Türk sinemasının sultanını genelde filmleriyle anımsasak da, tüm engellere rağmen dimdik duran aşkının hikayesi de var. Hepimizin bildiği Türkan Şoray kanunlarının arkasında bile yatan o isim... Rüçhan Adlı. Kariyerinin neredeyse tamamında ona eşlik etse de, Sultan biyografisinde ona bir sayfa bile yer vermedi! İşte Türkan Şoray'ın büyük aşk hikâyesi...
Eski Galatasaray Asbaşkanı ve iş insanı Rüçhan Adlı ile henüz 17 yaşında olan Türkan Şoray 1962 yılında tanıştı. Adlı o dönem yeni yeni tanınan Şoray'dan etkilenerek bir gün film setine gitti ve birbirinden hoşlanan çiftin ilişkisi, Adlı'nın şoförünün ufak bir oyunu ile başladı.
Çıktıkları ilk buluşmadan sonra, aralarında büyük bir aşk filizlendi ve önlerindeki birçok engele rağmen tam 23 yıl beraber oldular. Engellerden ilki Rüçhan'ın 40, Türkan'ın 17 yaşında olmasıydı. Bu yetmezmiş gibi, bir de Rüçhan evliydi! Adlı'nın eşi boşanmak istemedi ve Şoray'ın annesi bu beraberliğe karşı çıktı ama onlar yine de yılmadı.
Birlikte yaşamaya başlayan aşıklar, birbirlerine her gün sevda mektupları yazıyordu. Rüçhan'ın mektuplarında sevdalısından 'Sultan' diye bahsetmesi de, bu mahlasın nereden geldiğini açıklıyor.
Adlı, Şoray'ın kendini koruyabilmesi gerekçesiyle birtakım kurallar koymasını önerdi ve bunun üzerine, bugün Türkan Şoray'a bile garip gelen; 'Türkan Şoray'ın adı en başta ve tek yazılacaktır.', 'Türkan Şoray öpüşmez.' gibi meşhur kurallar ortaya çıktı.
Türkan Şoray ile Rüçhan Adlı ilişkisi hem Rüçhan Bey'in evliliği hem de yaş farkı sebebiyle her zaman çok sağlıklı gitmedi. Üstüne bir de Türkan Şoray, Mine filminin setinde tanıştığı dönemin karizmatik oyuncusu Cihan Ünal'dan etkilenince ikilinin arası biraz daha açıldı. Türkan Şoray ile Cihan Ünal birbirine aşık oldu ve Yağmur adında bir kız çocuğu dünyaya getirerek bu aşklarını taçlandırdılar.
Cihan Ünal ile yaklaşık 3 yıl kadar evli kalan Türkan Şoray, eşinden ayrıldıktan sonra tekrar Rüçhan'la oturdukları villaya geri döndü.
Aralarında anlaşma yaptılar ve evin farklı katlarında yaşamaya devam ettiler. Adlı'nın aşkı ise hep devam etti, hatta verdiği son röportajda 'Beni yaşantım boyunca onun kadar hiç kimse sevmedi. Onu da benim kadar kimse sevemez” sözlerini kullandı romantik aşık...
Her iki tarafında ciddi derecede hatalı olduğu çirkin bir olayı neden "aşk" adı altında güzel göstermeye çalışıyorsunuz? Benim yaşım 41, ben şimdi bu yaşta 17 yaşında olan bir kız çocuğunun peşinde koşsam ve bu yaptığım haber olsa, sayın onedio benim için hangi başlığı atardı? İkincisi ise yuva yıkan genç ,cahil bir insanı da yine "aşk" adı altında, hem de yaptığı çarpık ve sonu yuva yıkmaya götüren iğrenç bir şeyi neden gözümüze şirin göstermeye çalışıyorsunuz ey sayın onedio?
aşk dediğin yuva yıkmış sonra başka yakışıklı görünce ona gitmiş. yıllar geçince de aile dostu gibi anlatmış.
Hadi göreyim bakalım bundan sonra benzer yaşlara nasıl başlıklar atıyorsunuz. Ama zengin ve ünlü olurlarsa normal değil mi? Bu nasıl bir güzelleme? Nasıl bir ikiyüzlülük?