Türkiye'de Etkilenmeyen Sektör Kalmayacak Gibi: Cari Açık Kapatacak Yeni Reza'lar Çıkabilir!

Ukrayna'da patlayan bombalar Türkiye ekonomisine de hasar verirken, günlerdir etkilerini izliyor ve okuyoruz. Durumun insani boyutu içler acıtırken, son dönemde ülkemizde yaşanan adı konulmamış ekonomik ortam ise zora düşüyor. Yapılan planlamalar ve beklentiler aşağı yönlü revize edilirken, umut ışığı öteleniyor. 

Bu durumdan birçok sektör etkilenirken, yaptırımların geçmiş dönemde İran ile yaşananlara da benzemesi olasılığı korunuyor. Özellikle Türkiye için!

Enflasyon Rusya için tehdit mi?

Savaşın en ağır maliyeti şüphesiz ki kaybedilen canlar, sönen ocaklar. Bunun yanında kalanlar için de oldukça ağır bir ekonomik maliyet ortaya çıkıyor. Rusya'ya karşı sıcak savaştan uzak duran Batılı ülkeler tamamen ekonomik maliyetler üzerinden kurgulanmış yaptırımlarla Rusya'ya geri adım attırmayı hedefliyorlar.

ABD Milli Güvenlik danışmanlarından Daleep Singh'in yaptırımları duyururken sarf ettiği şu sözler dikkate değer:

Yaptırımların zaman içinde Rusya'da enflasyonu, faizleri artırması, alım gücünü azaltmasını, yatırımları ve üretim kapasitesini düşürmesini, büyümeyi yavaşlatmasını ve yaşam standartlarını düşürmesi beklenir.

Halihazırda yüzde 9 enflasyon yaşayan Rusya için enflasyonun yıldırıcı bir tehdit olarak sunulması gerçekten çarpıcı.

Kur neden yükseliyor?

Yüzde 50'nin kapısında bir enflasyonla yaşadığımız Türkiye'de yıkıcı etkilerini zaten yaşayarak teyit ediyoruz. BBC Türkçe'nin haberine göre, yüksek enflasyonun yarattığı yüksek faiz, yoksulluk, yatırım iştahındaki bozulma, potansiyel üretim kapasitemizdeki yavaşlama son dönemde ülke gündeminde sıkça tartışılan konular olurken, Türkiye ekonomisinin yaşadığı bu kırılganlıklar nedeniyle TL, Ukrayna savaşı başlayınca en çok değer kaybeden para birimleri arasında yer aldı. Üstelik bu durum kur talebini baskılayan önemli bir enstrüman devrede olmasına rağmen gerçekleşti.

Kur korumalı mevduat (KKM) TL'nin aşırı değer kaybını engelleyen ve döviz talebini tutan bir enstrüman. Barındırdığı risklere ve kurdaki değerlenmenin getireceği maliyetlere daha önceki yazımda değerlendirmiştim.

Enflasyon mu kurdaki yükseliş mi daha yıkıcı?

KKM her ne kadar döviz piyasalarında bir sakinlik yaratsa da, içinde bulunduğumuz dengenin kırılgan ve sürdürülemez olduğunun altını çizmek lazım. Fiyat istikrarı, kurdaki istikrar için ön şart. KKM'nin de fiyat istikrarı konusunda politika yapıcılara zaman kazandırdığı bir gerçek. Ancak bu sürenin sonunda enflasyon raporunda iddia edildiği gibi enflasyon 'kendi kendine' düşebilir, fiyat istikrarı sağlanabilir mi?

Enflasyonun sıkı para politikasına ihtiyaç kalmadan 'kendi kendine' düşmesi ancak geçici bir arz şoku sonrasında veya resesyon zamanlarında mümkün. O zaman bile eğer beklentiler bozulup merkez bankasına inanç zedelenirse enflasyon kendi kendine düşmüyor.

Batılı ülkeler bu nedenle artan enflasyon tehdidine karşı sıkı para politikasına geçiyorlar. Çünkü enflasyon bir kere yükselmeye başlarsa ekonomide önemli bir tahribat yaratıyor.

Kırılgan zemin Türkiye'yi derinden etkiliyor!

İşte bu nedenle, ABD'nin Rusya'da yaşanması beklenen enflasyonu bir savaş yaptırımı gibi yorumluyor olması 'böyle bir sonucu istemezdik ama mecbur kaldık' demesi dikkate değer.

Üzerinde oturduğumuz kırılgan zemin nedeni ile dış dünyadan gelen sarsıntılar Türkiye'yi derinden etkiliyor. Savaşa dahil ülkelerden sonra savaştan en çok etkilenen ülkeler arasında Türkiye yer alıyor. Çünkü yüksek bir enflasyon, bunun getirdiği kırılganlık ve belirsizlikler ve ileriye dönük olarak da enflasyonun daha fazla artacağına dair bir endişe var.

Neden? Çünkü bir taraftan 'faizlerin yükselmesini beklemeyin' şeklinde geleneksel para politikası araçlarını devre dışı bırakan bir anlayış var. Diğer yandan enflasyon düşmediği sürece KKM devreden çıkar çıkmaz döviz talebinin tekrar canlanması beklentisi var.

Türkiye ekonomisi nasıl etkilenir?

İlave olarak, 'enflasyonun altında kalan kredi faizi' bilinçli bir politika tercihi olarak üst düzey yetkililerce dile getiriliyor. Bu tercih, ileriye yönelik enflasyonist endişeleri artırıyor. Çünkü piyasa faizleri enflasyon beklentisi ve risk primi ile yükseldikçe reel kredi faizini düşürmenin tek yolu daha fazla enflasyon yaratmaktan geçiyor. Savaş, Türkiye ekonomisini farklı kanallardan etkileme potansiyeline sahip olunca bizde yakından izleniyor. 

Dış ticaret: Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna ile ticaretinde (dünyanın geri kalanında olduğu gibi) petrol ve doğal gaz kritik. Buna ilave olarak bu iki ülke dünyanın 'tahıl ambarı' görevini de üstlenmiş durumdalar.

Rusya ve Ukrayna'ya en çok taze sebze meyve, motorlu taşıt yedek parça, otomobil, tekstil ve rafine petrol ürünleri satıyoruz. İlk aşamada bu sektörlerin olumsuz etkilenmesi beklenebilir.

Cari açık artacak!

Ödeme sistemlerine getirilen yaptırımlar da ticaretimiz üzerinde ek baskı yaratacaktır. Rus bankalarının enerji, gıda ve tıbbi malzeme dışında Dolar, Euro, Yen, ve Sterlin ile işlem yapmalarına yasak getirildi. Hafta sonu gelen güncelleme ile bu ödeme zorlukları bir derece daha artırılarak uluslararası ödemelerde kolaylık sağlayan Swift sisteminden de büyük Rus bankaları çıkarıldı.

Rusya Merkez Bankası'nın 630 milyar USD'lik devasa döviz rezervlerini kullanımına da sınırlama getirileceği duyuruldu. Bu gelişmeler, Rusya ile yaptığımız ticaretin enerji ve gıda dışındaki kalemlerinde zorluk yaratabilir.

Dış ticaretimizde ikincil etkiler ise savaşın getirdiği belirsizlik sonucunda Avrupa bacağında ihraç ürünlerimize olan talebin düşmesi olabilir.

Enerji faturamız artarken ihracat pazarımızın daralması, özellikle de turizm gelirlerinde belirgin bir düşüş durumunda cari açığımızı artıracaktır.

Belirsizlik çok fazla! Savaş ne kadar uzarsa işler o kadar karışır!

Risk algısı: Risk iştahındaki azalış borçlanma maliyetleri ve kur üzerinde olumsuz etki yaratır.

EnflasyonBir taraftan risk iştahı ve cari açığın tetiklediği kur, diğer taraftan artan enerji ve gıda maliyetleri enflasyonu yukarı iter. Enflasyondaki artış ise kur üzerindeki baskıları artıracak, bu durum KKM'nin sürdürülebilirliği ve maliyetine dair endişeleri artıracaktır.

Tedarik zinciri problemleri: Her ne kadar pandemi sonrası dönemde tedarik zincirlerinde çeşitlendirme bilinci oluşuyor olsa da, savaşın uzaması durumunda yeni bir enerji ve çip krizi yaşanması endişesi tüm dünya ile birlikte bizim için de tehdit.

Ekonomimizin savaştan ne kadar olumsuz etkileneceğine dair çok fazla belirsizlik var.

Bu durum savaşın ne kadar uzayacağına, Rusya'nın ne kadar ileri gideceğine, yaptırımların ne kadar artacağına ve Rusya'nın bu durumdan ne kadar olumsuz etkileneceğine bağlı.

Madalyonun diğer tarafında ise bizim halihazırdaki kırılganlıklarımızın bu ilave yüke ne kadar direnç gösterebileceği önemli.

Yeni Reza'lar mı doğacak?

Yaptırımların Türkiye’ye etkisini Cumhuriyet'ten Ali Can Polat'a değerlendiren ekonomistler, Rusya’nın ambargoyu bahane ederek dünyanın birçok ülkesine olan nakit ödemelerini aksatabileceğini söyleyen Prof. Dr. Duran Bülbül, özellikle küçük işletmelerin bu nakit eksikliği nedeniyle batabileceğini belirtiyor. Rusya’dan gelecek paraların kayıt dışı sisteme dönebileceğini söyleyen Bülbül, “Tıpkı Rıza Sarraf’ın İran’da yaptığına benzer yollar denenecek. Belki de yeni Reza’lar doğacak” diyor.

SWIFT yaptırımının kısa vadede özellikle küçük ve orta büyüklükte şirketleri vuracak bir yaptırım olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aziz Konukman ise “Kısa vadede bu şirketlerin elindeki sıcak para duracak, birçok sektör ödeme alamayacak. Uzun vadede etkileri görmek için kararın detaylarını beklemek gerek” diye konuşuyor.

Etkilenmeyen sektör kalmayacak gibi görünüyor!

Rusya’nın mal zengini olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Sadi Uzunoğlu ise çok kapsamlı sert yaptırımlar beklemediğini belirtirken “Türkiye hem coğrafi hem de ticari yakınlığı sebebiyle çok büyük zararlar görür ama bu zararı da takas yöntemiyle çözebilirler” diyor. 

Rusya ekonomisinin de sarsılacağını ve kendine yeni partnerler arayacağını söyleyen Prof. Dr. Taner Berksoy, Türkiye’nin bu aşamada devreye girebileceğini ambargoları desteklemeye yanaşmayacağını aktarıyor.

Ekonomist Mahfi Eğilmez ise blokunda Türkiye’nin birçok alanda etkileneceğini belirterek,Doğalgaz fiyatları yükselecek, buğday ithalatımız sıkıntıya girecek, borsa etkilenecek ama sanırım etkiyi en fazla ve en net olarak turizm alanında hissedeceğiz. Turizm acenteleri de SWIFT sistemi içinde” diyor.

Kış turizmi yara aldı bile: İnsanlar can derdinde!

Ukrayna’daki savaşın ve Rusya’ya uygulanacak yaptırımların yaz sezonunda turizme vuracağı büyük darbe korkuturken kış turizmine ilk bilançosu ortaya çıktı. Kış turizminin merkezlerinden olan Kayseri’ye Ukrayna’dan yapılan charter uçuşları iptal oldu. Haftada altı uçuş gerçekleştirilirken mart ayı için uçuşların iptal olduğunu söyleyen Erciyes AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Cahid Cıngı, “Kış turizmi büyük bir darbe aldı diyebiliriz. Mart ayında planlanmış uçuşlarla 2 bin kişi bekliyorduk, ortalama 2 milyon euroluk bir gelir demekti bizim için ama iptal oldu” dedi. Ukrayna’da işbirliği yaptıkları tur operatörleri ile görüştüklerini söyleyen Cıngı, “Kimseyle turizm konuşamıyoruz insanlar can derdinde. Yazlık bölgeler için düşününce de şu an iptaller başlamadı ama insanların rezervasyon iptal edecek durumları yok şu an. Çatışmalar durunca Türkiye turizmine asıl etkisini görebiliriz” dedi.

Tarımda gübre sorunu daha da artar mı?

Rusya Ukrayna krizi nedeniyle tarımın en önemli girdisi gübre ve kimyasallarında da sorun kapıda. Vadeli işlem ve emtia piyasaları uzmanı Zafer Ergezen,”Rusya ve Ukrayna, aynı zamanda gübre ve gübre kimyasalları alanında da dünyanın en büyük oyuncularından. Maalesef gübre fiyatlarının da artması gündemde” dedi.

Savaşın Türkiye’de gıda ürünleri arzını tehlikeye düşürebileceğini belirten Tarım ve Orman Bakanlığı, bazı ürünlerin ihracatına kısıtlama getirdi. Dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan Bazı Tarım Ürünle İhracatına İlişkin Tebliğe göre; zeytinyağı, fasulye ve kırmızı mercimek ihracatına kısıtlama getirdi.

Popüler İçerikler

Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Kılıçlı Yemin Olayında Yeni Gelişme: Teğmenlerden Sonra Komutanlar da Disipline Sevk Edildi