Her 100 kişiden 82'sinin sosyal medya kullandığı, bu sayının 10 sene önce 38 olduğu belirtiliyor. Herhangi bir sosyal medya kanalını kullanmayanların oranının 10'da birin bile altında yer aldığı ifade ediliyor.
Yetişkin nüfusun yarısının Facebook hesabı olduğu, Twitter'da 10 senede kullanıcı sayısının yüzde 5'ten yüzde 27'e çıktığı ancak son 4 senede Twitter kullanıcı oranının yüzde 20'ler seviyesinde devam ettiği belirtiliyor. Instagram'ın en hızlı yaygınlaşan sosyal medya kanalı olduğu, her 100 yetişkinin 55‘inin hesabı bulunduğu, 2013 yılında bu oranın yüzde 5'in altında olduğuna dikkat çekiliyor.
İnternetten alışveriş yapanların oranının 2016'da yüzde 22 olduğu, pandeminin de yaşandığı 2021 senesinde ise bu oranın yüzde 64'e kadar çıktığına dikkat çekiliyor.
Araştırmada her 10 yetişkinden 9'unun akıllı telefonu olduğu, bu oranın 6 sene önce yüzde 42 seviyesinde olduğu belirtiliyor.
Her 100 yetişkinden 31'inin ‘Kendinizi, hayat tarzı bakımından üç gruptan hangisinde sayarsınız?' sorusuna ‘modern' cevabını verdiği, bu oranın 9 sene önce 27 olduğu, kendini geleneksel muhafazakar olarak tarif edenlerin oranının ise herhangi bir değişim göstermediği ifade ediliyor.
helal lan size ateistler. dini gericilikten kurtuluşun bayrağını siz taşıyorsunuz. bin yıldır kanayan yaramıza umut oldunuz. umarım kurtuluşa erenlerin oranı gün geçtikçe yükselir. global dinlerin asimilasyonunda öz kimliğini yitirmiş bu köhne topluluğun oranının azaldığını duymak içimi ferahlattı doğrusu.
Tüm inançların ana kaynağı Sümer. İnsanlar bilgiye ulaştıkça bu oran giderek artacak. Bu araştırmada sorulması gereken asıl soru şu "Her hangi bir dine inanıyor musunuz?" Çünkü bu %33 lük kısımın içerisinde deistler de olabilir. Eğer youtube kapanmazsa ama özellikle youtube bu oran giderek büyüyecek.
Toplumdan dışlanırım diye kendini saklayanlarda var. Bana göre %7 çok düşük. Gerçek ateist ve deist sayısı daha yüksek. Radikalleşen her şey karşıtının daha fazla güçlenmesine neden olur. İçi boşalan muhafazakarlığın insanlara dinlerini sorgulatması dışında dünyadaki yeni teknolojiler, sosyal medya, bilgiye erişim ve iletişim olanaklarının artması daha fazla sorgulama yapma ve şüphe duyulmasına sebebiyet veriyor. İletişim çağında bilgiye ulaşma imkanı bu kadar fazlayken çok doğal bir durum ve dünyanın her yerinde böyle özellikle gençler sınırlanmayı istemez öğrenmek istediği şeylere ulaşma şansı arttıkça kendi iradesi dışında ailenin ve resmiyetin kabul gördüğü inancı daha fazla sorgular.