Türk Ticaret Kültüründe Yeri Çok Önemli Olan Ahilik Hakkında Bilmeniz Gereken 10 Şey

Ahilik, Ahi Evran tarafından Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle kurulan esnaf dayanışma teşkilatıdır. Bu içeriğimizde Ahilik kültürünün nasıl oluşup ilerlediğini hep birlikte inceleyeceğiz. 👇

1. Aslen Horasan kökenli olup Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Anadolu’da yaşayan Alevî-Bektâşî Müslüman Türkmen halkın sanat, ticaret, ekonomi gibi çeşitli meslek alanlarında yetişmelerini sağlayan, onları hem ekonomik hem de ahlaki yönden yetiştiren, çalışma yaşamını iyi insan meziyetlerini esas alarak düzenleyen bir örgütlenmedir.

Temel mesleği 'Dabbaklık'tır. Kendi kural ve kurulları vardır. Günümüzün esnaf odalarına benzer bir işlevi olan Ahilik iyi ahlakın, doğruluğun, kardeşliğin, yardımseverliğin kısacası bütün güzel meziyetlerin birleştiği bir sosyo-ekonomik düzendir. Ahi Evran'a Ahi Baba da denir.

2. Ahilik kelimesinin kökeniyle ilgili iki iddia mevcuttur. 👇

İlk iddiaya göre kelime Arapça kökenlidir. Buna göre 'Ahi' kelimesi Ahiyye'nin tekili olan 'ah' kelimesine birinci tekil 'ya'sı ilave olunarak 'ahi' şeklinde telaffuz olunmuş halidir. İkinci iddiaya göre Ahi kelimesi Türkçe Akı kelimesinin zamanla değişimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu kelimenin Ahi birlikleri içinde zaman zaman Ahi Baba şeklinde ifade edildiğini görüyoruz.

3. Orta Asya'da hüküm süren Oğuz Yabguluğu yıkılınca 1040 Oğuz Türkleri yavaş yavaş Selçuklu egemenliği altına girerek Anadolu'ya göç etmeye başlamasıyla Ahilik teşkilatının temelleri atıldı.

Ekseriyeti göçebe olan Oğuzlar, kopup geldikleri Orta Asya steplerine benzediği için daha çok Orta Anadolu kırsalını mesken olarak tercih ediyorlardı. Dolayısıyla Orta Anadolu'nun Türkleşip İslamlaşması hızlı olurken, şehirlerde bu dönüşüm yavaştı. İslam dini de, yerleşik hayatı gerekli kılıyordu. İşte bu sebeple, göçebe Türkmenlerin İslâmlaşma sürecini hızlandırmak, Anadolu'yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tacirleriyle rekabet edebilmek amacıyla ve Hacı Bektaş-ı Veli'nin tavsiyesiyle Ahi teşkilâtı Anadolu'da kuruldu.

4. Anadolu'da Ahiliğin şekillenmesi ve köylere kadar teşkilatlanması politik ve sosyo- ekonomik bir mecburiyetin ürünüdür .

Bazı araştırmalar Ahiliğin Kırşehir'de ortaya çıktığını ileri sürer. Diğer bir görüşe göre, Bağdat'ta büyük üstadlardan ders alan Ahi Evran, Arapların kurduğu Fütüvvet Teşkilatı'ndan etkilenerek, 1205'te Anadolu'ya gelmesinden kısa bir süre sonra ilk olarak Kayseri'de Ahilik Teşkilatını kurmuştur.

5. Tarihi kaynaklardan, Ahi Evran zamanında Anadolu'nun şehir ve kasabalarında ortaya çıkan Ahi kurumlarının, Ahi Evran'a bağlı merkezi bir teşkilat olabileceği imajı çıkıyor.

En azından bu kurumlar, onun koyduğu ilkelere bağlı kalmış olmakla, manen Ahi Evran'in liderliğindeki geniş bir teşkilatın şubeleri gibidir. Fakat onun ölümünden sonra, bağlı olunan ilkelerde büyük benzerlikler mevcut olmakla beraber, İbn-i Batuta'nın belirtiği gibi, Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar yayılan bu kurumlar arasında organik bir bağ bulunmamaktadır.

6. Ahi olmak ve peştamal kuşanmak için kişinin bir Ahi tarafından önerilmesi zorunludur. Üye olmak isteyenlerden yedi fena hareketi bağlaması ve yedi güzel hareketi açması beklenmektedir:

  • Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak,

  • Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak,

  • Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak,

  • Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak,

  • Halktan yana kapısını bağlamak, Hak'tan yana kapısını açmak,

  • Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, Marifet Kapısını açmak,

  • Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak.

7. Ahilik Teşkilatı Selçuklular döneminde ekonomik ve ticârî faaliyetlerinin yanı sıra, askerî ve siyasi faaliyetlerde de bulunmuş, aynen Bektaşi ve Yeniçeri Ocaklarının olduğu gibi Osmanlı Beyliği'nin kuruluşunda ve güçlenmesinde etkin rol oynamışlardır.

Aşıkpaşazade Derviş Ahmet, Osmanlı'nın kurulmasında etkin olan Dört unsur arasında Ahiliği de belirtmiştir. İlk Osmanlı padişahlarının ve vezirlerinin çoğu Ahi Teşkilâtı'na mensup şeyhlerdir.

8. Ahi Teşkilâtı'nın müslümanlara has bir kurum olarak iş görmesi 17. yüzyıla kadardır.

Osmanlı Devleti'nin hakimiyet alanı genişleyip, gayrimüslim oranının artmasıyla farklı dinden kişilerin ortak çalışması zorunlu olmuştur. Din ayrımı gözetilmeden ortaya çıkan bu kuruluşa da gedik denmiştir. 1727 yılından itibâren rastladığımız bu kavram Türkçe bir kelime olup tekel veya imtiyaz anlamına gelmektedir. Kavram olarak 'Osmanlı bünyesindeki esnaflığa ve sanatkarlığa girişi tetkik etmek' demektir. Yapı olarak ahilikten farklı olmamakla birlikte ömrü onun kadar uzun olmamıştır. Zira 1838 Balta Limanı Antlaşması'yla tekel idaresi ortadan kalkmış ve gedikler çözülmüştür.

9. Ahilik teşkilâtı 3 dereceli bir düzene dayanır. Her kapı üç dereceyi içerir. Bu dereceler şöyle sıralanır:

  • Yiğit

  • Yamak

  • Çırak

  • Kalfa

  • Usta

  • Ahi

  • Halife

  • Şeyh

  • Şeyh-ül Meşayıh

10. Kırşehir'de kabri bulunan Ahi Evran'ın kurduğu bu teşkilatla ilgili Ahilik geleneğinin unutulmaması için Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odaları tarafından bazı şehirlerde her yıl Ahilik haftası ve kutlamaları yapılmaktadır.

Ahilik teşkilatı, gençlerin iyi yetişmesini ve meslek kazanmasını sağlardı. Savaş, afet vs. kötü durumlarda da kuruma üyeler ve halk arasında dayanışma olurdu. Padişahlar ve diğer yöneticiler de ahilik teşkilâtını destekleyerek gelişmesini istemişlerdir.

Popüler İçerikler

A Millî Takım'ın UEFA Uluslar Ligi'ndeki Play-Off Turu Rakibi Belli Oldu: Macaristan
Mauro Icardi'den Olay Wanda Nara Paylaşımı: ''Evimde 2 Saat Boyunca Beni Taciz Etti''
Bahis Reklamı ve Teşvik İçin Soruşturma Başlatılmıştı: RTÜK Başkanı TV8 İçin İnceleme Başlatıldığını Açıkladı!