Eğilmez, cevaplar sonrası konuyu şu şekilde inceliyor:
Durum tespiti bize Türkiye’nin imkânsız üçlü kuralını görünürde ihlal ettiğini gösteriyor. Gerçekten öyle mi? Görüntüyle gerçek birbirine uyuyor mu?
Bu soruyu yanıtlamak için kur ve faize bir kez daha yakından bakalım.
Kura müdahale edildiğini Merkez Bankası açıklamalarından ve hangi miktarlarda müdahale edildiğini de rezervlerdeki erimeden görebiliyoruz. Bu müdahale başarılı olabiliyor mu? Kısa süreli düşüşler gerçekleştirilse de şimdilik kesin bir başarı elde edilmiş görünmüyor. Müdahale bırakıldığında kur yeniden yükselişe geçiyor. Kura müdahale olsa bile görünürde TL yabancı paralara karşı içerideki değer kaybından (enflasyon) daha fazla değer kaybediyor. Bu durumda kura müdahale, imkânsız üçlü kuralını bozacak kadar güçlü değil dememiz mümkün.
Faiz meselesi biraz daha karışık görünse de kurun durumundan pek de farklı değil. Merkez Bankası bankalara verdiği borcun faizini düşürünce, bankalar ilk günlerde mevduat sahiplerine verdiği faizi düşürse de sonradan yükseltiyor. Bir ara yüzde 14 – 15’lere kadar düşen mevduat faizleri yeniden yüzde 20’lere yükseldi. Kredi faizleri ise düşmüyor: Şimdilerde yüzde 30’lar dolayında dolaşıyor. Aynı gelişme Devlet Tahvili faizlerinde de geçerli. 2 yıllık tahvilin faizi yüzde 23’e yakın, 5 yıllık tahvil faizi de yüzde 25’i zorluyor.
Gerek kura gerekse faize yapılan müdahaleler imkânsız üçlü kuralının çizdiği çerçeveyi bozacak kadar güçlü ya da sonuç alıcı olmadığı için sistem, aksasa da çalışmaya devam edebiliyor.
Türk Lirası, doların manda ve himayesine girmiş bulunuyor... ..... Teşekkürler Reis.... ..... 😠😡🤪