Türk Sinemasının Onur Yürüyüşü: 1923'ten Günümüze LGBTİ+ Esintili Filmler

28. İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası'nın teması 'Ben Neredeyim?' olarak belirlenirken, Türk sineması nerede biz de onu inceledik. İşte 1923'ten bu yana LGBTİ+ izler bulabileceniz Türk filmleri:

1923: Leblebici Horhor

Türkiye'de ilk olarak 1923'te Muhsin Ertuğrul'un yönettiği Leblebici Horhor adlı filmde travestiler yer almıştır. Bu film sessiz film olarak çekilmiştir. Yapıtın bir özelliği de, Venedik 2. Uluslararası Film Şenliği'ne katılıp onur belgesi almış olmasıdır. Bu durum, Türk sineması tarihinde yurt dışından gelen ilk ödül sayılmaktadır. Filmde mirasyedi Hurşit Bey ile Horhor adlı bir leblebicinin kızı Fadime'nin aşk öyküsü işlenmektedir.

1962: Ver Elini İstanbul

1962'de Aydın G. Arakon tarafından çekilen Ver Elini İstanbul, lezbiyenliği içine dahil eden Yeşilçam'ın ilk sinema filmidir. Attilâ İlhan, Ali Kaptanoğlu adıyla senaryoyu yazmıştır. Bu filmde ilk defa iki kadının (Mualla Kavur ve Leyla Sayar) öpüşmesi yer almıştır fakat bu sahneler Sansür Heyeti taraından kesilmiştir. Attilâ İlhan bu öpüşme sahnesiyle ilgili olarak yıllar sonra şu açıklamayı yapmıştır: 'Mualla Kavur, Leyla Sayar'ı ikna edinceye kadar bir hayli uğraştı. Kızlar kamera önünde oynadı ve sahne çekildi. Sansür Kurulu'nda seyretmişler, çok da beğenmişler! Sonra da 'Kesin bu sahneleri' demişler.'

1963: İki Gemi Yanyana

Atıf Yılmaz'ın İki Gemi Yanyana filminde ise Suzan Avcı ve Sevda Nur'un öpüşmesi yer almıştır. Filmin senaryosu Kemal Tahir ve Atıf Yılmaz tarafından yazılmıştır. Atıf Yılmaz'a göre bu sahneler, Türk sinemasının o yıllarda cinselliğe bilinçli olarak göz kırpıp gizliden gizliye nabız yoklamasıydı.

1965: Haremde Dört Kadın

Halit Refik'in Haremde Dört Kadın  filminde Osmanlı yaşamının baskılarından kaynaklanan lezbiyenliği anlatılmıştır. Senaryosu Kemal Tahir'e aittir. Mihrengiz (Birsen Menekşeli), Gülfem (Pervin Par), Şevkidil (Ayfer Feray) ve Ruhşan (Nilüfer Aydan), Sadık Paşa'nın haremindeki dört kadındır. Bu kadınlardan Mihrengiz ile Şevkidil arasındaki sevgi giderek lezbiyen bir ilişkiye dönüşür. Cüneyt Arkın bu filmdeki iyi oyunculuğuyla filmografisinde kendisine isim getiren ilk işlerinden birini yapmış oldu.

1980: Beddua

Osman F. Seden'in Beddua'sı erkek eşcinselliğini ele alan ilk filmdir. Filmin başrol oyuncusu Bülent Ersoy, cinsiyet değiştirmeden önce yer aldığı bu filmde çocukluğunda tecavüze uğrayan, eşcinsel bir şarkıcıyı oynamıştır.

1985: Dul Bir Kadın

Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı Dul Bir Kadın, Necati Cumalı'nın aynı adlı eserinden senaryolaştırılmıştır. Döneminin en iyi yapıtlarından biri olarak yorumlanan film, Türkiye'de cinsel sömürüyü konu alıyor. Eşinden boşanmış, güzel ve çekici bir kadın olan Suna (Müjde Ar), Gönül'ün (Deniz Türkali) antika sattığı dükkânda Ergun'la (Yılmaz Zafer) tanışır. İkisinin arasında başlayan aşk, onlara Suna'nın en iyi arkadaşı Ayla'nın da (Nur Sürer) katılarak birlikte Bodrum'a tatile gitmeleriyle farklı bir boyut kazanır. Film, 22. Antalya Film Festivali'nde 'En Başarılı Film Ödülü'nü aldı.

1985: Suçlu Gençlik

Yönetmenliğini Orhan Elmas'ın yaptığı filmde, yan karakterlerden birini canlandıran Nazan Ayaz'ın babası eşcinsel ilişkilerden duyduğu rahatsızlığı anlatan küçük bir sahne yer almıştır. Hülya Avşar ve Kenan Kalav oyuncular arasındadır.

1986: Acılar Paylaşılmaz

Eşcinsel bir genç ve babasını konu alan ve yönetmenliğini Eser Zorlu, yapımcılığını Mahmut Tezcan'ın üstlendiği filmin senaryosu Yasemen Zorlu tarafından yazılmış,Sedat Karadeniz tarafından kurgulanmıştır. Filmin başrollerindeyse Kadir İnanır ve Kerem Tunaboylu yer almaktadır.

1992: Düş Gezginleri

Yönetmenliğini Atıf Yılmaz'ın yaptığı film  Lale Mansur'a en iyi kadın oyuncu dalında Altın Portakal kazandırmıştır. Ne kadar heteroseksüel bakış açısıyla çekilse de halk tarafından ötekileştirilien, farklı gözle bakılan toplumda yaşama şansı bırakılmayan eşcinsel  insanları işleyerek yankı uyandırmış ve 1994'te Torino Lgbt Film Festivali'ne katılıp uluslararası eşcinsel film şenliğine katılan ilk Türk filmi olma özelliğine sahip olmuştur.

1995: Sokaktaki Adam

Senaryosunu Ülkü Karaosmanoğlu ile Attilâ İlhan'ın yazdığı ve Biket İlhan'ın yönettiği Sokaktaki Adam  filminde iki genelev çalıştıran Benli Meryem (Suna Yıldızoğlu) ile esmer ve kısa saçlı hizmetçisi Tresula (Süeda Can) ateşli bir şekilde öpüşüp, sevişirler.

1996: İstanbul Kanatlarımın Altında

Filmde, 17. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin IV. Murat döneminde, dünya tarihine uçmaya teşebbüs eden ilk kişi olarak giren Hezarfen Ahmet Çelebi'nin Galata Kulesi'nden uçması anlatılır.  Sultan IV. Murat’ın (Ege Aydan) eşcinsel sevgilisi Musa Çelebi(Berke Hürcan) olarak gösterilmiştir.

1997: Hamam

Filmin yönetmenliğini Ferzan Özpetek üstlenirken başrolleri Alessandro Gassman, Francesca d'Aloja, Halil Ergün, Şerif Sezer ve Mehmet Günsur paylaşmıştır. Filmde; yıllar önce İtalya'yı terkedip İstanbul'da yaşamaya başlayan teyzesinin öldüğünü ve kendisine miras olarak bir hamam bıraktığını öğrenen, meslek hayatında başarılı, evlilik hayatındaysa problemli genç mimar Francesco'nun İstanbul'a gelişi ve Mehmet adlı gençle ilişkisi anlatılmıştır.

1997: Ağır Roman

Film Metin Kaçan'ın aynı adlı romanından uyarlanmıştır ve dönemin en çok ses getiren filmlerinden biri olmuştur. Eser adını ağır bir Roman oyun havasından alır. Baş karakter Salih'in en yakın arkadaşı Orhan'ın (Küçük İskender) Salih'e aşık olması eşcinsel alt metni gösterir.

1998: Lola and Billidikid

Yönetmenliğini Kutluğ Ataman'ın yaptığı 1999 yılı Türk-Alman ortak yapımı drama temalı eşcinsellik konulu film. İlk olarak Almanya'da gösterime giren filmde eşcinsel olduğu için aile içi şiddet gören bir çocuğa yönelik homofobi konu edinilmiştir.

2005: İki Genç Kız

Perihan Mağden'in 2002 yılında yayınlanan İki Genç Kızın Romanı adlı romanından uyarlanmış, Kutluğ Ataman'ın yönetmenliğini yaptığı, 2005 yapımı uzun metrajlı ve lezbiyenlik teması içeren Türk sinema filmidir. Başrollerinde Hülya Avşar, Vildan Atasever ile Feride Çetin'in yer allmaktadır.

2007: Yaşamın Kıyısında

Altı ana karakter (Ali, Yeter, Nejat, Ayten, Lotte, Susanne) etrafında geçen film, bu kişilerin birbiriyle iç içe geçen veya birbirine teğet geçen hikâyelerini, Almanya - Türkiye ekseninde ve anne-kız, baba-oğul ilişkilerini vurgulayarak anlatır.  Nurgül Yeşilçay'ın Alman oyuncu Patrycia Ziolkowska ile öpüştüğü sahne çok konuşulmuştu.

2009: Güneşi Gördüm

Mahsun Kırmızıgül'ün ikinci yönetmenlik denemesi olan bu filmde, kalabalık bir ailenin dramını anlatıyor. Film, 2009 yılındaki 82. Akademi Ödülleri'nde Türkiye'nin yabancı dilde en iyi film dalında Oscar aday adayı olarak seçilmiştir. Filmde trans kimliklere yer verilmiştir.

2011:Zenne

Eşcinsel olduğu için 15 Temmuz 2008 tarihinde vurularak öldürülen Ahmet Yıldız'ın hikâyesinden esinlenerek yazılan bir hikâyeden uyarlanan film. Yönetmenliğini Ahmet Yıldız'ın arkadaşları Caner Alper ve Mehmet Binay'ın üstlendiği film 13 Ocak 2011 tarihinde vizyona girmiştir. Filmin müzikleri Demir Demirkan ve Paolo Poti tarafından hazırlanmıştır.

2011: Nar

Lezbiyen cinsel kimliklerine sahip kadın karakterlerin başrolde olduğu filmin olay örgüsü bu karakterler üzerinden ilerleyen filmlerden biridir.Filmin başrollerinde Serra Yılmaz, Erdem Akakçe, İdil Fırat ile İrem Altuğ yer aldı. Toplamda on beş günde çekildi.

2013: Tamam Mıyız?

Çağan Irmak'ın yönettiği, eşcinsel bir karakterin merkeze oturtulduğu filmin başrolünde Deniz Celiloğlu ve Aras Bulut İynemli yer almaktadır. Eşcinsel bir heykeltıraş ile elleri ve kolları olmayan engelli bir gencin arkadaşlığı anlatılıyor.

2016:Ekşi Elmalar

Filmin başrollerinde Farah Zeynep Abdullah, Şükran Ovalı ve Songül Öden yer alırken yapımcısı Yılmaz Erdoğan. Usta oyuncu Cezmi Baskın’ın eşcinsel çerçi performansı ise filmi özel kılıyor.

2017: Aile Arasında

Aile Arasında, Ozan Açıktan tarafından yönetilen ve senaryosunu Gülse Birsel'in yazdığı komedi türündeki Türk filmi. Filmin başrolerinde Engin Günaydın, Demet Evgar, Erdal Özyağcılar, Devrim Yakut, Fatih Artman, Şevket Çoruh, Gülse Birsel, Derya Karadaş, Su Kutlu ve Ayta Sözeri yer almaktadır.  Ayta Sözeri canlandırdığı Behiye karakteri ile 2018'de Sinema Yazarları Derneği En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülünü kazandı.

2018: Cebimdeki Yabancı

Serra Yılmaz'ın yönetmen koltuğunda oturduğu filmin konusu şöyle açıklanmış: 'Bir akşam yemeği partisinde yeniden buluşan yedi arkadaş, telefonlarına gelen bildirimleri grupla paylaşmalarını gerektiren bir oyun oynayınca iç dünyaları açığa çıkar. '  Çağlar Çorumlu, tepki görmemek için arkadaşlarından cinsel kimliğini saklayan bir karakteri canlandırır.

Popüler İçerikler

Ayliz Duman Çok Sade Kaldı: Miss Universe 2024'te Gelmiş Geçmiş En Çarpıcı Ulusal Kostümler Giyildi!
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
YORUMLAR

IV Murat'ı Burak Sergen oynamıştı, fotoğraftaki kişi de Burak Sergen zaten. Ege Aydan Hazerfen rolündeydi. Benim en sevdiğim türk filmlerinden biridir. Sinema olarak da 1996 dan nasıl geriye gitmişiz görmek için izlemek gerek.

27.06.2020

Cahil periler’i atlamissiniz..

Pasif Kullanıcı
27.06.2020

Yesilcam bol bol erotik filmle dolu.Avrupa yakasindaki tahsinin bile mustehcen sahneleri.Iyi avuclamis rahmetli.Daha bir suru sahneler.Bizler yesilcam filmlerini ya sansurlusunu izledik ya da filmin ortasindan izledik.Hem daha cocuktuk.Bazi sahneleri oyleki sasirir kalirsiniz.Ozelikle Tarkan filminde bol bol sahneler var.Spartacustan hallice.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ