Yaşadığımız depremde tuzla buz olan binaların yanında bir taşın bile yerinden oynamadığı binaları da gördük. Uzmanlar her zaman depremin değil binanın öldüreceğini, yönetmeliklere uygun binalar yapıldığı taktirde depremin şiddetinin bir öneminin olmadığını savunuyorlar. Yaşadıklarımızın sorumlularının yargılanmasını hepimiz istiyoruz. Türkiye'de inşaat denetçiği yapan bir beyefendi Türkiye'de bu sektörde yaşanan aksaklıkları bir bir anlatmış.
gömdüler insanları canlı canlı betona orrospu çocukları.
Bizim ülkemizdeki kadar (aslına bakarsanız çoğu 3. dünya ülkesinde görülen bir olay) kısa zamanda en az işi yaparak en çok parayı kazanmak isteme duygusunu içinde barındıran insan yoktur başka yerde. Refah düzeyi yüksek, devleti milletinin paralarını yemeyen, kurallarına göre iş yaptıran ülkelerde böyle şeyler göremezsiniz. Japonya'da rüşvet aldığı ortaya çıkınca adam harakiri yaparak kendini öldürüyor ya, bizimkiler de bakıp gülüyor. Senin devletinin, milletinin başındaki adam "Benim ülkemde %80 enflasyon var halkım gıkını çıkarmıyor" diye yurt dışındaki televizyonlarda seni beni nasıl sindirdiğini anlatıyor. Bunlar ne ki, daha neleri çalıyor, neleri kuralların hiçbirine uymadan yapıyorlar bilseniz.. Daha bunun gıdası var, eğitimi var, var da var.. Her yer çürümüş insanlarla dolu. Zihinleri, akılları, vicdanları çürümüş şerefsizler
Yapı denetimi neden özelleştirildi şimdi daha iyi anlaşılıyor. Bazı yapı denetim şirketlerinin birçoğunun ortaklarınında inşaat şirketleri oluğu ortaya çıkmıştı. Dürüstlerin asla barınamayacağı bir ülke burası. Bu ahlaksızlıkları yapanlar, ön ayak olanlar toplumun bir kesimi tarafından takdir edilip tekrar yetkilendiriliyor maalesef. Kuralları delme, riayet etmeme ve bunlarla övünme gibi iğrenç özelliklerimiz var. Kurala uyanı, temiz iş yapanı da küçümseyen bir diğer iğrenç yapımız var.