Türkiye Bankacılık Sisteminin ABD'den Etkilenmesi Mümkün mü? Kendi Sistemik Sorunlarını Çözebilir mi?

ABD'de 2008 krizinde 'too big to fail' (batmak için çok büyük) mottosuyla hareket edilen bankacılık sektörü 2023 yılında yeniden sarsılmaya başlandı. Bu kez çok büyük görülmediği anlaşılan batan bankaların mudilerine sigorta olunurken, bankalara kurtarma yapılmıyor. Tabi şimdilik. 

Türkiye'de 2001 kriziyle birlikte bankalardaki yapının değişimi sağlam bir temel oturtulmuştu. Bankacılık sistemimizin temelindeki dinamiklerin sağlamlığı tüm dünyaca bilinir. Son gelişmelerin ABD'den tetiklenebilecek bir global bankacılık krizine dönüşmesinden korkulurken, son yıllardaki tüm tedbir, değişiklik ve uygulamalara dayanabilen Türk bankacılık sistemi yine de bilmediğimiz bir risk içeriyor mu? Mahfi Eğilmez, Atila Yeşilada, Selva Baziki ve Serdar Pazı yorumlarını sizler için derledik.

ABD'de batan bankaların başında gelen SVB'nin sorununun düşen tahvil değerleriyle portföy yönetiminde sıkıntılar eşliğinde mudilerin aşırı talebi olduğu biliniyor. Bu ne mi demek?

ABD'de Fed, faizler, enflasyonla mücadele kapsamında artırınca, tahvillerin de değerlerinde düşüşlere neden oldu. Banka portföylerinde tahvil ağırlığı yüksek olunca bu da zarara neden oldu. Dün soruşturma başlatılırken, bir de öncesinde ortak hisse satışı var ama detayları henüz net değil. Akabinde mudiler sıkıntıyı hissedince panikledi bu da bankayı batırdı.

SVB'nin batışının ilk günü burada.

Piyasalarda 2008 Travması Tetiklendi! Dünya Borsalarında Sert Çöküş Panik Yarattı: SVB, İlk Domino Taşı mı?

ABD'deki gelişmelerin Türkiye etkileri üzerine ünlü iktisatçı Mahfi Eğilmez de Türkiye’ye etkinin en çok borsada görüldüğünü ve banka hisselerinin etkilendiğini söylüyor. Bundan sonra olacaklar için de gözlerin Fed’de olduğunu, süreç yönetiminin öne çıktığını açıkladı.

Eğilmez, şimdilik Fed'in durumu kontrol altına aldığı görüşündeyken, faiz artırım kararlarının etkilenebileceğini öngörüyor

Türkiye için de bankalardaki Hazine kâğıtları riskine dikkat çekerken, 'almaya zorlanmış olmaları ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor' ifadelerini kullanıyor. Faizlerdeki yükselişlerin, SVB gibi riskler oluşturma ihtimaline değinen Eğilmez, ABD’deki negatif reel faizin 4 ila 5 puan olmasına karşılık Türkiye'dekinin 40 ila 50 puan olduğunu da hatırlatıyor. 

Son olarak piyasa mekanizmalarında faizi önemli bir denge içerdiğini, akabinde de tüm sistemi etkilediğini hatırlatıyor. İlk dönemde anlaşılmayan hatta iyiye giden durumun tersine dönmesinin sorun yarattığını vurguluyor.

Bloomberg ekonomisti Selva Baziki, Mesele Ekonomi'de Merkez Bankası politikaları ve bunun seçim sonrası ABD'deki krizin Türkiye etkisini kısaca seçim sonrasında iyimser bir şekilde özetliyor.

ABD'de görülen banka krizinin Türkiye'deki bankacılık sektöründe özellikle hazine departmanlarında deneyimli yöneticilerin yapmayacağı bir hata olarak gören Baziki, Youtube yayınında, uzun vadeli tahvillerin bilançolarda  bulunduğunu belirtiyor. 

Baziki'nin dikkat çektiği ana unsur ise seçim sonrası sonuçlardan bağımsız bir şekilde ekonomi yönetiminde değişiklik öngörmesi. Bu da 'gerekli' sıkılaşmanın yani faiz artışlarının çok yüksek olmayabileceğini çünkü bu derece cari açıkla sistemin yürütülebilmesinin zor olduğunu bunu da seçim sonrası beklentilerin yönetilmesi, TCMB müdahalelerinde azalma ve politikalardaki değişimle TL varlıklara oluşacak talebin de sistemik riskleri azaltacağını daha sorunsuz atlatılabileceğini bekliyor.

Atilla Yeşilada da Türkiye'de bankacılık sisteminin ABD'den etkilenmesinin olasılığını yerel dinamiklerle anlatıyor. Kısaca lokal sorunların ABD'den daha etkili olabileceğini savunuyor.

Mesele Ekonomi'de Atilla Yeşilada, Türkiye'de bankacılık sektöründe ana sorunun karlılık yapısında bozulma olduğunu belirtiyor. Likiditede sorun olmadığını ancak enflasyon muhasebesi uygulanmadığından görünen karlılıkların da yüksek olduğunu ve gerçek olmadığını belirtiyor.

Kısa özet bu olunca dönemli Türkiye'de son yıllarda sürekli bir açıklanan tedbirler içinde geçen nedense "ceza" niteliğinde "menkul kıymet tutma" zorunluluğu bu sistematik risklere katkıda bulunmuş mu?

Ekonomim'de Burcu Göksüzoğlu, Trive Yatırım Araştırma Direktörü Serdar Pazı'ya soruyor: 'ABD’deki banka iflaslarını nasıl yorumluyorsun, kriz lokalde kalacak mı?' Pazı da uzun yıllardır bankaları inceleyen bir uzman olarak anlatıyor: 

ABD devlet tahvillerinin faizleri pandemiyle birlikte neredeyse sıfıra gelirken, şimdi faizler 4’lere 5’lere çıkınca inanılmaz zarar yazıyorlar. Tahvildeki değişkenler, faiz sıfıra yaklaştıkça birim değeri daha çok etkiliyor. Kısaca faizin 1’den 2’ye gitmesi, bizdeki tahvil faizinin 10’dan 11’e gitmesinden çok daha etkili. Bu banka da bu süreci iyi yönetemeyerek sorun yaşıyor ancak sistemik bir riske dönüşmemesi için aksiyonlar alındı.

Türk bankalarının elindeki düşük faizli tahvillere karşılık bir faiz artışı olursa aynı sistematik riskle karşılaşır mıyız?

Seçime kadar para politikası muhtemelen değişmeyecek. TCMB'den ucuz fonlanan bankalar, yanında 25-30 arasında mevduat toplayarak bir maliyet oluşturuyorlar. __Ancak önce ticari krediler ardından ihtiyaç kredileri düzenlemeleriyle daha da tahvil alımı zorunlu kılınıyor. 

Bu düzende sıkıntı olmamasının ana faktörü bankaların da sisteme ucuz kaynak sağlaması gerekliliği. __Çünkü hemen hemen her kredide bir de tahvil alımı şart oluyor. Tahvil en az 5 yıl vadeli ki 10 yıla doğru alımlar sürüyor. Vadeye kadar elde tutulacak olan portföyde değerlendirilen tahviller her gün minik minik 10 binde 1, 2 gibi, kar ederek duruyor. Ama bankada bir de yüzde 25-30 faizle mevduatlar var. Kaynak yüzde 10 olunca sermaye karlılığı ciddi olarak azalmaya başlıyor.

"Bankalardaki kriz sonrası Fed faiz artışlarında değişiklik yapar mı?" sorusunun cevabı orta vadede profesyonelleri zorluyor.

Orta uzun vadeli beklenti paylaşmak stratejistler için zor olmaya başlarken, 2023’te ekonomilerde toparlanma beklerken, bankacılık krizi beklenmiyordu. Nomura, Goldman gibi dev yapılar Fed beklentilerinde U dönüşü yaparken, Fed'in 25 baz puan da olsa faiz artırımı yapmaması piyasalarda 'Görünmeyen başka şeyler mi var?', 'Bilindiğinden daha mı kötü?' sorularıyla panik havasının artmasına neden olabilir. 

Avrupa ise pozitif mesajlar vermeye çabalıyor. ECB'nin de endişelerin yatışmasıyla, perşembe günü faizi 50 baz puan artırması bekleniyor.

AB'den Valdis Dombrovskis ve İsveç Maliye Bakanı Elisabeth Svantesson, Brüksel'deki maliye bakanları toplantısı sonrası ABD'de bankacılık sektöründeki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, 'SVB'nin AB düzeyinde çok sınırlı bir varlığı bulunduğunu' vurguladı.

SVB iflasının AB ülkelerinde yayılması beklenmezken, Avrupa Merkez Bankası ECB'nin duruma dair tetikte olduğu da belirtildi.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir.

SVB Batışında 465 Milyar Dolar Havaya Uçarken Bitcoin ve Büyük Bankalar Kar Hesabı Yapıyor
Ekonomistleri Duvara Toslatan Gazeteciler! ABD'de Banka Batıran Faiz Artışı Yorumları Dikkat Çekti
Bitmeyen Korku: Bankacılık Krizi! SVB Batışı Etrafa Bulaşmadan Yönetilmeye Çalışılırken Fed'in Adımları Önemli
ABD Bankacılık Sisteminde Yeni Bir 2008 Finansal Krizi mi? SVB Sonrası Batan Bankaların Devamı Gelir mi?

Popüler İçerikler

Terörist Fethullah Gülen’in Cenazesinde Yeni Skandallar: Protestan Şirket, 25 Bin Dolarlık Tabut, Doğum Tarihi
Kızılcık Şerbeti'nde Giray'ı Canlandıran Kaan Taşaner Dizide Rol Almaktan Duyduğu Pişmanlığı İtiraf Etti
Ortak Türk Alfabesindeki Yeni Harfler Nasıl Kullanılacak?