Kamu kurumları ve büyük holdingler ile birçok özel kuruluş, temizlik, yemek ve ulaşım başta olmak üzere çeşitli hizmetleri taşeron işçiler eliyle yürütüyor. Bu sistemde, hizmet alımında doğrudan işçi çalıştırmak yerine bir firma ile sözleşme yapılıp o firmanın işçileri çalıştırılıyor. Bu yöntem ucuz olmasının yanı sıra işveren için ‘sorunsuz’ olduğu için tercih ediliyor. İşçinin yemek, sigorta, maaş gibi bütün yükümlülükleri taşeron firmada oluyor. İşçilerle tek tek muhatap alınmak yerine taşeron firma muhatap alınıyor. Ancak hizmet alım yöntemi ile taşeron işçilerin yoğun şekilde istihdam edilmesi, çeşitli sorunları da beraberinde getiriyor. Taşeron firmalar, daha çok kâr elde edebilmek için örneğin 10 işçi ile yapılması gereken işi 7 işçi ile yapıyor. Birçok kurumda işçiler 8 saatten fazla çalıştırılıyor. Kimi zaman haftalık izin kullandırılmıyor. Mesai ücreti ödenmiyor. Yer yer maaşları düzenli verilmiyor.
Devletten alacağını hemen alan taşeron firmalar, işçiye ödeme yapmaya gelince sürekli geciktirme taktiği uygulayarak parayı nemalandırıyor. Tazminata hak kazanmasın diye 11 aylık olan işçi, işten çıkmış gibi gösterilip bir iki gün sonra tekrar işe alınmış gibi gösteriliyor. Bu yöntemle 10 yıl boyunca aynı taşeron firmada çalışan işçinin bile tek kuruş kıdem tazminatı birikmiyor. Mesai sınırlaması olmaksızın çalıştırılan bu işçiler, fazla mesai durumunda mesai ücreti alamıyor. Yıllık izin de kullanamıyor. Yıllarca çalışmalarına rağmen maaşları hep asgari ücret düzeyinde kalıyor.
Kaynaklar: Bianet, Zaman ve Ajanslar