'Baba Hakkı'
'Hava soğuk' diye forma üzerine baklavalı süeter giyerek maça çıkabilen, bunu hakeme de federasyona da kabul ettirebilen bir otorite.
Fatih Karagümrük'ten transfer olduğu 1931 yılından itibaren tam 17 yıl başarıyla Beşiktaş formasını terletmiştir. Bir rivayete göre İngilizlerin dev kulübü Arsenal'den gelen teklifi Beşiktaş sevgisi yüzünden reddetmiştir.
'Ordinaryus'
Türk futbol kamuoyunun gelmiş geçmiş en iyi Türk oyuncusu olarak kabul ettiği, 22 Aralık 1925 Büyükada doğumlu olan Rum asıllı Türk vatandaşı Lefter, bir Türk'ten daha türk olduğunu Yunanistan milli takımından gelen 'yüklüce para teklifine' rağmen Ay-Yıldızlı formayı tercih ve Yunanistan ile oynanan maçlarda defalarca gol atarak göstermiştir.
42 maçta a milli formayı giyen Lefter 22 gol atma başarısını göstererek 'altın şeref madalyası' ödülünü almayı hak eden ilk futbolcu olmuştur. 1947 yılında Taksimspor'dan transfer olduğu 'çubuklu'sunu şan ve şerefle tam 17 yıl başarıyla terletmiş ve adını Türk futbol ve Fenerbahçe tarihine altın harflerle yazdırmıştır.
'Taçsız Kral'
Türk futbol tarihinin ve Galatasaray'ın gelmiş geçmiş en iyi golcüsü olarak kabul edilen Metin Oktay, 1954-55 yılında İzmirspor'la geçirdiği çok iyi bir sezonun ardından Galatasaray'la anlaşmıştır. 1962-63 sezonunda attığı 38 gol, onu Süper Lig tarihinin bir sezonda en çok gol atan oyuncusu yapsa da bu rekor 1987-88 sezonunda 39 gol atan Tanju Çolak tarafından kırılmış, 1996-97 sezonunda ise Hakan Şükür tarafından egale edilmiştir. Galatasaray formasıyla toplamda 324 lig maçına çıkan Oktay, 294 gol atma başarısı göstermiştir.
İlk kez 1955 yılında giydiği Türkiye Millî Futbol Takımı forması altında 36 maça çıktı ve 19 gol atmayı başardı. Oktay; Hakan Şükür (51), Hami Mandıralı (32), Tuncay Şanlı (22) ve Lefter Küçükandonyadis (21)'in ardından, Cemil Turan ve Nihat Kahveci ile birlikte millî takım tarihindeki en golcü beşinci oyuncu konumundadır.
'Bombacı'
Bitirici vuruşları ve mesafe tanımaksızın çektiği sert şutlarıyla ona takılan Bombacı lakabını fazlasıyla hak eden Hami, 1984'ten 2002 yılına kadar (Schalke macerasını saymazsak) Trabzonspor formasını başarıyla terletmiştir.
Millî takımla oynadığı 40 maçta 32 gol atan Hami, kariyerine Süper Lig şampiyonluğu ekleyemeden futbola 2003 yılında veda etmiştir.
'İmparator'
Fenerbahçe'yle 274 maça çıkan 'İmparator' 47 gol atmıştır. Ona lakabını veren vasfı golcülüğü değil, gol pasları olmuştur. Oynadığı dönemde takımını adete bir maestro gibi yöneten Oğuz'un 103 gollü şampiyonluktaki payı da oldukça yüksektir.
96 şampiyonluğunun ardından, aniden Fenerbahçe'den ayrılmak durumunda kalan Oğuz, futbol hayatının geri kalan sonbaharında ise İstanbulspor ve Adanaspor'un başarısı için ter dökmüştür.
'Süper Solak'
Türk futbol tarihinin tartışmasız en klas ayaklarından biri olan Sergen 4 büyüklerde oynama başarısı gösteren ilk futbolcudur.
Belki de özel yaşantısı sebebi ile çok daha başarılı bir kariyeri şekillendirememiş olan Sergen, 407 maçta forma giyerken 127 gole imza atmıştır.
'Tümgeneral Tümer'
Kaptanlığı yaptığı Beşiktaş'tan direkt Fenerbahçe ile sözleşme imzalayarak çok tepki toplayan Tümer, kariyerinin patlamasını Samsunspor'la 2001 yılında gerçekleştirdi. Beşiktaş'ta uzun yıllar başarıyla ter döken sol ayak, hem Beşiktaş hem de Fenerbahçe ile 100. yıllarında şampiyon olarak tarihe geçmiştir.
Her ne kadar Fenerbahçe'ye geldiğinde Fenerbahçe'li olduğunu açıklasa da daha sonra katıldığı spor programlarında aslında Beşiktaş'lı olduğunu dile getirmiştir.
'Fenerbahçe'de oynamayan kimse büyük takımda oynadım demesin' diyerek Beşiktaş taraftarlarını kızdıran Tümer, askerlik problemleri yaşadığı için futbol hayatının son zamanlarını Yunanistan'ın Larissa takımında geçirmiş ve futbolu bırakmıştır.
'Şimşek Yusuf'
15 yıllık kariyerine bir çok takım ve iki de şampiyonluk sığdıran Yusuf bunlardan birini Fenerbahçe, diğerini de Beşiktaş ile yaşamıştır. Ancak Yusuf'u efsane yapan, 'yuvası' Denizlispor'dur.
4 yıl başarıyla terlettiği Denizlispor formasını 2000 yılında Mustafa Denizli'nin Fenerbahçe'sine gelerek sırtından çıkaran Yusuf, 2008 yılında yine Mustafa Denizli için Beşiktaş'a giderek takımının şampiyonluğunda büyük pay sahibi olmuştur.
'Jay Jay'
96 yılında Frankfurt'tan Ali Şen'in vasıtası ile Fenerbahçe'ye transfer olan 'kırmızı krampon' 2 yıl bu ülkede kalarak Türk vatandaşı da olmuştur. O zaman için rekor bir transfer ücreti olan 18 milyon dolara dönemin güçlü takımı Paris Saint Germain'e transfer olan Okocha, kariyerinin son dönemlerinde Premier Lig'de Bolton forması da giymiştir.
O belki yıllarca onu izleyebilen Fenerbahçelilerin kalbinde bir ukte olarak kalacak.
'Karpatların Maradonası'
Arjantinlilerin ünlü efsanesi Diego Armando Maradona'nın 'O'nun futbolunu özlüyorum' dediği Gheorge Hagi, 96 yılında geldiği Galatasaray'da tam 4 lig şampiyonluğu, bir UEFA Kupası bir de Avrupa Süper Kupası kazanma başarısı göstermiştir.
İleri üçlüde Arif, Hakan Şükür ile muhteşem bir bağlantı kuran 'Fatih'in aslanları' o yıllarda Türkiye ve Avrupa'da ortalığı kasıp kavuran süper güçlerden biriydi.
'Hain Revivo'
Ülkemizde 3 yıl geçiren Revivo, önce Fenerbahçe'de sonra Galatasaray'da oynamıştır. Fenerbahçe'nin 2001 şampiyonluğunda ciddi payı olan İsrailli futbolcu Fenerbahçe'den Galatasaray'a bedelsiz olarak transfer olunca Fenerbahçeliler tarafından adı 'Hain Revivo' olarak değiştirilmiştir.
Türkiye'den İsrail'e dönüşünde Ashdod ile sözleşme imzalamıştır ve 12 maçtan sonra futboldan emekli olmuştur.
'El Burrito'
Neredeyse yarım sezonluk Fenerbahçe macerasına birçok olay sığdıran Ortega tarihi 6-0'lık maçta ikinci golü attıktan sonra gördüğü kırmızı kartla oyun dışında kalmıştır.
Takım içi yaşadığı, özellikle Ceyhun Eriş ile olan sorunlar onun Türkiye macerasını hızlıca noktalamasına sebep olmuştur.
'Kralex'
Sekiz yıllık Fenerbahçe macerası her ne kadar güzel bitmese de 'kaptan' başarıyla dolu sekiz koca yılın her sezonunda takıma büyük katkı sağlayan, tüm başarılarda en büyük paya sahip olan oyuncu olmuştur.
Geldiği vakitler Brezilya'nın her yıl dünyaya sunduğu yıldızlardan o yılki olan Alex, 6.5 milyon dolar gibi bir rakama Fenerbahçe'ye transfer olmuş ve birbirinden klas ve güzel goller, asistler onu Fenerbahçe takım kaptanlığına kadar götürmüştür.
Fenerbahçe taraftarı Lefter'in heykelinin de bulunduğu Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda Alex'e de bir yer açarak oyuncuyu kulübün efsane futbolcuları arasına sokmuş ve ardında milyonlarca taraftarı gözü yaşlı bırakarak doğduğu yerin takımı olan Coritiba'ya transfer olmuştur.
'Basel'in Efsanesi'
Beşiktaş taraftarının yıllarca sevgilisi konumunda olan Delgado, 2006 yılında Beşiktaş'a Basel'den katılmıştır. Güzel futbolu, saha içi ve dışı davranışları, formayı sahiplenmesi onu yıllar içerisinde Beşiktaş kaptanlığına kadar götürmüştür.
Tangocu son yıllarında çok iyi performans koyamayınca Katar'a transfer olmuş ardından efsane olduğu Basel'e geri dönmüştür.
'Lincoln'
2 sezon Galatasaray forması giyen Brezilya'lı yıldız, 2007 yılında Schalke 04 takımından transfer olmuştur. Saha dışı davranışları pek tasvip edilmese de yeteneği ve kabiliyetleri tartışılmaz bir oyuncudur.
2009 yılının temmuz ayında sözleşmesi Galatasaray Spor Kulübü tarafından tek taraflı olarak fesh edilmiştir.
'Dev Bücür'
Bursaspor taraftarının gönlüne taht kurmuş, kulüp efsanelerinden Batalla, Ertuğrul Sağlam yönetimindeki şampiyon kadroda da yer almaktaydı.
Arjantin'li 'dev bücür' Bursaspor'un Şampiyonlar Ligi'ndeki ilk golünün de sahibidir.
'Sihirbaz'
Türk futbolunun son dönemlerde yetiştirdiği en büyük yetenek olan Arda Turan ilk çıkışını Mlada Boleslav maçında sol açık oynadıktan sonra yapmıştır. Bu maçtan sonra adı bir daha hiç dillerden düşmeyen genç yıldız henüz 20li yaşlarının başında Metin Oktay'ın, Hagi'nin emaneti olan 10 numaralı formayı başarıyla taşımış ve takım kaptanlığını yapmıştır.
Yüksek bir bedelle Atletico Madrid'e transfer olan Arda, başarılı performansını halen İspanya'da sürdürmektedir.
'Toplara Fısıldayan Adam'
2013 yılında Galatasaray'a katılan Hollandalı yıldız Fatih Terim yönetiminde kendini pek gösteremezken Mancini'nin Galatasaray'ın başına geçmesiyle yıldızını birden parlattı.
Inter'de düşmüş olan performansını yeniden eski günlerine döndüren '10' numara halen daha Galatasaray'ın başarısı için ter dökmektedir.