Osmanlı ve İran devlet dinlerinin zıtlaşması ve İç-Doğu Anadolu Türkmenlerinin bu zıtlıkta “karşı” tarafta kodlanarak Osmanlı merkezinden sosyal olarak uzaklaşması rol oynadı.
Bunun parçası olan Celali isyanları Anadolu’nun iç bölgelerinde nüfus gerilemesine ve yerleşim yerleri arasında kopukluğa yol açtı. Köyler izole oldu ve kırsal kültür prematüre bir şekilde ‘aşağı kültür’ haline geldi. Bu mesela Avrupa ve Japonya’daki tarihi süreçten çok farklı.
Bunun biçok nedeni var tabii ama bana göre en temel sebep yaşam tarzı. Avrupalı kırsalda oturur şehirde çalışır. Yani yerleşim daha yataydır. Ama ülkemizde aman evim işe yakın olsun kaygısı, ki bunun nedeni de ulaşım yetersizliğidir, dikey mimariye yol açar ve insanlar küçük alanlara sıkışıp kalırlar. Hareket alanının olmadığı yerde mimari kaygı da olmuyor dolayısıyla. Saygılar
Sadece apartmanlar mı ? Heykeller, parklar , kaldırımlar, çeşmeler ... Kısacası herşey. Vicdansızlık, para hırsı , bencillik, sevgi yok , eğitim yok .Bu toplum adam olmaz. Ulus olamamış, millet olamamış. Laftan ibaret.
Cahillik ve bağlamında kültürsüzlük, sonradan görmecilik, ham yapıp hamuduyla götürme iç güdüsü ve bunu en kısa sürede yapma arzusu, etrafına saygı duymama hissizliği, ve bittabi kanunsuzluk, imar affı.