'Türkiye'de Çalışan Her İki Kadından Biri Resmi Kayıtlarda Yok'

Kayıt dışı istihdam, son yıllardaki düzenlemelerle önemli ölçüde düşse de hâlâ ülkemiz için büyük bir sorun. Kayıt dışılık oranı bugün yüzde 34 seviyesinde. Bu, yaklaşık 10 milyon kişinin hâlâ bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalıştığını gösteriyor. Kayıt dışı istihdam en çok kadınları vuruyor. Neredeyse çalışan her iki kadından biri resmi kayıtlarda yok.

Kayıt dışı istihdam, son yıllardaki tüm mücadeleye rağmen hâlâ büyük bir sorun olarak karşımızda.

2000 yılında yüzde 50’yi aşan kayıt dışılık oranı bugün yüzde 34 seviyesine kadar düşmüş durumda. Bu, yaklaşık 10 milyon kişinin hâlâ bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalıştığını gösteriyor. 

Yani, çalışıyorlar ama sağlık sigortası, tazminat, izin ve emeklilik gibi güvencelerden yoksunlar.

TÜİK'in temmuz ayı iş gücü istatistiklerine göre, Türkiye'de en fazla kayıt dışı istihdam tarımda.

Tarım sektöründe kayıt dışı istihdam oranı yüzde 82,2. Tarım ve ücretsiz aile işçiliği, kayıt dışılığı yükselten bir etken.

Ama daha vahimi, kentte ücretli ve yevmiyeli çalışanlar arasında da güvencesiz çalışma oranı hiç düşük değil.

Ücretli çalışanların neredeyse yüzde 19’u da kayıt dışı.

Kayıt dışı istihdam en çok kadınları vuruyor.

Çalışan kadınların yüzde 46’ya yakını resmi kayıtlarda yok. Yani, neredeyse çalışan her iki kadından biri kayıt dışı. Ne sigortaları, ne emeklilikleri var. 

Erkeklerde bu oran yüzde 29 seviyesinde.

Ve yine kadınların en çok güvencesiz çalıştığı alan tarım.

Tarımda kayıtlı çalışan kadın bulmak neredeyse imkânsız, her 100 kadından 94’ü kayıt dışı.

"Erkek sigortalı olsun da, kadın olmasa da olur".

Kocaeli Üniverstesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik’e göre, kadınlar iş gücü piyasasına girmek ve çıkmak konusunda daha esnek kabul ediliyor. 

Yani erkek geliri sağlayan, kadın yan geliri sağlayan olarak görülüyor.

Kayıt dışı çalışanlar, işten çıkarmalarda da liste başı.

Kayıt dışı istihdamdakilerin kazandığı ücretlerle ilgili bir veri yok. Ancak Çelik’e göre çoğu zaman asgari ücretin altında kazandıklarını söylemek mümkün:

'Kayıt dışılığın nedenlerinden biri, iş veren için ücret maaliyeti. Vergi ve sigortasını ödeyecek durumda olsa bu yola başvurmaz.' 

Ayrıca kayıt dışı istihdamda çalışmak zorunda olanlar, tazminat hakları da olmadığı için işten çıkarılmalarda hep listenin başındalar.

Kayıt dışı istihdam elbette küresel ölçekte de sorun. Ama AB ülkelerinde yüzde 10-11 civarında iken Türkiye'de bunun 3 misli.

Bu konuda bazı adımlar çoktan atılmış olsa da, Çelik'e göre daha alınması gereken çok yol var:

'Ücretlerin bankaya yatırılması konusunda getirilen yükümlülükler kayıt dışılığı önemli ölçüde düşürdü. İdari tedbirler ve ekonomik dönüşümle kayıt dışılığı azaltmak mümkün.'

Sendikalar kayıt dışılığı önlemede önemli bir aktör. Ancak sendikalaşma oranı düşük.

Özel sektörde yüzde 4 civarında. Denetimde de yetersizlikler olunca yeteri kadar etkili olunamıyor.

Kayıt dışı istihdamda en çok göz ardı edilen konu ise, "kısmi kayıt dışılık"; yani "eksik sigortalamak".

Halen çok sayıda kurumda, çalışanın çalışma gün sayıları eksik bildirililiyor, ücretleri var olandan az gösteriliyor ve geri kalanı elden veriliyor.

Son olarak, sigortasız çalıştırmanın cezası yüksek. Fakat orada da şöyle bir problem karşımıza çıkıyor:

Çelik'e göre, cezalar konusunda sık sık çıkarılan vergi uzlaşmaları, affedilmeler, yapılandırmalar da, kayıtlılık meselesini oldukça olumsuz etkiliyor.

Popüler İçerikler

Ali Koç, Fenerbahçe Tesislerinde Sıkıyönetim İlan Etti
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
YORUMLAR
25.10.2016

Siz devletin kayıt dışıyla mücadele ediyormuş gibi yaptığına bakmayın. Bir tanıdığım sigortasız çalıştırıldığı işyerini o işyerine gelen kargoları teslim aldığına dair belgelerin fotokopileri ile hem SGK`ya (o zaman SSK`ydı) hem de Çalışma Bakanlığına şikayet etti. Birkaç ay sonra SSK`dan “işverenle görüştük o işyerinde çalışmadığınızı söyledi, işyerinde çalıştığınız tespit edilememiştir, istiyorsanız mahkemeye gidin” minvalinde bir cevap geldi. Yani SSK “patrona sorduk yok dedi” deyip kendileri için işçinin delilinin patronun sözü karşısında hiçbir hükmü olmadığını söyledi. Gönderilen belgenin altında koca koca ünvanları ve imzaları olan bu utanmazlardan hiç biri patrona “kardeşim senin işyerin yol geçen hanı mı, işyerine gelen kargoları yoldan geçenler mi teslim alıyor” diye sorma cesareti gösterememiş veya akıl edememiş ya da akılları ve vicdanları satın alınmış. Bu ülkede adalet her zaman haklıdan yana değil güçlüden yana işler. Siz bakmayın kağıt üzerinde tüm yasaların işçiden yana göründüğüne uygulamada hiç de öyle değil.

25.10.2016

bunu en son bozcaada da kaldigimiz otelde arka masamizda kahvalti eden 4 kalantor aileden duymustum, abi ne vergi odeyeceksin ne calisan sigortasi odeyeceksin falan diye konusuyorlardi hatta odedigini soyleyen bir tanesine sen malsin falan gibi ithamlarda bulunmuslardi. Turkiye de maalesef calisandan alinan ve dolayli alinan vergiler disinda kontrol kalemleri cok etkili olmuyor olamiyor yillardir

25.10.2016

Eskiden kayıtlı işçinin haklarını korumak, geliştirmek ve kayıtsız işçinin de kayıt altına alınması için mücadele eden sendikalar vardı. Zamanla "Gelişen" Türkiye şartlarına onlar da ayak uyduralım derken hiç olup gittiler ve maalesef sistemin bir parçası olup hem işçinin hem de patronun kanı emmeye başladılar. Şu an bile hali hazırda alınan bir çok hak geçmiş zamanlarda var olan sendikaların çalışma ürünüdür. Şimdilerde ise çeşitli reformlarla birlikte Çalışma Bakanlığı çalışmaları yürütmektedir. Fakat Çalışma Bakanlığı birimleri ise yeterli denetim yapmadığından daha bu konu çok tartışılır. Daha çok haklar yenir.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ