Gelecek planlarınızı bu meslekler üzerinden yapıyorsanız, yapmayın. Özellikle önünüzde üniversite sınavı, KPSS gibi dönüm noktaları varsa.
Gelecek planlarınızı bu meslekler üzerinden yapıyorsanız, yapmayın. Özellikle önünüzde üniversite sınavı, KPSS gibi dönüm noktaları varsa.
Televizyonda hikayesi en çok anlatılan erkek o erkek. O kadar çok derdi ve tasası oluyor ki KPSS’ye hazırlanan Ali onda kendinden çok şey buluyor. (Soldaki)
Zengin ve yakışıklı iş adamının yanında promosyon olarak verilen bu karakter, yer içer gezer esas kıza platonik aşık olur ve hiç geçim sıkıntısı yaşamaz. (ortadaki çiyan)
Genelde konakta yaşayan bu tür, ne iş yaptığı belli olmayan bir holdinge gidip
toplantılara girer ve eve jeepi ile dönüp evdeki kadınların kavgalarını ayırır.
Arada onlara bağırır. Kendisini en az bir kere halk oyunları oynarken görürüz, onu da pek beceremez.
Bu karakter en ballı karakterlerden, hastaneye çok az uğrayıp peşindeki onlarca kadının derdine koşar. En büyük hobisi lüks arabasıyla o kadınları servis şoförü gibi oradan oraya bırakmaktır.
Bu çocuk genel olarak gezer tozar fakir kızlara aşık olur ve ailesini çok üzer.
Dertli hüzünlü bir çocuktur, acılarını geceleri spor arabasıyla gezerek hafifletir.
Her orta yaşlı kadının hayali olan bu fena sayılmayan erkek, genelde genç kadınlarla evlenir ve çok cömert çok anlayışlı ve çok tatlı dillidir. Bir sürü parası vardır. Başka bir özellik sayamıyoruz maalesef. Sık sık takım elbise giyip toplantılara gider.
Karakterler arasında en kafası karışık karakterdir, illa görüşüp bayramlarda ziyaret ettiği bir mahalle vardır. Takım elbise giyip araba sürer. Ateş eder arada kısa cümleler kurup etrafa kötü bakar. Hiç geçim sıkıntısı yaşamaz. Olan etrafındaki kadınlara olur. Etkilenmez yoluna bakar.
Listede en çok özenilen karakterdir. Adamlarına bağırır, düşmanlarına bağırır, eve gelir karısına bağırır, sofrada çocuklarına bağırır, metresine bağırır döner sonra karısına bağırır. Arada aynada kendisine bağırır. Ve kimse ona bir şey demez. KARİZMATİK VE YAKIŞIKLI görür herkes onu. Her erkeğin rüyasıdır. Silah taşır takım elbise giyer ve yine arada arabasına binip kafasını dağıtır.
Bu çok yakışıklı ve gayrı meşru yaşam formatının derdi hiç bitmiyor, intikam alsa ağlıyor almasa ayrı ağlıyor. Silah kullanıyor, arabaya biniyor ve herkese küsüyor. Takım elbise yine başrol.
Esas kıza en fazla vakti verebilen bu şahsiyet giyiniyor yiyor içiyor arada
çalışıyor…
Yakışıklı ve başarılı olan polis memuru modelimiz genelde iş ortağı
hanım kız ve birkaç kadın daha tarafından sevilir. İşi gereği silah taşıyıp
araba kullanan tek karakter budur. Yakışıklı olmayan türleri daha ballı olur, savcısını kendine aşık eder. Şiddete meyillidir.
Bundan ekranlarda binlerce var, tam olarak ne mezunu oluyorlar aileden ne kadar kalmış, nasıl para kazanıyorlar hiçbir fikrimiz yok. SADECE İŞ ADAMI olduklarını biliyoruz. Çok fazla boş vakitleri olduğundan her zaman her yerdeler.
Yediği önünde yemediği arkasında olan bu karakter hep triplerde olup diğer karakterler gibi yiyip içip spor arabası ile geziyor. Takım elbise çok yakışıyor. Tam bir işe yaramaz fakat fakir kız seviyor.
Her Türk erkeğinin babam olsun dediği bu karakter adam öldürmüş, çalmış, çırpmış yuvalar yıkmış ve haram yemiştir fakat Oscar Wild ve Mevlana’dan alıntı yaptığı için gözümüze hazret görünmüştür. Şoförü olduğu için araba kullanmayan tetikçisi olduğu için silaha da pek elini sürmeyen bir muhteremdir.
Ekranlarda artık neslini tüketmiş olan bu karakter son kalan gerçekçi karakter olup KPSS kazanamayacak arkadaşlara, atanamamış öğretmenlere adeta nefes olmuştur. Zengin ve Yakışıklı olmadan da hayatta kalabilmenin mümkün olduğunu göstermiştir ve tabii ki sinsidir.
Leblebi kutusu taşır gibi tabanca taşırlar, darp, gasp, adam vurma bunlardadır ama ya hapse girmezler ya da hapis demosu yaparlar. İşin bok tarafı son yıllarda tv'lerde bu karakterler o kadar peynir ekmek gibi ki, yeni yetme gençlerin kafası çalışmayanı bu hayallerle yaşıyor yazık.