Bugün yaşanan problemlerin tümünü 100 yıl öncesini suçlayarak çözemeyiz. Biraz da bugünlere bakmak gerekmez mi?
Bugün yaşanan problemlerin tümünü 100 yıl öncesini suçlayarak çözemeyiz. Biraz da bugünlere bakmak gerekmez mi?
Videonun özeti, 'Bugün otomobil fiyatları Almanya'da ucuzken Türkiye'de ateş pahası?' sorusunun cevabını 90 yıl öncesinde aramamız gerektiği üzerine. Kalınsazoğlu'na göre Almanya'da otomobil markaları kurulurken Türkiye'de şapka devrimi, harf devrimi yapılıyordu. Bu yüzden tüm bu ekonomik farklar oluşmuştu.
O sıralarda Türkiye'de yapılan devrimlerin tarihleri de tutuyor ancak tarafsız yaklaşıp o dönem neler olduğunu biraz daha detaylı incelemeden bu tip malumatlarla gidebileceğimiz mesafe kısıtlı.
Madem tarihten örneklerle ilerliyoruz, bir örnek daha çağıralım ki daha geniş çerçevede düşünelim.
Biliyorsunuz, Gutenberg 1450'li yıllarda matbaayı kullanmaya başlamıştı, sonrasında Rönesans, Aydınlanma... Birçok gelişmenin fitili ateşlendi. Peki, Osmanlı'da icadından çok kısa sürede haber olunan matbaa neden ilgi çekmedi? Askeri seferler, vergi problemleri, toprakların iskanı derken bilgi üretimi için bu atılım dikkate alınamadı.,
Matbaa Osmanlı'da neredeyse 1700'lerde kullanılmaya başlandı. Batı'dan 250 yıl sonra.
Şimdi, takvimi biraz daha ileri çekelim, 1920'lerin öncesinde, I. Dünya Savaşı'ndan önce Almanya ile Osmanlı aynı yerde miydi? Sadece 1895 ile 1907 arasında Almanya'da makinelerle çalışan işçi sayısı iki katına çıkmıştı, toplamda bir buçuk milyon kişiden bahsediliyordu.
Ayrıca 1914 öncesindeki süreçte Almanya, İngiltere'den iki kat daha fazla çelik üretiyordu.
Sanayi üretimi, şehirleşme, tüm bunlar o kadar hızlı meyvelerini vermişti ki Almanya teknoloji ve sosyal şartlar bakımından dünya standartlarını belirliyordu. Osmanlı bu devirde işsizlikle mücadele etmeye çalışıyor, sanayi o esnada sadece hammadde üretimi için kullanılıyor, Avrupa'dan Osmanlı'ya akın akın ucuz hammadde geldiği için üretilenler de pek ilgi çekmiyor...
'Avrupa'nın hasta adamı' lakabı bizi kıskandıkları için değildi.
Evet, Almanya'da Mercedes-Benz kuruluyorken Türkiye Cumhuriyeti devrimlerle uğraşıyordu, peki teknoloji girişimleri öncesinde vardı da bir anda böyle gelişmelerle 'vakit kaybı' mı yaşadık?
Yukarıda çok kısa bir özetini verdiğimiz Osmanlı'nın hali I. Dünya Savaşı sonrası iyiden iyiye kötüleşmiş, cumhuriyetin ilanından sonra yüzyıllar önce matbaanın gecikmesi gibi hatalar yapılmaması için sistemin kökten düzenlenmesi gerektiği, Mustafa Kemal Atatürk tarafından kavranmıştı.
Cumhuriyet dönemi devrimlerinin kültürel alandaki yansımaları, küçümseniyor olsa bile kıyafetin bile bir sembol olarak yeni, canlı bir devleti temsil ettiğini anlatıyordu. Devlet değişip yüzünü batıya dönerken halkın da batılılaşması sağlanıyor, bilim ve teknoloji alanındaki gelişmeler de bu esnada son hız devam ediyordu.
Sayılan diğer devrimler de Cumhuriyet dönemi gelişmelerinin tümünü anlatmıyor, sadece küçük örneklerini anlatıyor.
Bugün kullandığımız geometri kavramlarını Atatürk yaptığı çalışmayla kendisi Türkçeleştiriyor. Boyut, uzay, yüzey, düzey, çap, yarıçap, kesek, kesit, yay, çember, üçgen, dörtgen, beşgen, çokgen, köşegen, eşkenar gibi kavramların Türkçe'ye kazandırıyor.
Bu ne ifade ediyor? Devralınan, zor durumdaki ülke kalkınırken bilim ve teknolojideki atılımlar hız kesmiyor, Mustafa Kemal Atatürk kendisi de bu çalışmaların içerisinde yer alıyordu.
O yıllarda düşman işgalinden kurtulmuş Türkiye'de okuma yazma oranı düşük olduğu için çalışmalar yapılıyor, kadınlara hak ettikleri seçme ve seçilme hakkı tanınıyor, o yıllara dek sadece eldeki bilginin tekrarıyla varolan medreselerin yerine üniversiteler kuruluyor, dünya çapında bilim adamları yetiştiriliyordu.
Belki Türkiye Cumhuriyeti'nin de 1920'lerden önce miras kalmış gelişmiş sanayisi, bilim ve teknoloji kurumları olsaydı otomobil fabrikaları kurulur, bugün o markalarla rekabet edecek seviyeye gelinebilirdi.
Neden Köln'de yaşayan biri bu otomobili 5 yıl çalışarak alıyor da Türkiye'de yaşayan ortalama gelire sahip biri 100 yıla yakın çalışmalı? Bunun yanıtını 100 yıl öncesinde aramaya başlarsak 200 yıl öncesinden de yanıtlar bulabiliriz, hatta 1500'lere gidecek olursak çok daha isabetli yanıtlar karşımıza çıkar.
Uzun lafın kısası bugün yaşanan problemlerin tümünü 100 yıl öncesini suçlayarak çözemeyiz. Biraz da bugünlere bakmak gerekmez mi?
Savaştan çıkmış uçurumun kenarında bir ülke halkı okuma yazma bilmiyor. Kalifiye insanlarını aydınlarını savaşta kaybetmiş. Bu dönemde bu kadar reform yapılması bile mucize iken kalkıp böyle saçma karşılaştırmalar yapmak ancak salaklık daha ötesi maskaralık. Bak rezonans, Atatürk 1929 da İstanbul Otomobil Montaj Fabrikasını kurdu! Öncesinde de 13 fabrika kurdu. 29-36 arası 24 tane daha. Toplam 46 fabrika. Avrupa'da rönesans çağı 15. yüzyılda başlayıp endüstri devrimi yaşanırken Osmanlıya matbaa ne zaman geldi? 200 yıl sonra neden? Çünkü herkesin senin gibi olmasını istediler. Vergiler kısmına girmiyorum seni görüp halime şükrediyorum..
Türkiye'nin ilk uçak fabrikası TOMTAŞ, 6 Ekim 1926'da Kayseri'de açıldı. Karl Benz 1878'de tasarladığı ilk motorunun patentini 1879'da almıştır. 1879 da Osmanlı neyle uğraşıyordu? Bir sanayi varmıydı? Sanayi de kaç kişi çalışıyordu? 1923-38 yılları arasında Türkiye de kaç fabrika açıldı? Demir Çelik üretimi üzerine çalışan fabrika bile yoktu Osmanlı da çimento üretimi neredeyse yoktu. Sanayi de temel kullanıla bilecek bütün ürünleri cumhuriyetin ilk dönemin de fabrikası kuruldu. Osmanlı ne yapıyordu sanayi devrimi yapılırken? Biz 1923 den sonra sanayi devrimini yakalamaya çalıştık.
Ah be yavrum , senin videonu seyretmek için harcadığımı zamana mı üzüleyim , şu anda kızgınlığımı gidermek için yapacağım efora mı üzüleyim senin bu kirli düşüncelerinle beyinlerini karıştırdığın insanlara mı üzüleyim.Ha bir de entellektüel bir kimlik kazanmak için ark planda bir sürü kitap koymanda işin başka üzülesi tarafı.Allah ıslah etsin