Çocuk Yoksulluğu Bildirisi Yayınlandı: 6,5 Milyon Çocuk Şiddetli Yoksulluk Yaşıyor!

Ülkemizde her geçen gün artan ekonomik sıkıntılar en çok da çocukların hayatını etkiliyor. 2017 yılında bir grup genç tarafından kurulan ve çeşitli partilerle sivil hareketlere dayanışma çağrısında bulunan İvme Hareketi, son yayınladığı 'Çocuk Yoksulluğu Bildirisi'yle dikkat çekti. Yayınlanan bildiride 6,5 milyon çocuğun şiddetli yoksulluk yaşadığı ifade edilirken muhalefet partilere de çözüm önerilerinde bulunuldu.

"Yeterli ve sağlıklı beslenemeyen, okulda açlıktan ağlayan, rahatsızlanan, hatta bayılan öğrenci haberlerinin bizde yarattığı tepkiyle, İVME Hareketi olarak muhalefetin bu konuya seyirci kalmamasını, bu sorunu gündemde tutmasını ve en önemlisi, çözümü aciliyet gerektiren bu sorunla ne tür politikalar kullanarak mücadele edileceğine dair kapsamlı bir planı ortaya koymasını bekliyoruz." cümlesiyle başlayan bildiride OECD, TÜİK, Metropoll vb. birçok kaynaktan da veriler yer alıyor.

Çocuk yoksulluğuna dikkat çekmek için yayınlanan bildiride ayrıca, Türkiye'de vatandaşların yüzde 29'unun temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığına yüzde 45'inin ise ancak ihtiyaçlarını alabildiklerine dikkat çekildi.

Yoksullaştırılan vatandaşlar, açlığa mahkum kalarak ya da öğünlerini küçülterek hayatta kalmaya çalışmaktadırlar. Bu rant ve sömürü düzeni içinde zengin azınlık servetine servet katarken, orta ve alt gelirli aileler, fakirliğe ve açlığa mahkum edilmektedirler. Metropoll’ün Temmuz 2022 tarihli anket sonuçlarına göre, Türkiye’de vatandaşların %29’u temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz iken, %45’i temel ihtiyaçlarını ancak karşılayabilmektedir. Nisan 2020’den beri çeşitli aralıklarla yapılan temel ihtiyaçların karşılanması araştırmalarına verilen cevapların zaman içindeki değişimi de bize ortalama olarak her dört kişiden birinin geçinemediği, her dört kişiden ikisinin ise ucu ucuna geçindiği bir tablo göstermektedir.

Aynı şekilde, Metropoll’ün Ağustos 2022 anketi de bize benzeri bir tablo sunmaktadır. Vatandaşların %35,7’sinin geliri harcamalarına yetmezken %43,2’sinin geliri sadece harcamalarını karşılayabilmektedir.

Türkiye'de şiddetli yoksulluk yaşayan 16 yaş altı çocukların sayısı 6,5 milyona ulaşmış, her dört çocuktan birinin okula aç gittiği tespit edilmiş.

Türkiye çocuklarına sahip çıkmakta sınıfta kalmıştır. Bu gerçeği hayatın her alanında görmek mümkündür. Türkiye hali hazırda diğer Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerine kıyasla çocuklar için çok daha az oranlarda harcama yapmaktadır.  Bu harcama eksikliğinin telafisi zor sonuçları vardır. Örneğin Türkiye’de okul öncesi eğitime katılım oranı %39 iken OECD ortalaması %87 olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir başka örnek ise HDP Milletvekili Oya Ersoy’un verdiği araştırma önergesinde göze çarpmaktadır. Önergeye göre Türkiye’de şiddetli yoksulluk yaşayan 16 yaş altı çocukların sayısının 6,5 milyona ulaşmış, her beş çocuktan birinin yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamadığı tespit edilmiş, her dört çocuktan birinin ise okula aç gittiği belirtilmiştir. Halbuki iyi beslenme, eğitimde büyük bir öneme sahiptir. Örneğin okul ve sağlıklı beslenme programlarının okula devam süresini 2,5 yıl kadar uzattığını ortaya koyan çalışmalar mevcuttur. Çocuklar yoksulluk ve dolayısıyla yetersiz beslenmeden kaynaklanan bodurluk, kısa boyluluk, aşırı zayıflık gibi sağlık sıkıntıları nedeniyle eğitimlerine devam edememe veya eğitim sürecinde istenilen gelişimi gösterememe riski ile karşı karşıya kalmaktadır.

Yoksulluk arttıkça çocuk işçi sayısı da yükseliyor.

Çocuklarımıza sahip çıkamadığımız bir başka konuysa Türkiye’deki gıda ve beslenme krizini derinleştiren yoksulluğun tetiklediği yüksek çocuk işçi sayısıdır. TÜİK, yaş grubu 15-17 olan çocukların işgücüne katılım oranının %16,4 olduğunu belirtmiştir. Öte yandan, 15-17 yaş arasında çalışan çocuk sayısının 720 bin olduğunu söyleyen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verisine karşılık Bianet’te yer alan 1 Şubat 2022 tarihli habere göre çocuk işçi sayısının çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Türkiye’nin her köşesinden çocuklar yoksulluğun bir başka boyutunu da bu şekilde hissetmektedir. Ancak veriye bakıldığında bölgeler ve şehirler arasında farklar olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Her ne kadar Türkiye genelinde kapsayıcı ve uzun vadeli çözüm planları şart olsa da bölgesel farklar gözetilerek uygulanacak politikalar dikkate değerdir. TÜİK 2021 Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Bölgesel sonuçlarına göre gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; %14,4 ile Adana ve Mersin; %13,7 ile Mardin, Batman, Şırnak, Siirt; ve Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan olarak belirlenmiştir.

İvme Hareketi'nin muhalefet partiler tarafından benimsenmesini istedikleri ve politika platformlarında, seçim vaatlerinde yer bulmasını istedikleri önerilerden bazıları ise şu şekilde;

  • Derin Yoksulluk Ağı’nın önerdiği gibi okullarda kapsamlı beslenme programları oluşturmalıdır. Bu programlarda öğrencilerin en az bir öğün sağlıklı yemeğe erişimi sağlanmalıdır.

  • Özellikle büyükşehirlerde ve enflasyonun ülke ortalamasından daha yüksek olduğu bölgelerde halk mutfakları sayısı arttırılmalı, toplumun genelindeki kronik açlığın önüne geçilmelidir.

  • Acil bir sosyal yardım programı olarak sağlıklı meyve, sebze, tahıl ve bakliyat içeren ve çocukların gıda ihtiyaçlarına yanıt verebilecek erzak ve beslenme paketleri bir kamu hizmeti olarak belirli sıklıkta yerel yönetimler tarafından ailelere ulaştırılmalıdır. Bunlara ek olarak nakit desteği programları da acilen uygulamaya alınmalıdır.

  • Yoksulluk ve beslenme ile ilgili tüm kaygı ve sorumluluk ailedeki kadının üzerine bırakılmamalıdır; mevcut cinsiyet rollerinin ötesinde kadını güçlendirmek, kadının çalışma hayatına katılım gösterebilmesi için ücretsiz okuma -yazma, meslek kazandırma kurslarını ve kreş hizmetlerini desteklemek şarttır.

  • Büyükşehirlerde kaybedilmiş bostanlar geri kazanılmalıdır. Şehir içindeki bahçecilik, bostancılık ve tarım aktiviteleri belediyeler tarafından hem finansal hem teknik açılardan desteklenmelidir. Şehir içi tarım ve bostancılıktan elde edilen ürünler kooperatifler aracılığıyla uygun fiyatlara satılmalıdır.

  • Örgün eğitimi bırakan ve çalıştırılan çocuklar tespit edilmeli; okulu bırakma riski yüksek olan çocuklar, okullar ve ilçe eğitim müdürlükleri tarafından sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Bu çocukların okula geri kazandırılması için gıda desteğinin yanı sıra sağlanacak nakit desteğinin kapsamı, eğitim araç ve gereçlerini içerecek şekilde düzenlenmelidir.

BİLDİRİNİN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
YORUMLAR
15.11.2022

Ülkenin kanayan yarası yaa. Çocuklara gerekli koşullar sağlanmadan, basit temel ihtiyaçları karşılanıp eğitim ile desteklenmeden bu ülkenin geleceği olmaz!

15.11.2022

3 yetmez 5 yapın 5 yetmez 10 yapın yapmak için yapın amk

15.11.2022

Millet birde 23 nisan kutluyor.ikiyuzlu halk

TÜM YORUMLARI OKU (11)