Ancak bunun yanında kendi tanınırlığını artırmak, takipçi sayısını çoğaltmak, kurumunun okulunun reklamını yapmak, kendini tatmin etmek amacıyla paylaşımlar yapan birçok eğitimci de bulunmaktadır. Uzmanlara göre, adı “paylaşım” olsa da genel hatlarıyla sosyal medya, görünme ve görme amacıyla kullanılıyor. Eğitim camiasında “iyi örnekler paylaşılmalı” mottosunun arkasında yatan neden de aslında benzer şekilde “Görün beni! Ben buradayım!” amacıyla yapılıyor. Tabi burada sadece paylaşan değil sürekli beğeni ile destek veren takipçi tayfasının da katkıları oldukça büyük.
Profesyonel bir çalışanın yaptığı işi ne kadar iyi yaptığına dair reklam, görünme, beğeni alma gibi çabaları kapsayan paylaşımları oldukça normal görünüyor. Örneğin bir demir ustası ne kadar hızlı demir bağladığını gösterdiğinde videoda kendisi, kerpeten, demir ve tel uyumunu görebilirsiniz. Bir fırıncı, modacı, bilgisayar uzmanı iş ekosistemlerinden paylaşım yaptıklarında bu ekosistemin bileşenleri paylaşılmaktadır. Aynı şekilde bir öğretmen paylaşım yaptığında ise sınıf ekosistemi içerisinde bulunan sıra, masa, tahta, kitaplık gibi bileşenlerin yanında ÖĞRENCİ adı verilen çoğunlukla 18 yaşından küçük insanlardan bahsediyoruz. Sınıfın içerisinde yapılan profesyonel çalışmaların görünür kılınması için ki seçenek var:
• Uzun ve zahmetli bir şekilde sistematik olarak blog yazmak.
• 1 dakikalık bir Instagram videosu çekmek
Gerçek şu ki bu paylaşımları öğrenciyi dahil etmeden yapmak tuzsuz bir yemek yapmaya benziyor. Bu konuda haklısınız. Ancak!!!
Her ne kadar öğrencilerinin fotoğraflarını paylaşan eğitimcilerin iyi niyetlerinden şüphem yok. Bu iyi niyet yelpazesinin “iyi örnekler paylaşılmalı” dan başlayıp “Görün beni! Ben buradayım!” ya da “Biz buradayız!” a kadar gittiğini de biliyorum.
Bu noktada paylaşım yapan eğitimcilerin en büyük argümanları velilerin izinlerinin alınmış olduğuna dairdir. Bunu iki ayrı başlık altında incelemeliyiz:
1. Paylaşımı yapan sosyal medya hesabını kurumsal olması
2. Paylaşımı yapan hesabın eğitimcinin şahsi hesabı olması
Eğer önceden veli izni alınmış ise (velinin çocuğun adına karar verip veremeyeceği de Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre tartışmalı bir konu) kurumsal hesaplardan paylaşım yapılması yasal olarak sorun yaratmayabilir. Bakanlık, il-ilçe milli eğitim müdürlüğü, okul hesapları gibi hesaplar kurumsal yapılar olarak tanınabilir. Ancak hesap sizin şahsi hesabınız ise her türlü paylaşımın şahsi olduğu, elde edilecek beğeni, sosyal tanınmışlık, ödül, reklam geliri vs. gibi kazanımlar da şahsi olmak durumundadır. Bu durumda okul tarafından alınan izinler sizin şahsi hesap paylaşımlarınızı kapsamamaktadır.
Kendi Instagram ve Twitter hesaplarımda öğretmenlere Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2017 yılında Yusuf Tekin imzasıyla çocuk istismarını engellemek adına sosyal medyada öğrencilerle yapılan paylaşımların cezai müeyyidelerini kapsayan bir genelge olduğunu, bu durumdan haberdar olup olmadıklarını sordum. Ben bu yazıyı yazarken ankete katılanların %50’sinden fazlasının böyle bir genelgenin varlığından haberdar olamadıklarını belirtmişlerdi.