Türkiye son yıllarda hem iç dinamikler hem de küresel krizlerden dolayı yüksek seyreden enflasyon ve fiyat artışlarıyla mücadele ediyor. Ancak Pazartesi günü açıklanan verilere göre Mart ayında enflasyonda yine düşüş oldu! Bu düşüşün Mayıs ayında yapılacak seçimler ve Şubat ayında yaşanan deprem felaketi dolayısıyla sürdürülebilir olup olmadığı ise tartışma konusu. İşte detaylar! 👇
Ancak bu durum, döviz kurunun baskılanması ve yaklaşan seçimler dolayısıyla ekonomiyi canlandırmaya yönelik girişimlerle çok uzun sürmeyecek gibi görünüyor.
Goldman Sachs Group Inc.'ten ekonomistlerin söylediğine göre enflasyondaki bu düşüş, gıda ve yakıt fiyatlarının baz etkisinden kaynaklanıyor. Ancak fiyatlarda düşüş beklemenin hata olacağının altı çiziliyor çünkü manşet ve çekirdek enflasyonlardaki artışlarda ivme sürüyor.
Geçen yıl, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve Türkiye'nin para politikaları dolayısıyla fiyatlar bir anda fırlamıştı. Bu bağlamda geçen yıla kıyasla enflasyondaki bu düşüş anlaşılabilir boyutta. Ancak Şubat ayında yaşanan deprem felaketi ve gelecek seçimler yüzünden artırılacak olan mali harcamalar, ilerleyen dönemde enflasyonun yüksek seyredeceğine işaret ediyor.
Ancak eğer hükümet daha sıkı para politikaları uygulayacak olursa 2024 yılında enflasyon değerlerinin yüzde 24'e kadar düşebileceği öngörülüyor. Ayrıca 2023'ün ikinci yarısında faiz oranında keskin bir dönüş bekleniyor. Şu an yüzde 8,5 olan oranın yüzde 50 civarlarına kadar yükselebileceği tahminler arasında yer alıyor.
Bu durum Türk Lirası'nı baskı altında bırakırken hükümet, bankalardaki döviz işlemlerini çeşitli düzenleme ve sorgulamalara maruz bırakarak kuru stabil tutmaya çalışıyor; en azından Mayıs ayındaki seçimlere kadar.
Uzmanlara göre seçim sonuçları ne olursa olsun Türk Lirası değer kaybetmeye devam edecek gibi görünüyor.
Bu konuda siz neler düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun! 👇
Üretimi ve üretime katılan iş gücünü arttırmak zorundayız. İhracatı arttırmalıyız. Tarım ürünlerinde emek harcamayan simsarları aradan çıkarmalıyız ve tarıma önem vermeliyiz. İthal hammadde girişini azaltmalıyız. Devlet üreticiden ve çalışandan aldığı fahiş vergileri kaldırmalı. Devlet destekleri zaten zengin olana değil gerçekten üreten ve bütçesi kısıtlı olan işletmelere verilmeli. Yoksa gerisi hikaye.