Günlük okuduğunuz gazete ya da gazeteler, siz farkında olmasanız bile hakkınızda genel bir kanı oluşmasına neden olabilir. O yüzden yarın ilk iş gazete bayinize gidip okuduğunuz gazeteyi değiştirin. Ya da en iyisi artık gazete okumayın! Bu sayede herkes sizi tarafsız, a-politik biri olarak görür. Sıkıntıya düşmezsiniz...
Sık gidilen kalabalık mekanlar ya da dost ortamları her ne kadar güvenli gibi gözükse de, siz aldanmayın. Kimin kimle nasıl bir ilişki içerisinde olduğunu bilemezsiniz. Bulunduğunuz ortamda konu siyasetten açılınca, düşündüklerinizi kendinize saklamanızda fayda var. Sakın gaza gelmeyin! Bırakın konuşan konuşsun. Siz mümkünse başka bir boyuttan gelmişsiniz gibi safı oynayın. Kısaca çenenizi kapalı tutun! İlle de konuşmanız gerekirse, konuşma başlıklarını 'Messi, Ronaldo, Güreş, Kuru fasulyenin faydaları' gibi konulardan seçebilirsiniz. 'Ben dinlemem bildiğimi yaparım diyorsanız' sonuçlarına da katlanırsınız..
Televizyon izlemeyi kim sevmez ki? Evde izlesek de izlemesek de sürekli açık bıraktığımız cihazların başında o gelir. Ama artık bu duruma bir son verin. Çünkü yarın evinize kimin çat kapı geleceği belli olmaz.
Ya o sırada sakıncalı bir kanal açık kalmışsa? Ne yaparsınız? Durumu nasıl açıklarsınız? Belki de normalde o kanalı hiç izlemiyorsunuz. Ama siz zap yaparken, kapı çaldı ve o anda farkında olmadan sakıncalı kanallardan biri de açık kaldı. Olamaz mı? Olabilir! İnsanlara yanlış reklam olmayın. O yüzden bugünden itibaren kanal listenizi şöyle bir elden geçirmekte fayda var.
Yorucu bir çalışma gününün ardında eve gidip dinlenmek; herkesin hakkıdır. Ama siz siz olun eve gitmeyi aceleye getirmeyin. Çünkü o gün tam da sizin iş çıkış saatinize denk gelen ve yolunuzun üzerinde gerçekleşecek muhalif bir gösteri, toplu yürüyüş ya da daha beteri, mitingle karşı karşıya gelebilirsiniz. İnsan dalgasına kapılıp içine bir kez karıştığınızda da bir daha zinhar çıkamazsınız.
O zaman da sizi çeken kameralara el sallamaktan başka bir çareniz kalmaz. Belki o zaman, en azından tanıdık birileri izlerde, eve neden gelmediğinizi kara kara düşünen yakınlarınıza bir haber verirler. İyisi mi siz çağa ayak uydurun. Sosyal medyayı yakından takip edin. Oralarda hangi gün, nerede, kimlerin, ne saatte muhalif bir etkinlik yapacağı önceden belirtilir. Hesabınızı ona göre yapın. Bu arada hiçbir siteye ya da platforma üye olmadan yapın bu işleri...
Dedik ya, kimin ne olacağı bilinmez. O yüzden arkadaşlarınızı da gözlemekte fayda var. Muhalif akımlar grip gibidir. Ortama bir kez girince, etraftaki herkese bulaşabilir. Bulaşmasa bile etkiler. Nasıl mı? Her şekilde. Diyelim ki çok yakın bir arkadaşınız var. Ve ülkenin gidişatından memnun değil. İlk yapacağı iş ne olur? Kendine benzeyen insanlarla tanışmak değil midir?
Sonra gelsin facebook, twitter paylaşımları, sağa sola protestolara gitmeler. E bu insan sizin de yakın arkadaşınız. Yani hem sosyal medya da hem de gerçek hayatta, siz bir bütünün iki ayrılmaz parçasısınız. Peki bu yakın arkadaşınız bir gün hız limitini aşıp radara yakalandığında ne olacak? Doğal olarak yakın arkadaşlarıyla olan ilişkilerine de bakacaklar. Siz de boş bulunup, onun sanal ortamda paylaştığı yazılardan birini beğenme gafletine düştüyseniz, vah halinize! İyisi mi siz, bu yakın arkadaşları sıkı takibe alın. Ne demişler su testisi su yolunda kırılır!
Eskiden internet mi vardı? Şimdi ne gerek var durup dururken başınıza iş almaya. Çıkın dışarı bir parkta oturun! Ya da kitap okuyun(Light Kitaplar). Ya da en iyisi içinizde size 'bir şey yapmalısın' diyen o sesten kurtulun. Sosyal medya da neymiş? Bir sürü insan, üstelik kimin ne olduğu da belli değil. İlle de yeni arkadaşlara ihtiyacınız varsa, onları; devlet büyüklerimizin onayladıkları vakıf, stk ve kurum kuruluşlardan seçin. Onu beğen bunu paylaş nereye kadar? Uzak durun!
Bazıları bu maddeye itiraz edebilir. Ama o kendilerinin bileceği iş. Medyanın neredeyse her gün 'dinleme skandalı' başlığı attığı bir ülkede, telefon sahibi olmakla, mimli bir muhalif olmak arasında fark yoktur. Ayrıca telefonla konuşacaksınız da ne olacak? Hayatınızın her dakikasını bir başkasıyla paylaşmak zorunda mısınız? Anneniz, babanız, eşiniz, sevgiliniz ve arkadaşlarınız sizi etraflarında gördükleri sürece yeterince mutlu olurlar. Yani zırt pırt araşmanıza gerek yok. Acil bir durumda bir arkadaşınızın cebini kullanırsınız olur biter. Hem maddi külfetten de kurtulmuş olursunuz. Gelecekte saçma bir konuşmanın tapesiyle karşılaşmaktansa, hiç konuşmayın daha iyi.
Başlıca belirtileri; belirli bir olayın hatırlanamaması, kişinin tüm yaşamını hatırlayamaması veya belirli bir zaman aralığını hatırlayamaması ya da her şeyi unutması olarak bilinen Dissosiyatif Amnezi rahatsızlığı sizde de olabilir. İhmal etmeyin ve sık sık doktorunuza gözükün. Yoksa kendi başınızı yakabilirsiniz. Siz durumunuzu anlatana kadar da iş işten geçmiş olur...
Bazı kalabalık ortamlarda bulunmak geleceğiniz için sakıncalı sonuçlar yaratabilir. Öte yandan bazıları da tam aksini... Hayır etkinliklerine katılmak hem geleceğiniz, hem de statünüz açısından son derece faydalı olabilir.
Bu alanda seçici olmayın. Ama kimlerin katıldığını ya da düzenlediğini de gözardı etmeyin. Bu konuda bir takım tv kanallarını, gazeteleri ve otobüs duraklarındaki belediye afişlerini takip etmek size yardımcı olabilir. Bugün tanışacağınız hayırlı yeni yüzlerin ne zaman işe yarayacağı da bilinmez.
Hemen her ülkede en sıkı takip edilen insanlar devlet adamlarıdır. Onların katıldığı toplantılar, etkinlikler ve mitingler bu sebeple çok önemlidir. Hele bir de aktif bir katılımcı olursanız. O zaman bütün müsibetlerden yırttığınızın fotoğrafıdır. Bu tür ortamlarda pasif kalmamaya dikkat edin. Arada sırada yerli yersiz patlatacağınız bir alkış ya da desteğinizi ortaya koyan bir nida, gelecekte oldukça işinize yarayabilir. Unutmayın!
Bu maddeyi görenler biraz şaşırabilir. Ama mutlu bir evlilik birçok sorunun daha oluşmadan çözülmesidir. Aslında bu başlık en çok erkekleri ilgilendiriyor. Çünkü genelde evliliklerde ortaya çıkan problemlerin asıl sorumlusu onlardır. Eğer evli bir erkekseniz bundan sonra eşinize daha fazla özen gösterin. Çünkü içinde öfke biriktiren bir kadının, nerede ve ne şekilde patlayacağı belli olmaz.
Sinir anında sizi aslında olmadığınız biri gibi bile gösterebilirler. Gittiğiniz bir muhalif etkinlik bile tartışmanın ana konusu haline gelebilir. E tartışmanın doğasında gürültü vardır. Gürültünün doğasında da istenmeyen kulak misafirleri! Kısaca evliliğinizi ihmal etmeyin!
Yaşadığınız ülkenin dinamiklerinden bi-haber olmayın. Gelişmeleri yakından takip edin. Takip ettiğinizi ve onayladığınızı da çevrenizdeki insanlara duyurun. Daha önce sağda solda konuştuklarınıza dikkat edin demiştik. Ama bu kez farklı.
Bu maddeye kadar geldiyseniz, artık acemiliği üzerinizden atmışsınız demektir. Artık kalabalıklar arasında çekinmeden konuşabilirsiniz. Her cümlenize 'Dünya devi olduk. İhracat rakamları rekor kırdı. Eskiden yağ kuyrukları olurdu.' vb. girişlerle başlarsanız, sonuçları şaşırtıcı ölçüde etkili olabilir. Konuşmalarınızı süsleyin, gelen cevaplara da fazla aldırış etmeyin.
Bu son maddeyi şu an okumanızın bir anlamı yok. Şöyle bir bakıp geçebilirsiniz. Ancak üzerinden aylar geçtiği halde, bu galeriyi ve özellikle de bu son maddeyi unutmamışsanız; başınıza mutlaka bir iş gelmiş demektir. Demek ki tavsiyelerimize uymadınız. Ve artık adınızın başında 'Ci,Cu' olan bir sıfat var. Üzülmeyin herkesin başına gelebilir. Ama bundan sonra size yardımcı olabilmemiz zor. Artık yanlız başınasınız. Hatta bu galeriyi de unutun. Altına yorum yapıp bizi de yakmayın...