Keşke dil en büyük değerlerimizden biri olarak kalabilseydi.
Keşke dil en büyük değerlerimizden biri olarak kalabilseydi.
Telefonlardaki otomatik düzeltme, hızlı yazarken bazı tuşlara basamama veya klavyede harfin bir yanındaki harfe basma durumundan daha fazlası.
Hafife alıp eğlensek de dilin yozlaşması hayatın her alanına yansıyor.
Yeni neslin bozuk Türkçesi için genellikle eğitim sistemi örnek veriliyor. Peki belli bir yaşın üstünde, iyi eğitim aldığı her halinden belli olan insanlar ne olacak? Herkesin çevresinde okul yıllarında Türkçesine çok özen gösterirken son dönemde hiçbir kurala takılmayan bir arkadaşı vardır. Bu toplu bir rüzgar ve herkesi ele geçiriyor.
Dilin elbette tarihi ve milli kimliği korumak açısından büyük önemi var.
Teknoloji yüzünden küçük hatalar yapılabiliyor ama dünyanın hiçbir yerinde böyle bir dil yozlaşması yok.
Kendi ana dilini iyi yazıp konuşamayan biri yabancı bir dili nasıl öğrensin? Doğal olarak yabancı dilde de benzer hatalar yapıyor ve anlaşmakta zorlanıyoruz.
Dünyaya geldikten sonra öğrendiğimiz ilk şeylerden biri dil. Dil sayesinde düşüncelerimiz, kültürümüz, bilgilerimiz oluşuyor. Kısacası özellikle anadil her şeyin temeli ve hiç de küçümsenecek bir şey değil.
Anlaşamıyor, iletişim kuramıyoruz. İnsanların bu kadar negatif, bu kadar alıngan olmasının ve her şeyi yanlış anlamasının sebebi dile hakim olmama.
Bebeklerin daha çok ağlamasının, sürekli el kol hareketleri yapmasının sebebi dil özelliklerinin henüz gelişmemiş olmasıyla da ilgili. Yetişkinlerde de dil becerileri gelişmeyince, kelime hazineleri zayıf olunca ilkel bir güdü olan fiziksel şiddet ortaya çıkıyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Sevgili editör, güzel içerik, önemli ve hassas bir konu. Teşekkür ederim. Konu gereği: "Ana dil" bu şekilde ayrı olarak yazılıyor ;)
İnternet ve hızlı mobil iletişim diğer dilleri de yozlaştırıyor aslında. Yine de hiçbiri bizim dilimiz kadar yozlaşmaya uğramadığı için yazara katılıyorum. Benim görüşüme göre dildeki yozlaşmanın temel sebebi Türkiye'de muhafazakar ve milliyetçi kültürlerin olmamasıdır. Ülkemizde kendisini muhafazakar ve/veya milliyetçi diye tarif eden kalabalık topluluklar vardır ama "kültürler" yoktur. Bu kendine muhafazakar ve milliyetçi diyen insanları ise ne muhafazakar ne de milliyetçi saymak mümkün değildir. Dilini, edebiyatını, müziğini, sanatını tanımayan; tarih bilmeyen, hele hele tarih "uyduran" bir insana muhafazakar denemez. Kültürsüz, hatırasız, bilgisiz muhafazakarlık olmaz. Hele uydurma ve gerçek dışı şeylerle hiç olmaz. Türkiye'deki muhafazakarlık, hayali bir tarih ve kültürün muhafazakarlığıdır. Böyle bir muhafazakarlığın diline sahip çıkma tavrı sergilememesi şaşırtıcı değildir.