Türkiye'de Sizin Oturduğunuz Apartman da Dahil Bütün Yapılar Neden Bu Kadar Çirkin?

Yoksulluktan deyip çıkamayız, daha yoksul pek çok toplum daha iyi durumda. Göçebelikten de değil. Peki neden?

Avrupa'nın ya da "Batı" olarak adlandırdığımız coğrafyanın herhangi bir noktasına gittiğimizde dikkatimizi ilk olarak kurallar ikinci olarak da mimari çekiyor.

Binaların güzel olmasından bahsetmiyoruz, her birinin özenle tasarlanıp inşa edilmesinden bahsediyoruz. Yani düşük bütçeyle yapılmış olsa bile bulunduğu sokağa uygun renkler, boyutlar ve tasarım detayları taşıyan yapılar arasında yürümek insana mutluluk veriyor. Çünkü oradaki 'incelik' hissi bize de geçiyor.

Türkiye'de ise ister zengin muhitlere gidin ister çarpık kentleşmenin olduğu yerleri gezin, hep bir düzensizlik var.

'Avrupalılar gibi zengin miyiz?' diyecek olanlar varsa hemen yanıtlayalım, bunun parayla ilişkisi yok denecek kadar az. Bir apartman inşa edilirken bulunduğu çevreye uygun, özen gösterilerek ortaya çıkarılmış bir tasarımı dikkate almak zenginlik göstergesi değil.

Sanki hızlıca yaşayıp ölmek için yapılmış binalar, yaşama isteğini sıfırlıyor insanın...

Konuyla ilgili belki de onlarca ayrı tartışma var ancak siyaset bilimci Alper H. Yağcı'nın Twitter hesabında kaleme aldığı ve şuradan ulaşılabilecek görüşü, çirkin yapılaşmanın bizde huy haline gelmesini açıklamak için ilginç bir bakış açısı sunuyor.

Ondan dinliyoruz. 👇

"Türkiye’yi baştan başa kaplayan apartmanlar neden bu kadar çirkin? Sivil mimari neden bu kadar sakil?"

'Geleneksel mimariyle ve kırla ilişkisi neden bu kadar kopuk? Yoksulluktan deyip çıkamayız, daha yoksul pek çok toplum daha iyi durumda. Göçebelikten de değil.'

"Selçuklu ve Moğol dönemlerinde henüz göçebelik geçmişi tazeyken, Anadolu bozkırındaki kentlerde mimari harikalar yaratıldı."

Bu kentlerin çoğu Osmanlı’nın geç yüzyıllarında silikleşti, Cumhuriyet döneminde çirkinleşti. Çünkü galiba 16. yüzyıldan sonra üç büyük şey oldu... 

Bir, Akdeniz’i Asya’ya bağlayan ticaret yolları Atlantik’e kaydı. Anadolu kenarda kaldı. Daha önce kendi başına dinamizm kaynağı olan iç kentler, limanların hinterland’ına ve başkentin iaşe kaynaklarına dönüştü.

"İki, aynı sürece paralel olarak, sanatsal ilham kaynağı İran coğrafyasıyla geçişkenlik kayboldu."

Osmanlı ve İran devlet dinlerinin zıtlaşması ve İç-Doğu Anadolu Türkmenlerinin bu zıtlıkta “karşı” tarafta kodlanarak Osmanlı merkezinden sosyal olarak uzaklaşması rol oynadı.  

Bunun parçası olan Celali isyanları Anadolu’nun iç bölgelerinde nüfus gerilemesine ve yerleşim yerleri arasında kopukluğa yol açtı. Köyler izole oldu ve kırsal kültür prematüre bir şekilde ‘aşağı kültür’ haline geldi. Bu mesela Avrupa ve Japonya’daki tarihi süreçten çok farklı.

"Üç, 20. yüzyıl başında gayrimüslimleri kovduk."

Kent kültürünü daha çok onlar taşıyordu. Taş işçiliğinin ustalığı da en çok onlardan çıkıyordu. Ahşap mimariyse zamana ve yangınlara daha az dayanıklı olduğu için bu kaybı ikame edecek bir kültür aktarımına konu olamadı.

Aslında bin yıllık bir 'göçebelik' anlatısıyla kestirmeden açıklamaya çalıştığımız pek çok şey Anadolu kentlerinin 20. yy başında gayrimüslimleri kaybetmesiyle yakından ilişkili sanki.

"Çarpık kentleşme meselesini köyden göç ve hızlı kentleşmeyle açıklarız genelde."

'Ama şu soru baki kalıyor: kente gelenlerin getirdiği mimari kültür neden bu kadar cılız, hatta sakil? Anadolu'nun burada tarif ettiğim tarihsel yoksunlaşmasıyla yakından ilgili olduğunu düşünüyorum.'

Tartışma ortada: Siz şehirlerimizin çirkinleşmesini neye bağlıyorsunuz?

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

Uçak Gerçekten En Güvenli Ulaşım Aracı mı Yoksa Bu Havayolu Şirketlerinin Reklam Stratejisi mi?
Umarız Başınıza Gelmez Ama Telefonunuz Suya Düştüğünde Yapmanız Gerekenleri Tek Tek Söylüyoruz!
Fransız Pasaportundan Tutun Kredi Kartı Şifresine Dek Dark Web'de Satılan Her Şeyin Fiyatını Açıklıyoruz!
Türkiye'de Araba Pahalılığının Atatürk Devrimleriyle İlişkili Olduğunu Düşünen Gence Kısa Bir Tarih Dersi!
Osmanlı Devlet Armasının Kraliçe Viktorya'nın Emriyle 1857'de Tasarlandığını Muhtemelen Bilmiyordunuz

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
YORUMLAR
23.05.2021

Bunun biçok nedeni var tabii ama bana göre en temel sebep yaşam tarzı. Avrupalı kırsalda oturur şehirde çalışır. Yani yerleşim daha yataydır. Ama ülkemizde aman evim işe yakın olsun kaygısı, ki bunun nedeni de ulaşım yetersizliğidir, dikey mimariye yol açar ve insanlar küçük alanlara sıkışıp kalırlar. Hareket alanının olmadığı yerde mimari kaygı da olmuyor dolayısıyla. Saygılar

23.05.2021

Küçük alanlarda da harikalar yaratanlar var. Sadece ev oda da değil eşyalar da hem kullanışlı hem yer kaplamayan harika tasarımlar var. Mesela tiny house adı altında çok güzel yapılar var. Geniş düşünmek gerek bunlar için hayal gücü yaratıcılık gerek. Senin de dedigin gibi genelde ne nereye ne kadar uzak, ne nerede daha uygun buna göre yerleşiyor insanlar. Güzelmiş, renkliymiş, göze hitap ediyormuş zevkli insanların işi bu.

23.05.2021

Sadece apartmanlar mı ? Heykeller, parklar , kaldırımlar, çeşmeler ... Kısacası herşey. Vicdansızlık, para hırsı , bencillik, sevgi yok , eğitim yok .Bu toplum adam olmaz. Ulus olamamış, millet olamamış. Laftan ibaret.

23.05.2021

yara olsa kapanır gider bu ülkeye verdikleri zarar öyle anıt gibi duruyor. ben 21 yaşındayım baktığım zaman beğeneceğim, bu ülkenin ekonomisinden de eğitiminden de memnun olacağım zamanlara ömrümün yetmeyeceğini çoktan kabul ettim

23.05.2021

Cahillik ve bağlamında kültürsüzlük, sonradan görmecilik, ham yapıp hamuduyla götürme iç güdüsü ve bunu en kısa sürede yapma arzusu, etrafına saygı duymama hissizliği, ve bittabi kanunsuzluk, imar affı.

Efenim mimarız galiba

TÜM YORUMLARI OKU (61)