Türkan Elçi sözlü olarak verdiği ifadenin ardından hazırladığı 3 sayfalık dilekçeyi de savcıya verdi. İfade işleminin ardından Diyarbakır Barosu'na geçen Türkan Elçi savcıya verdiği dilekçeyi gazetecilere okudu. Dünyada bir insanın vereceği bir şikayet dilekçesinin eşinin öldürülmesi ile ilgili olması kadar üzücü bir durum olmadığını belirten Elçi, şöyle dedi:
'Tahir Elçi Türkiye'de uzun yıllardan beri süregelen siyasal, hukuksal problemlerin yaşandığı tüm zamanları çok iyi bilen evrensel ve ulusal hukuk nosyonuna vakıf bir kişiliğe sahipti. Adalet ve hukukun ilkelerinin tezahür ettiği bir toplumun inşa edilmesi için yaşamını adayan müstesna bir hukukçuydu. Tahir Elçi Türkiye'nin son dönemlerde yaşadığı kaotik havanın ihtiyaç duyduğu bir figürken, Türkiye'de farklı kesimler, farklı sesler arasında tek ses olabilecek bir pozisyondayken katledilmesi anlamlıdır. Tahir Elçi son dönemlerde artan şiddet olaylarının ölüm kokan atmosferinde sükunete, barışa ve yaşanacak sivil ölümlere işaret edebilme cesaretini göstermiştir. Son dönemlerde insan, vicdan, barış gibi kavramlar içi boşaltılmış kavramlar haline gelmişken Tahir Elçi'nin bu gibi ifadeleri samimiyetle dillendirmesi kimilerine anlamsız gelmiştir. Bu çağrıları göz önüne alınmadan sadece bir televizyon programında söylediği bir cümle ile hedef haline getirilmiş, katlinin vacip olduğu hissini yaratacak kadar medya ve yargının gündemine insafsızca oturtulmuştur. Sarf ettiği cümle sadece farklı bir zaviyeden bakmanın gerekli olabileceği yönünde hukuksal yönden bir tartışmaya mevzu olabilecekken, toplum nezdinde infial yaratacak bir tutuklama kararıyla resmen Tahir Elçi hırpalanmıştır.'