Bora Farsak Yazio: Türkiye’de Sağlık

İnsan olmanın en büyük temel ihtiyaçları barınma, giyinme, beslenme, eğitim ve sağlıktır. Hiçbiri diğerinin yerini tutamaz. Ama bir düşünür müsünüz evinizi kendiniz yapabilirsiniz. Belki 10 katlı bir apartman olmaz ama barınacak bir yer yapabilirsiniz. Bir şekilde bir giysi oluşturabilir ya da dikebilirsiniz. 

Yiyeceklerinizi hem de sokaktan aldıklarınızdan daha sağlıklı bir şekilde yetiştirebilirsiniz. Belki bir matematik dehası oluşturamazsınız ama eğitim verebilirsiniz. 

Peki ya sağlık???  Hiç kendi kendini ameliyat edebilen birini gördünüz mü?? Demek ki sağlık hep bir numarada. Zaten dünyanın en eski mesleklerinden. 

Peki pandemi ile birlikte gene kıymete binen ama işimiz düşünce göklere çıkardığımız, işimiz yokken yerden yere vurduğumuz, işimize gelince önce Allah'a sonra sana emanet dediğimiz, işler iyi giderse Allah'a kötü giderse cerraha fatura çıkardığımız sağlık sistemimiz ne durumda?

2018 verilerine göre yatak kapasitemiz 231.193. Bunun 139651 Sağlık Bakanlığı; 42066 üniversite; 50190 6'sı ise özel sektöre ait.

Peki Dünya ne durumda? OECD verilerine göre Japonya başı çekiyor. 1653000 yatakla, ikinci sırada 894000 Amerika Birleşik Devletleri. Daha sonra 661000 Almanya, 631000 yataklı Güney Kore, 399000 yatakla Fransa,  251.000 yatakla Polonya izliyor. Yatak sayısında Türkiye gayet iyi bir pozisyonda yani 7. sırada. Ama sayılar yanıltmasın. En önemlisi nüfusa oranı; yani 100000 kişiye düşen yatak sayısı Japonya'da. Bu sayı 1305 iken Güney Kore'de 1227, Rusya'da 859, Almanya'da 800, Türkiye bu rakamda maalesef 281 yatak ile 47 ülke arasında 38. sırada yer alıyor. 

Sağlık sistemleri kuşkusuz ki ülkeden ülkeye toplumdan topluma farklılık göstermektedir. Ayrıca talepler, kültür, ekonomi, gelişmişlik düzeyi de sağlık sektörünün gelişiminde son derece önemlidir. 

İlk özel hastanenin 18. yüzyılda İngiltere'de kurulduğu bilinmektedir. Ama bugün İngiltere'de kamu ağırlıklı bir hizmet ve aile hekimliği sistemi yaygın olmakla birlikte, bu sistemde ciddi aksaklıklar ve şikayetler mevcuttur. 

Avrupa ülkelerinde ise genellikle kamu hakimiyeti söz konusu iken Almanya, Yunanistan, İspanya, Lüksemburg ve Hollanda da özel sağlık sektöründe oldukça etkilidir. 

Amerika'da ise sistem tamamen serbest piyasa ve sigortacılık sistemi üzerine kuruludur. 

Bizde 1980'lerde özel poliklinik ve tıp merkezleri ile başlayan özel sağlık hizmetleri son 20 yılda %60 büyümüş ve ciddi rakamlara ulaşmıştır özel özel hastanelerin ulaştığı yatak kapasitesi totalin %30 6'sına yatan hastaların %30’una cerrahi girişimlerin %31’ine sahiptir. İyi denetlendiği sürece aslında özel sağlık kuruluşları sundukları hizmetlerle bir rekabet ortamı oluşturmakta ve kaliteyi arttırmaktadırlar. 1995'ten sonra sorgusuz sualsiz verilen ruhsatlar ve teşvikler 2014 gibi sonlandırılmış. En azından merdiven altı oluşumlar bir miktar da olsa engellenmiştir. Ama bu da ruhsatların ve doktor çalışma belgelerinin taksi plakasına dönmesine sebep olmuş. 

Doktor izin belgeleri taksi plakası fiyatlarını geçmiştir. 

Her ne şartta olursa olsun, hocasından servis çalışanına kadar özverili çalışkan iyi eğitimli bir sağlık ordumuz vardır. Doktorlar son korona örneğinde olduğu gibi büyük bir özveri ve canları pahasına hizmet vermektedirler. Ama üzülerek öğrendiğim dün akşam Ankara Keçiören’de oluşan sağlık çalışanlarına saldırı ve şiddet hâlâ güncelliğini korumaktadır. Sağlıklı günler diliyorum.

Instagram

Popüler İçerikler

9 Yaşındaki Çocuğa İmam Odasında Yıllarca İstismar İddiası: İmam Tutuklandı!
Ziraat Bankası'ndan Ortak Konut Kredisi: Gerçekten 10 Bin Lira Taksitle Ev Almak Mümkün mü?
Bir Dönemin En Parlak İş Fikriydi: İnternet Kafeler Mazi Oluyor!