Kadına Yönelik Şiddet: Masum Bir Çocuk Nasıl Bir Canavara Dönüşür?

Çocukların dünyasında kadına şiddete yer yoktur.

Türkiye'de kadına şiddet son durum

Türkiye'de kadına şiddette rakamlar maalesef ürperten boyutta:

Türkiye'de kadınların en az üçte biri şiddet görüyor, bazı bölgelerde bu oran üçte iki.

Boşanan kadınların yüzde 70'i şiddet görüyor. 

Yaşadığı şiddeti kimseye anlatmayanların oranı % 48,

Herhangi bir sivil toplum örgütüne, polise, savcıya ya da benzer bir merkeze gitmeyenlerin oranı ise %90 'ın üzerinde.

Şİddetin arkasında yatan biyolojik, psikolojik ve ekonomik nedenler

Kadına şiddetin birçok türü var. Sözlü şiddet, fiziksel şiddet, cinsel şiddet bunlardan bazıları. 

Biyolojik nedenler arasında erkeklik hormonlarının etkisi, şizofreni, paranoid (Başkalarına karşı duyulan güvensizlik ve aşırı kuşkuculuk ) gibi bazı akıl hastalıkları ile anti sosyal kişilik bozukluğu gibi bazı ruhsal bozukluklar yer alıyor.

Çocukluk ve gençlik dönemlerinde aile içi şiddetin olduğu bir ortamda bulunan kişinin aile içi şiddet uygulama eğilimi yüksektir. Hatalı namus ve ahlak anlayışları, toplumun sahip olduğu iletişim becerilerinin yetersizliği, duygu ve düşüncelerin kışkırtıcı biçimde ifade edilmesi, hayat karşısında yetersiz ve şanssız olduğunu düşünmek ve alkol ve uyuşturucu kaynaklı şiddet ise sosyal ve psikolojik nedenlerdendir.

Ekonomik nedenler ise, geçim ve dolaylı olarak evlilik sorunlarını şiddete dönüştürmekte.

Türkiye'de ataerkil kültür ve 'kadın şiddet' arasındaki ilişki

Kızı dövmeyen dizini döver gibi bir anne babalık tavsiyesi, hayattaki en güzel şey 'sevme'yi 'ya benimsin ya toprağın' gibi hastalıklı bir sahiplenme, 'kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etme' gibi bir evlilik tavsiyesi ile şiddetle mücadelede ne kadar yol alınırsa alınsın, kadının 'bozulan kültür'deki yerinden söz edilebilir. 

'Bozulmuş bir kültür' derken kastım,

Bakınız: 14 Madde ile Eskiden Devlet Yönetirken Bugün Eve Hapsedilmeye Çalışılan Türk Kadını

Tecavüzü normalleştiren yapımlar

'Fatmagül'ün Suçu Ne?' gibi tecavüzün normalleştirildiği yapımların cinsel şiddeti tetiklediği açıktır.

Her ne kadar, belki de çeşitli sosyal mesajlar verme niyeti de taşısa (ki tartışılır) içinden şiddet geçen, tecavüz geçen yapımların toplumda yarattığı karşılık ders çıkarma yönünde değil, farklı şekillerde olmaktadır. 

Fotoğrafta, Özgecan Aslan' cinayetinin faillerinden birinin paylaşımını görüyorsunuz. 

Tecavüzcüye, katile yargının 'pozitif ayrımcılık' yapması

Saraylara sığmayan adaletin, tecavüzcülere karşı sergilediği ılımlı tutum.

Bakınız: Tecavüzün Bir İnsanlık Suçu Olduğunu Unutan Türkiye

Kadına yönelik şiddete erkeklerin gözünden bakış

Hukuk Felsefesi dersi için bir araştırma yapan Mehmet Salih, Okan Akça ve arkadaşları, kadına şiddet konusunda bir ödev hazırladılar. 

Kadına şiddet konusunda yöneltilen sorulara bazı erkeklerin verdikleri cevaplar düşündüren cinsten.

İş arkadaşımız, akrabalarımız, hergün aynı otobüsü kullandığımız insanlar onlar.

İşte ilk videodaki masum çocukların 'birer canavara' dönüşmüş, toplum içinde kabul görmüş ve 'normalleşmiş' halleri...

Popüler İçerikler

Gazeteci Özlem Gürses TSK Hakkındaki İfadeleri Nedeniyle Gözaltına Alındı
Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında