Bu da yeni tartışma konumuz oldu.
Bu da yeni tartışma konumuz oldu.
Koç Üniversitesi'ne geldiğinde şok yaşadığını söyleyen Léa Rodier adlı öğrenci, Türkiye'deki gençlerin gösterişçiliğine inanamadığını; Fransa'da çok zengin ailelerin çocuklarının bile mütevazı yaşadığını söyledi.
Soylu ve yüzlerce yıllık servete sahip olan ailelerin sayısı oldukça fazla. Fransız Devrimi, başta Fransa olmak üzere tüm Avrupa zenginlerini etkiledi. Zamanla kendilerini koruma ve gizleme yoluna girdiler.
Şöyle ki; orta sınıf fazla, alım gücü yüksek olunca ortak bir düzen oluştu. Gelir uçurumlarının olmaması ortak bir ahlak anlayışının gelişmesine sebep oldu ki Avrupa'da zenginler ve orta sınıf neredeyse ayırt edilemeyecek hale geldi. Zenginlerin yüksek vergilerden kaçınmak için veya bu orta sınıf ahlakı gereği kendini gizlemesi Avrupa'da kabul gören bir durum.
Dünyanın neredeyse her yerinde yeni, birkaç kuşaktır zengin olanların çok daha gösterişçi olduğunu görürsünüz. Hatta fakir kişiler bile gösteriş yaparak kendilerini ait olmadıkları bir sınıfta hissetmeye çalışırlar. Yani gerçek zenginlerin gösteriş yapmamasının altında bile aslında üstten bakan, kibirli bir yan da var.
Türkiye, Rusya, Hindistan, Arap ülkeleri... Zengin ve fakir arasında büyük uçurumlar olan ülkelerde gösterişçilik daha yaygın. Bunun sebeplerinden biri zenginliğin Avrupa'daki gibi örgütlü bir tepki çekmemesi. İnsanlar 'bir gün ben de zengin olursam aynısını yaparım' düşüncesine sahip olduklarından zenginlere nefret değil, içten içe hayranlık duyuyor.
Avrupa'da örneğin lüks bir arabayla hava atmak zor, çünkü zaten orta sınıfa mensup olan biri biraz daha düşük modelini satın alabilecek güçte. Oysa fakir ülkelerde herhangi bir şeyle, ona ulaşamayacak çok insan olduğu için hava atmak kolaylaşıyor.
Zenginler sonradan görmelerin ilk koşacağı markalar yerine daha bilinmeyen, özel tasarımcıları ve sadece bilenlerin tanıyacağı şeyleri tercih ediyor. Böylece düşük gelirliler olarak bu kişilerin zengin olup olmadıklarını anlayamıyoruz. Dünyada yaklaşık 1000 kişi tüm giysilerini haute couture (dünyanın en eski modaevlerine özel dikim) tercih ediyor örneğin. Ancak bu kişilerin kim olduklarını bilmiyoruz.
Doğdukları andan itibaren zenginliğin tadını sonuna kadar çıkaran, her istediklerine sahip olan çocukların şımarıklığının gelecekte para değeri bilmemeye yol açacağının bilincinde olarak çocuklarını paranın değerini bilerek yetiştirmeye özen gösteriyorlar. Böylece servetlerinin kısa sürede yok olmasını engellemeye, nesiller arasında aktarılmasına çalışıyorlar. Sonradan zengin olanlar ise 'ben görmedim, çocuğum görsün' mantığıyla yaşıyor.
Biri kendini mütevazı göstererek tepki çekmemeye çalışıyor, diğeri kendini pahalı materyaller üzerinden tanımlayarak sınıf kaygısı güdüyor. Bu açıdan bakılınca insan özünde aynı; sadece kibrinin şekli değişik.
Evet katılıyorum ama daha güzel bir örnek vereyim. Zenginler genelde ya kendini belli eder ya da klasik şeyler giyer. Ama iki tarafın da giydikleri kaliteli ve pahalıdır. Yani bir zengin klasik bir eşofman bile giyiyorsa kalitelisini giyer. Sonuçta parası var. Yani ucuz giyinen zengin olduğunu çok zannetmiyorum ama içerikte anlatılana katılıyorum
Bence zenginlik kısa ömrümüz için çok önemli hale geldi ve insanlık tarihi olarak biz evrende bir hiçiz sokakta insanlar ölüyor,Afrika'da insanlar ölüyor ama biz yeni zengin ve eski zengin kargaşasındayız :) Dünya Hepimizin :) Sesimizi duyurmak için bile 'ünlü' olmamız lazım hayat benimse kim ünlü kim ünsüz seçebiliyor olmam lazım.
Her geçen gün iğrenç ortadoğu toplumunda doğduğum için lanet ediyorum