sosyal Medyada Bu Reklamı Görürseniz Tıklamayın: İletişim Başkanlığı Adını Kullanarak Dolandırıcılık
YORUMLAR
14.09.2016

Ah be kardeşlerim! Siz ilk önce türkiye hükümetine bisiklet yolları ve otoparkları yaptırmaları konusunda baskı yapın insanları bisiklete alıştırın bu millet bisikletli gördüğünde taşlayıp söven millet bu millet bisiklet yollarını ideal otopark zanneden millet bu millet 50 metre ötedeki markete arabası ile giden millet. Asıl karbon salınımını yapan özel otomobiller ve otobüsler. Köprüler bisikletliler için en büyük reklam yeri eğer istanbul boğaz köpülerinden bisiklet ile geçiş serbet yapılsa ve insanlar köprüden geçen bisikletlileri görsse bisiklete karşı daha fazla sempati oluşur çünkü insanlar bisiklet sürmekten arabalar çarpıcak diye korktukları ve köprülerden geçişin yasak olduğu için nasıl nerede sürücem diye düşünüyorlar ve bu yüzden bisiklet sürmekten çekiniyorlar korkuyorlar bu korkuları milletimizin yenmesi ve bisikletlileri sven bir milletin olması gerek asıl o zamn küresel ısınmanın önüne geçilebilir. Önce bisiklet.

16.09.2016

Rüzgar arkandan essin, pedalın yüksek kWa güç üretsin senin =) dostum, evet bisiklet ile muazzam bir karbon salınımı ve çevresel temizlik olacak... Ancak, senin de çok iyi bildiği gibi, kıçını kaldırıp hareket etmeye üşenen, arabasını illa ki alışveriş yapacağı yerin tam önüne bırakmayı kendine görev edinmiş insansıların olduğu bir toplum içerisinde ne yazık ki bisikletli bir toplum hayal olarak kalıyor... Trafikte çomarlar yüzünden neler çektiğimizi iyi biliyorsun... Uzun vadeli yatırım olarak, okul öncesinden başlayıp tüm eğitim süresince verilecek olan bilinçlendirme çalışmaları ile ancak 20-30 sene sonra meyvesini yiyebiliriz... Lakin bu da petro-kimya devlerinin ve devletlerin pek de hoşuna gitmez... yapmazlar... acı...

Pasif Kullanıcı
14.09.2016

Birazdan hayatında Greenpeace'yi duymayıp, burada onu eleştirecek insanlar gelecek.

14.09.2016

Zeki ama çalışmıyor

TÜM YORUMLARI OKU (26)