Tarihi ve doğal güzellikleri ile Türkiye, gezilecek yerler bakımından tam bir cennet. Her şehrin kendine has büyüleyici atmosferini hissedebileceğiniz güzel ülkemizde gezip görebileceğiniz farklı pek çok rota mevcut. Biz yine de bu yazımızda herkesin bilmediği, bilse de gidip görmediği, ancak gitmişken mutlaka ziyaret edilmesi gereken Türkiye’de gezilecek 10 alternatif yeri listelemek istedik.
İşte ülkemizde gezilecek 10 alternatif rota!
Türkiye’de gezilecek yerler arasında şifalı suları ile dikkat çeken, Ankara’nın göz alıcı doğasına sahip ilçerinden Kızılcahamam listemizin ilk sırasında yer alıyor. Yemyeşil ağaçları ve kaplıcaları ile Kızılcahamam, özellikle soğuk sonbahar ve kış günlerinde mükemmel manzaralar sunarken termal suyu ile de şifa dağıtıyor.
Siz de Ankara’ya yolunuz düştüğünde Soğuksu Milli Parkı’nda kamp ve yürüyüş yapmak, şifalı termal suların keyfine varmak ve eşsiz doğanın tadını çıkarmak için Kızılcahamam’ı ziyaret edebilirsiniz. Hatta Ankara’ya yolunuzun düşmesini beklemek yerine Kızılcahamam için ayrıca bir hafta sonunuzu ayırabilirsiniz.
Kızılcahamam’da konaklamak için bulabileceğiniz çok sayıda seçenek olduğunu da belirtmeden geçmeyelim. Örneğin Soğuksu Milli Parkı’nda bulunan Çam Termal Otel gibi konumu ve misafirlerine sunduğu olanakları ile göz dolduran çok sayıda termal otel bu bölgede yer almaktadır.
Artvin’in Şavşat ilçesinde yer alan Karagöl, Sahara Milli Parkı içerisinde bulunur. Yeşilin en güzel tonlarını görebileceğiniz bu bölgede herhangi lüks bir tesise rastlamak zordur. Ancak çadır kurup kamp yapabileceğiniz bir ortama sahiptir.
Ortalama 30 metre derinliğe sahip olan Karagöl’de farklı birçok balık türünü görebilmek mümkündür. Fakat bu balıkların avlanmasının yasak olduğunu belirtelim.
Bursa’da bulunan ve Osmanlı Döneminin etkisinin halen hissedildiği Cumalıkızık Köyü, 14. yüzyılda kurulan bir yerleşim alanıdır. Özellikle Osmanlı Devletinin erken dönem sivil mimarisini en iyi şekilde görebileceğiniz Cumalıkızık Köyü, insanları ve kültürü ile sizi eski zamanlara götürecektir.
2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başaran Cumalıkızık Köyü, buram buram tarih kokan bir yer olmasının yanında doğası ile de dikkat çeker. Bu anlamda yeşil alanları, temiz havası ve tarihi ile köy ortamını korur.
Bölgede Cumalıkızık Etnografya Müzesi adı verilen, köy geçmişine ait eşyaların sergilendiği bir de müze bulunur. Öte yandan, Osmanlı Devleti dönemine ek olarak Bizans Döneminden kalma kilise kalıntılarına da rastlamak mümkündür.
Kayak yapmak isteyenlerin kış mevsiminde gidebilecekleri alternatif rotalar arasında bulunan Palandöken, Türkiye’deki en uzun kayak pistine sahiptir. Genellikle kasım ayından mayıs ayına kadar kar altında olan Palandöken, özellikle profesyonel olarak kayak sporu ile uğraşan kişilerin gözde mekanları arasında yer alır.
Palandöken’e gittiğinizde şehrin tarihini de incelemenizi tavsiye ederiz. Bu noktada kent merkezinde bulunan Yakutiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese ve Atatürk Müzesi’ne bir ziyaret gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca hazır Erzurum’a gitmişken şöyle lezzetli bir cağ kebabı da güzel olur diye düşünüyoruz!
Günümüzde Gaziantep’in Nizip ilçesi sınırında bulunan Zeugma Antik Kenti, il merkezine 50 km uzaklıkta yer alan bir bölgedir. Kentin kuruluşu milattan önce 300 yılına, Büyük İskender dönemine dayanır. Büyük İskender’in generallerinden olan I. Seleukos’un ve eşi Apama’nın kurduğu iki farklı şehrin köprü ile birleştirilmesi sonucunda oluşmuş bir antik kenttir.
Zeugma tarihsel açıdan farklı pek çok kültüre ev sahipliği yapması ile ön plana çıkan bir kenttir. Antik kentin bir diğer özelliği ise Bulla adı verilen mühür baskı örnekleri bakımından önemli bir konumda yer almasıdır. Ayrıca hepimizin belki de çok iyi bildiği o meşhur Çingene Kız Mozaiği, Zeugma Antik Kenti’ndeki kazılardan çıkarılmıştır!
Türkiye-Ermenistan sınırına yakın Arpaçay nehri kenarında bulunan Ani Antik Kenti, tarihsel açıdan oldukça değerlidir. 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren Ani Antik Kenti, farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir yerdir.
Ani Arkeolojik alanı olarak da bilinen bu bölge, yer altında halen keşfedilmemiş birçok yapıyı bulundurur. Bu kentin eski zamanlarda büyük bir yerleşim alanı olduğunu gösteren pazar meydanı ve kilise gibi yapıların varlığından da söz etmek mümkün.
Nevşehir denildiği zaman akıllara ilk olarak Peri Bacaları gelse de bu şehrin bir diğer önemli noktası, Derinkuyu Yeraltı Şehri olarak karşımıza çıkar. Derinkuyu ilçesinde bulunan yeraltı şehri, tarihte çok önemli bir yere sahiptir. Yeraltı şehrinin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmese de orada yaşayanların Hristiyan topluluklar olduğuna ilişkin bilgiler bulunmaktadır.
Yeraltı şehri toplamda 40 metre derinliğe sahip olup 8 kattan oluşmaktadır. Bir şehirde olması gereken temel birçok özelliğe sahiptir. Öyle ki, bu şehirde okul, kilise ve hatta meydan dahi vardır. Mükemmel bir işçilik eseri olan Derinkuyu Yeraltı Şehri, kim tarafından yapıldı bilinmez ama o zamanlarda böyle bir yerin yapılması takdir edilesidir.
Batı Karadeniz’in incisi olan Sinop, tarihi ve doğal güzellikleri ile büyüleyici bir etkiye sahiptir. Bu noktada ön plana çıkan Akgöl Yaylası, çevresindeki köknar ağaçları ile görsel bir şölen yaratır. İki çayın birleşmesinden oluşan bu göl, her ne kadar yapay bir göl olsa da güzelliği ve bulunduğu bölgedeki tabiat sayesinde bir turizm merkezi haline gelmiştir.
Manzara karşısında keyifli bir gün geçirebileceğiniz Akgöl Yaylası, Türkiye’de gezilecek yerler arasında doğa ile iç içe bulunmak isteyenler için muazzam bir seçenektir. Özellikle günübirlik geziler için tercih edilen Akgöl Yaylası’nda ister piknik yapabilir isterseniz tabiat parkında huzurlu bir şekilde manzarayı seyredebilirsiniz.
Trabzon’un Maçka ilçesine bağlı bir köyü olan Hamsiköy, doğası ile kendine hayran bıraktığı gibi enfes sütlacı ile de ön plana çıkar. “Hamsiköy Sütlacı” adı verilen bu özel sütlaç, üzerine bol fındık dökülerek hazırlanır. Böylece Karadeniz Bölgesinin değerli bir kuruyemişi olan fındığı en güzel şekilde sunar. Ancak belirtmek isteriz ki bu sütlacın içerisinde hamsi yok :)
Bu köy hakkında sizi şaşırtacak bir diğer bilgi ise adı ile ilgilidir. Hamsiköy olarak bildiğimiz bu köyün gerçek adı aslında Hamseköy’dür. Hamse kelimesi, Arapça bir kelime olup “beş” anlamına gelir.
Türkiye’de gezilecek yerler söz konusu olduğunda mutlaka listemizde yer alması gerektiğini düşündüğümüz Hamsiköy; genel olarak doğa yürüyüşlerini tercih edenler için iyi bir alternatif olabilir.
Van Gölü’nde bulunan en büyük dört adadan ikincisi olan Akdamar Adası, 3 km uzunluğunda küçük bir adadır. Burada bulunan tarihi Ermeni Kilisesi ise adayı önemli bir seyahat rotası haline getirmiştir. 915 yılında inşa edilen bu kilise, halen açık olmakla birlikte belirli zamanlarda ayinler için kullanılmaktadır.
Şehir merkezine 47 km uzaklıkta olan bu ada, hafta sonunda farklı bir yer görmek isteyenlerin tercih edebileceği bir yerdir. Özellikle Eylül ayının ikinci haftasına bir seyahat planı oluşturursanız Akdamar Kilisesi ayinlerine denk gelebilirsiniz.
Bütün bunlara ek olarak şöyle lezzetli bir Van Kahvaltısı yapabilir, Van’ın o meşhur otlu peynirinin tadına bakabilirsiniz.