Öpüşen çift görünce şaşırıyoruz, biz bunları nasıl izleyelim Türkiye'de? Bihter'in yaşadığı yalının basıldığı, Babil dizisinin yayınlandığı ilk gün şikayet edildiği bir yerde herhalde bu diziler ömür boyu bize imkansız.
Öpüşen çift görünce şaşırıyoruz, biz bunları nasıl izleyelim Türkiye'de? Bihter'in yaşadığı yalının basıldığı, Babil dizisinin yayınlandığı ilk gün şikayet edildiği bir yerde herhalde bu diziler ömür boyu bize imkansız.
İngiltere kraliçesi Elizabeth'in tacı devralması ve sonrasında hükümetle arasında gelişenler, aslında son kararı veren bir mercii olmaması, kocası ile cinsel hayatları bile anlatılıyor. Ne kadar doğru, ne kadar yanlış bilemeyiz ama burada yapılamayacağına eminiz.
Pablo Escobar'ın bu diziden sonra hayran kitlesi arttı bile diyebiliriz. Özendirici bulunmasından bahsetmiyoruz bile.
Hatta sadece kirli siyasi oyunlarından değil, özel hayatındaki enteresan hikayelerden de yola çıkarsak, adamı yayındayken kaldırırlar.
İması bile zor. Türkiye'de 'Avlu' dizisiyle kendilerince bir uyarlama yaptılar ama tabii esamesi okunmadı gerçekliğin.
Gerçi ABD versiyonu da İngiliz bir diziden uyarlama ama Türkiye'de bilineni Amerikan Shameless. Bipolar ve gay kardeş, sigara içmediği zamanlarda sevişen dahi bir abi, cinsel hayatı uçlarda bir abla, alkolik ve sınırsız baba, hatta komşları bile 'Utanmaz'. Düşünsenize, o komşuların çocuk sahibi olamadıkları için kadının annesini kocasıyla cinsel ilişkiye soktuğu bir sahne vardı. Yok, biz almayalım.
Şu an gözümüzde Ece Erken'in taşıyıcı anne yorumları canlandı bile. Hatta Bircan Bali ve Hakan Ural'ın ayrı ayrı programlarda eşcinsellik üzerine yapacakları o yorumlar düşünürken ürküttü.
Psikoterapi yöntemi olan modern cinsel terapinin kurucusu ve uygulayıcısı iki kişinin 60’lı yıllarda sebep oldukları cinsel devrimi anlatıyor bu dizi. Bugün hala o adamların deneyleri sayesinde vajinismus sorununun temel çözüm teknikleri uygulanıyor. Tabii içinde bol bol seks var.
Eski Roma imparatorluklarının gladyatör dövüşlerini ve kölelikten kurtulma mücadelelerini görüyoruz temelde ama bu esnada da cinsel bir devrim yaşatıyorlar adeta. Görmediğimiz şey kalmadı, orijinalini bile izlerken odaya biri girer diye korkuyoruz.
Hatta öyle ki, kadınlardan biri hamile kalıyor ve üçü herkese rağmen bir aile olmaya karar veriyorlar. Sonradan cinsel içerik azalsa bile, başlarda ilişkiye sonradan dahil olan kız bir adamla bir kadınla ayrı ayrı günlerde beraber oluyordu. Canım, almayalım...
Amerika'da LGBT konusunda sağlıklı bir hassasiyet yaratmış ve birçok kişinin homofobiden uzaklaşmasını sağlamış bir dizi. Siz de izleyince muhtemelen böyle hissedeceksiniz. Ama bizim ülkemiz için uzak bir hayal.
Aslında örnek alınacak birçok davranışı var ama şeklen kabul edemeyenler Amerika'da da çıldırıyor. Aynısı farklı bir şekilde burada yapılsa, olacakları düşünemiyoruz.
Spoiler olmasın, sonrasında da devlet sırları ile ilgili meseleler var ki her şeyi daha da imkansızlaştırıyor. Ayrıca gerçekten hırsızları anlamak, özümsemek ve yer yer hak vermek de epey tartışılacaktır. Sol propagandadan ise hiç bahsetmiyoruz...
Bu arada dizi dünyalar tatlısı. Aslında olay bu iki adamın değil, boşandıkları karılarının etrafında dönüyor. Çok tatlı ve eğlenceli bir iş, izleyin deriz.
Yayınlanması bile değil, sadece tanıtımı bile herhalde birçok kişinin kalp krizi geçirip ölmesine yol açar. Türkiye'nin asla ve asla listesinde baş sıralarda.
Dünya’nın birbirinden farklı yerlerinde 8 farklı kişi açıklanamayan bir sebeple birbirlerinin hafızalarına, zihinlerine, ana dillerine ve yeteneklerine sahip oluyor ve bu olağanüstü durumla mücadele ederken bir yandan da hayatta kalmaya çalışıyorlar. Bizde de 8 farklı ilden 8 birbirinden çok farklı insan düşünün. Seks sahneleri ya çöp olurdu ya da gerçekten içindeki herkesi son görüşümüz olurdu.
çoğu saçma
Editorun yas yetmemis sanirim, "Six Feet Under" 2000 li yillarin basinda cnbc-e yayinlandi. Severek de izledim o donem...
Çok saçma, çok abartmışsınız. Bunlar ne ki? Bizim dizilerimizde öpüşme sahnesi bile var. Hemde ağızdan. :D