Türkiye Cumhuriyeti'nde Laikliğin Anayasa'ya Giriş Sürecini Mutlaka Okumalısınız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şeriat üzerinden verdiği mesajlar laiklik tartışmalarını da beraberinde getirdi. Türkiye Cumhuriyeti'nde laiklik saltanatın ve halifeliğin kaldırılmasıyla fiilen uygulansa da Anayasa'ya ilk kez 5 Şubat 1937 yılında girmişti. 

Cumhuriyet Devrimleri arasında önemli bir yer tutan laikliğin Türkiye'deki yolculuğunu içeriğimizde derledik.

Laiklik, Türkiye Cumhuriyeti anayasasına 1937 yılında girse de Osmanlı İmparatorluğu'nun dinde reform hareketleri 1800'lü yıllara uzanıyor.

Müslümanlar ile Gayrimüslimlerin eşitlendiği reform hareketleri sonrası Milli Mücadele'nin başarıya ulaşmasıyla yeni rejimin gündeminde din ve devlet işlerinin ayrılması yer alıyordu. 

1 Kasım 1922'de Saltanat kaldırıldı ancak Halifelik varlığını sürdürdü.

3 Mart 1924'te de Halifelik kaldırılarak tüm otorite Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde toplanmış oldu.

Saltanat'ın ve Halifeliğin kaldırılmasına rağmen, İslam dini devletin resmi dini olarak varlığını sürdürüyordu. Ancak yeni rejimin laik bir temelde yoluna devam edeceği de atılan adımlardan anlaşılıyordu. Bundan dolayı Halifeliğin kaldırılmasının fiili olarak laikliğe geçişin ilk adımı olduğu düşünülebilir. Bu yıllarda gerçekleşen Cumhuriyet Devrimleri de laik bir devletin uygulayabileceği bir formülde ülkeye yerleştiriliyordu.

Kılık Kıyafet Kanunu ve Medeni Kanun'un kabul edilmesi, laikliğin de anayasaya girme sürecinde önemli basamakları oluşturdu.

Din Devleti görüşüne karşılık Ulus Devleti görüşünün öne çıkması çağdaşlaşma yolunda birbiri arkasından gelecek bir dizi reformun kapısını açmış oluyordu.

Hukuk, eğitim, yazı, dil ve genel olarak yaşam ve kültür alanındaki değişmeler de laikliğin fiilen toplumsal yaşama geçişini hızlandırdı.

1930'lu yıllarda kadın veya erkek tüm vatandaşların eşit yasal haklara sahip olmaları ve hukuk birliğinin tesisi gerçekleştirildi.

Bu adımların ardından laikliğin de anayasaya girişi önündeki engeller tümüyle kaldırılmış oldu. 

Devlet ve din işlerinin tam ayrımı, 5 Şubat 1937 tarihinde Türk Anayasası'na dahil edilerek laiklik devrimi anayasal gelişimini kazandı.

Türkiye Cumhuriyeti, bulunduğu coğrafyada Müslüman yoğunluklu bir topluma sahip olup laiklik ilkesini benimseyen ilk ülke oldu.

Laiklik, uzun yıllar boyunca Türkiye'de hep bir tartışma unsuru olsa da, devletin temel niteliklerinden birisi olduğu için her daim anayasal varlığını korudu.

Laiklik, Anayasa'da şu tanımı ile yer buldu:

'Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.'

Türkiye'de geçmiş yıllarda bazı siyasi partiler Laikliğe karşı eylemlerin odağı olduğu gerekçesiyle kapatıldı veya cezalara maruz kaldı.

Geçmişte Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi; laiklik ilkesine aykırılık oluşturdukları için Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldılar. 

Adalet ve Kalkınma Partisi ise 2008 yılında kapatılmaktan tek bir oyla kurtularak hazine yardımında kesintiye uğraması cezası aldı.

Türkiye'de günümüzde yapılan araştırmalarda, toplumun %70'inden fazlasının laik devlet yapısını desteklediği görülüyor.

Laiklik ile yetişen cumhuriyet nesillerinin, farklı bir entelektüel gelişim ile eğitildikleri için, tüm dünyada 'Laik Devlet'te Müslüman Toplum' yapısı için en önemli örneği oluşturdukları görülüyor.

Türkiye günümüzde bu özelliği ile İslam coğrafyasından ayrılıyor. 

Türkiye'de 1930'lu yıllarda hayata geçen reformların bir kısmının ise bazı İslam ülkelerinde yeni yeni uygulamaya konduğu gözlemleniyor.

İlgini çekebilir...

Türk Halkı Olarak Çağdaş Dünyada Dört Elle Sarılmamız Gereken İki Şey: Atatürk ve Laiklik

İlgini çekebilir...

Ulu Önder Atatürk'ün, Laiklik ile İlgili Her Zaman Hatırlanması Gereken 16 Sözü

İlgini çekebilir...

Türkiye Cumhuriyeti'nde Hilafet'in ve Saltanat'ın Lağvedilme Süreçlerinde Neler Yaşanmıştı?

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"
10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
08.02.2024

En değerli ilkemizi tüm karanlık ve gerici unsurlardan korumakla beraber, Cumhuriyet devrimlerinden ve laiklik ilkesinden asla vazgeçmeyeceğimizi kendimize her defasında hatırlatmalıyız.

08.02.2024

Düşünce özgürlüğü olmayan bir ülkede , laiklik ilkesinin uygulanması beklenemez.

08.02.2024

laiklik adam olmaktir efendiler adam. hamile karnini disco ball yabmak degil.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ