Günümüz itibarıyla hem ekonomik ve sosyopolitik birçok şey değişti. Bu değişimler yetişkin bireylerin kendi ailesiyle yaşama eğilimlerinde de etkisini gösterdi. Peki Türkiye'de ve Avrupa'da bu durum nasıl?
Kaynak: TÜRKSTAT, Pew Research Center
Günümüz itibarıyla hem ekonomik ve sosyopolitik birçok şey değişti. Bu değişimler yetişkin bireylerin kendi ailesiyle yaşama eğilimlerinde de etkisini gösterdi. Peki Türkiye'de ve Avrupa'da bu durum nasıl?
Kaynak: TÜRKSTAT, Pew Research Center
Aynı yıl yapılan bir Pew Araştırma Merkezi anketine göre, Amerikalılar genç yetişkinlerin ebeveynleriyle yaşamasını toplum için 'daha kötü' bir şey olarak görme eğilimindeler. Anlayacağınız, yetişkin bireylerin aileyle yaşaması Amerikalılar için sorun teşkil etmiyor.
Bu analiz, yirmiden fazla Avrupa ülkesindeki aile yaşam düzenlerini de kapsıyor!
Yani, Hırvatistan'da yüzde 77, Yunanistan'da yüzde 73, Portekiz'de yüzde 72, Sırbistan'da yüzde 71 ve İtalya'da ise yüzde 71. Anlayacağınız, on yetişkinden yedisi ailesiyle yaşıyordu. Spektrumun diğer ucunda ise, Finlandiya yüzde 18, İsveç yüzde 17 ve Danimarka yüzde 16 olarak görülüyor. İskandinav ülkelerinde 5 yetişkinden biri ailesiyle yaşıyor.
Genel olarak, Güney ve Doğu Avrupa'daki ülkeler, Kuzey ve Batı Avrupa'daki ülkelerden daha yüksek oranda genç yetişkinlerin ailelerinin evinde yaşama eğiliminde olduğu görülüyor. Bu fark, hem sosyal normlar ve aile bağları gibi kültürel faktörlerden hem de konut piyasaları ve sosyal yardım sistemleri gibi yapısal faktörlerden kaynaklanıyor olabilir.
2021 yılında, ABD'deki genç erkeklerin yüzde 36'sı anne-babalarının evinde yaşarken, genç kadınların oranı %30 idi. Aynı durum, incelenen diğer Avrupa ülkelerinde de görülmektedir.
Ancak, analiz edilen 16 Avrupa ülkesinde, genç erkeklerin yüzdesi, ailelerinin evinde yaşayan genç kadınların yüzdesinden 10 puan daha fazladır. Cinsiyet farkı en geniş olan ülke Bulgaristan'dır, burada genç erkeklerin yüzde 72'si ve genç kadınların yüzde 48'i ailelerinin evinde yaşamaktadır.
2022'de mutluluk kaynağı olarak kişiler analiz edildiğinde; ailelerinin kendilerini en mutlu eden kişilerin olduğunu belirten bireylerin oranı yüzde 67.6 iken, bunu sırasıyla çocuklar yüzde 16.3, kendileri yüzde 4.8, eş yüzde 3.9, anne-baba yüzde 3.8 ve torunlar yüzde 1.9 ile takip ediyor.