Hacı Bayram Veli Üniversitesi, “Tez içeriğinin suç teşkil edip etmediği değerlendirilemez” derken, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, “Tez sosyoloji alanında, hukuk fakültesi inceleyemez” dedi. Marmara Üniversitesi, 6 Ocak 2021'de “Tez Almanca ama suç unsuru içeren bir husus görülmedi” kararı verdi. ÜAK da bu raporlar üzerine, 10 Mart 2021'de tezi onayladı. Ancak tez bir kez daha Marmara Üniversitesi'ne gönderildi. Sosyoloji tezi olmasına rağmen ikinci incelemeyi MÜ Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Gökçen ve ceza hukukçuları Doç. Dr. Yusuf Yaşar ve Dr. Zafer İçer yaptı.
Bu raporda ise “Bilimsel ve akademik kurallarla bağdaşmayan, objektiflik, gerçeklik, doğruluk kriterlerini taşımıyor” denilerek, ‘otoriterleşme' tespiti nedeniyle TCK'nın 299, 301 ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 3713 sayılı maddeleri yani cumhurbaşkanına hakaret, terör gibi suçlarla değerlendirilmesi istendi. Bu kez ÜAK, 25 Mayıs 2021'de savcılığa suç duyurusunda bulundu. Tezi reddedilen davacı akademisyenin ifadesi alınmadı. Danıştay'ın ‘Türkiye'de siyasi otoriterleşme' tespitli tezi Anayasa'daki akademik özgürlükleri koruyan yasa maddeleri nedeniyle yürütmeyi durdurma kararı alması bekleniyor.
Tez, Marmara Üniversitesi'nde ikinci kez incelettirildiğinde, şimdiki YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, üniversitenin rektörlüğünü yapıyordu. Özvar imzalı ‘Gizli' damgalı soruşturmada ‘Tezde suç unsuru olup olmadığının' incelenmesi istendi. Sonra da Özvar imzasıyla denklik reddi ve dava açılması talepli, 3 hukukçunun yazdığı rapor ÜAK'a gönderildi.
Şimdi rejim otoriterleşiyor tezinin objektif ve gerçek olmadığı iddiasında bulunup, yazan akademisyenin yargılanmasını istediğinizde tezi teyit ettirmiş oluyorsunuz.
Hiç bir başarı, cezasız kalmadı ülkemde. Ama değişecek. Değişmeli. Başka alternatifimiz kalmadı. Bu düzen götürmek devri bitti ve bitirmek zorundayız. Ülkemde ki zeytin ağacına bile hallenen bir topluluk var tepede.
Ne kadar ironik.. Ama Türk halkı ironinin anlamını bilmediği için problem yok..